çağa, durumlara, şartlara göre kendisine farklı anlamlar yüklenmiş kavram.

bildiğimiz kadarıyla hz. peygamber devrinde bizzat "tasavvuf" isminden söz edemiyoruz. fakat yaşantı olarak var. o ve dostları tasavvufi neş'eye ve zevke sahip bir hayat yaşıyorlar. bunu isimlendirme ihtiyacı duymuyorlar ne var ki. bu dönemde tasavvuf, hz. peygamber'e itaattir.

sahabe ve tabiin döneminde ise tasaavuf ismi yine yok ama "zühd" var. tasavvuf bu dönemde dünyadan el etek çekmek, mal sahibi olmamak, devlet adamlarıyla ilişki kurmamak şeklinde anlaşılıyor. çünkü son derece karmaşık olaylar zincirinin ortasında müslümanlar.

onuncu yüzyılda tasavvuf marifet'tir. allah'ı bilmek, ona aşık olmak, onu zikretmek... bu dönemde tasavvuf ayrıca literatür bakımından da son derece verimli bir çağı idrak ediyor. yani bu dönemde tasavvuf ilim demek.

onüçüncü yüzyıl, muhyiddin ibn arabi, sadreddin konevi ve mevlana'nın bulunduğu zirve devri. islam dünyası hem haçlılar hem de moğollar tarafından baskı altındayken tasavvuf "metafizik" olarak yükseliyor ve böylece dünya düşünce tarihine sayısız mütefekkir kazandırıyor. tasavvuf bu dönemde metafizik demek.

metafizik dönemin ardından gelen beş asır, tasavvuf için tekke ve tarikat demektir. büyük tarikatların büyük insanları ve halifeleri kurdukları tekkelerle halkın mizacına göre şerbet verip onları hikmetle donatıyorlar. bu dönem zühd anlayışının da değiştiği bir dönemdir. buna göre zühd mal sahibi olmamak değil, mal sevgisini içinde barındırmamaktır. bu çağ osmanlı tasavvufunun en etkili olduğu asırdır.

on dokuzuncu yüzyıl tasavvuf tarihi açısından son derece hazindir. batı medeniyetinin sömürgeye susamış ve ağzından salyalar akan vücudu doğu medeniyetini kuşatmıştı. özellikle osmanlı'nın zayıf düşmesiyle beraber kuzey afrika'da tasavvuf emperyalizme karşı direniş demektir. tarikatlar, fransa ve italya'nın zulümlerinden bıkmış onbinlerce insanın ferah bulduğu ve ayrıca sömürgecilere karşı direndiği bir merkez konumundaydılar. tarikatların bu yapısından libya'ya gidip söz konusu direnişe katılan mustafa kemal de yararlanmış ve olumlu neticeler alınmıştır.

günümüzde tasavvuf nasıl anlaşılıyor bu bağlamda? sanırım buna vakıf olmak için biraz daha yaşlanmamız gerekecek.