iç sıkıntılarımın günlük sıkıntılarımla kolkola gezdiği bir gece denk geldim bu şarkıya. ne dinlesem diyerek müziklerim klasörünü karıştırıyordum, içimi açacak bir şey bulmaktan ümit kestiğim anda kızımın müzik klasörü çarptı gözüme. dürüst olayım müzik zevkimiz pek uyuşmuyor. o daha hareketli ve gürültülü parçalar dinlemeyi seviyor, benim zevkim ise ruh halime göre değişiyor.

neyse efendim belki işime yarayan bir şeyler umarım ümidini bir köşede bulundurarak tıkladım klasöre. çoğu adını ilk defa duyduğum sanatçıların parçalarından oluşan yüzden fazla eser çıktı karşıma. yabancı olanları istemsiz bir içgüdüyle es geçerekten adını duyduklarıma doğru ilerledim. hayko cepkin adını görünce bir durakladım, bir iki defa 'anne dinle bak çok beğeneceksin' baskısı altında dinlemek zorunda kalmıştım ama görünüşünüde görünce 'aman benden uzak olsun da kim dinlerse dinlesin' demiştim (yalan yok). bu nedenle onun parçalarınıda tam geri planda bırakırken bu parçanın adı çarptı gözüme. yarası saklı! sözleri iç sıkıntıma müziği günlük sıkıntılarıma hitap edebilirdi. evet evet. dinleyerek ne kaybedebilirdimki, zaten geçmeyen dakikaları öldürmeye katkısından başka.

ve piyano çok yavaşça ruhumu ele geçirdi, ardından tüm orkestra vede hayko cepkin'in bugüne kadar dinlemeyerek neler kaybettiğimi anlamamı sağlayan sesi.

kurtarın beni
tutun elimden düşmeden
kollayın beni
korkar oldum ben herşeyden

unutmam seni
çok acı verdin giderken
hala çok yeni
yarasi sakli derimde

yok mu bunun ilacı?

önyargılarımı yıkmalıyım!