hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki rakı, şarap tatile girdiler, bira da ne pis biçim bir para tuzağıymış.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki ilk defa lap top almadığıma yüksek sesle söylendim, sesim buharlaştı.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki altyazı okurken gözüme akan terlerim, yerli sinemaya dönüş yaptık gene bir de.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki üç günlüğüne yazlığa davet ettiler, her şey tamam, üşendim.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki fırat'ı düşündüm bugün, bu koşullarda cinsel bir düşünce olması mümkün değil.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki habermas kayboldu evin içinde, jack london'a geçtim.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki o terbiyesiz, şerefsiz sivrisineklere bile hallenemedim.

hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki üç kelime yanyana gelip...

temmuz buraya kadar, çok işim de yok ama biliyorsunuz, hava da o kadar sıcak o kadar sıcak ki bir türlü gelemedim.