bundan bir süre evvel olası bir operasyon sonrası ülkemizde yaşanabilecek sorunlara dair bir kaç şey karalamıştım farklı internet sitelerinde. en basit ve en belirgini de şehir merkezlerinde patlayacak olan bombalardı. işte buyrun; diyarbakır'da kentin en işlek caddelerinden birinde, çoluk çocuğun içerisinde patlattılar bombayı. bütün umutları iyi bir eğitimle bir meslek sahibi olmak isteyen 4 genç hayatını kaybetti. toplam 5 kişi...
terör, pkk, kürt, kürtler hakkında daha önceki yazdığım yazılara binaen ekleyebileceğim pek birşey yok. ancak tekrar dillendirilmesi gereken birkaç hususu arz ediyorum.
türksolu dergisinden kuzey fırat'ın yazısından biraz alıntı;
"...cumhuriyet düşmanı, atatürk düşmanı kesimlere baktığımızda hemen hemen hepsinde ortak bir yan görebiliyoruz. bu kesimler kendi aralarında oldukça örgütlüler, kendi aralarında ekonomik bir güç yaratmış durumdalar. şeriatçısından bölücüsüne tüm kesimler kendi aralarında ittifak halindeler. pkk'nın bu derece güçlenmesi, belediyeleri almaları, meclis'e dahi milletvekili sokabilmeleri bu çerçevede değerlendirilmeli. evet, ne yazık ki pkk böyle bir ekonomik güç yarattı. bugün baktığımızda, pkk'nın işadamları, sanatçıları, sporcuları, küçük esnafı var. özellikle büyük şehirlerde bu temelde örgütlendi.türksolu'nun bundan iki yıl önce dikkat çekmeye çalıştığı, uyarıcı olmaya çalıştığı "kürt istilası" gerçeği artık herkes tarafından kabul edilmekte. büyük şehirlere ve sahil kentlerine doğru bir kürt göçünün olduğu, buralara yerleşen kürtlerin bir süre sonra buralarda ekonomik olarak etkin bir duruma geçtiği artık gözle görülen bir gerçek. pkk sadece silahlı mücadele yürütmüyor artık. silahlı saldırılarının yanı sıra, bu saldırılarda kullandığı mermilerin, bombaların, mayınların parasını türklerin cebinden alıyor! şehitlerinin arkasından ağlayan türkler, oğullarına sıkılan mermilerin alınması için pkk'ya para veriyor!
"her türk, alışverişini mutlaka türk'ten yapmalıdır. kürde aktarılan para pkk'ya maddi destek demektir. türk, bu maddi desteği kesmezse, hem türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de kürdün altında ezilecektir..." türksolu başyazarı gökçe fırat, 2005 yılında, pkk'ya karşı mücadelenin en temel esaslarından birini bu şekilde ortaya koyduğunda gerici-bölücü kesimin, sahte atatürkçülerin, amerikancıların saldırısına uğramıştı. ne yazık ki tarih gökçe fırat'ı haklı çıkardı. ne yazık ki diyoruz, o dönem bu uyarıları dikkate almayan türklerin pkk'ya verdiği paralar çocuklarına kurşun olarak geri döndü. şimdi bu gerçekler toplumun tüm kesimleri tarafından yüksek sesle dillendiriliyor. artık bu gerçekler tüm çıplaklığıyla ortada.
milli bir kampanya: verdiğimiz paralar çocuklarımıza kurşun olarak dönmesin!..."
böyle demiş kuzey fırat türksolu isimli dergide. hiçbir kürtten alışveriş yapmamayı, bir sakız bile almamayı, türkülerini dinlememeyi falan öneriyor. tarih bunları haklı çıkarmış, tarih birşeyler çıkartıp bunlara göstermiş vs.
doğuda bir asker, ya da bir terörist olmak, ele silah alıp dağlaya harekata çıkmak... çok kolay, emin olun çok kolay!
kendisini askerlik şubelerinin önüne atıp "beni de alın askere" diye cengaverleşen gençlerimizin hangisi bu patlamalarda ölen masum gençler kadar cesur? hangisinin geleceklerine dair bu çocuklar kadar umutları var?
anlatmaya çalıştığım ve hayatım boyunca çabalayacağım şey, kuzey fırat'ın söylediği "her kürt aslında pkk'lıdır" lafını yerle bir edecek olaylarla pekişti durdu tarih boyunca. tarih boyunca, orda "masum" insanlar öldü, masum "kürt"ler öldü ve hala bu ülkede kendisini aydın sananlar, bu operasyonu destekliyor, savaş çığırtkanlığı yapıyor. ilkokul öğrencisi bir çocuk bile bilir kent merkezlerinde bombalar patlayacağını, olanın masumlara olacağını. şimdi ben, burda, bilgisayarın başında elimde çay ve kahveyle bunları yazabilecek kadar korkak mıyım bilmiyorum, hayatımın büyük bir bölümünü tunceli'de askerlik yaparak geçirdim. üniformayla değil, kısa şort, tişört, mevsim şartlarına göre işte. iki ateş, sürekli iki silah arası bir hayat!
bir operasyonda güme gider miyiz, eve bir bomba atılır mı, bok yoluna mı gideriz, şehit mi oluruz, terörist mi derler? hayatınız iki silah arasındayken geleceğe dair tek hayaliniz bu olur. ama silah varsa elinizde ve o "iki silah arası" bir hayatın sağında ya da solunda kafasına silah dayayanlardan biriyseniz, düşüneceğiniz şey "şehit mi olurum kahraman mı"dır.
şimdi siz küçük kafalar, bir kaç dakika gözlerinizi kapatıp, orda, doğuda patlayan bombaların arasında hayal edin kendinizi, bir asker ya da terörist olarak değil, bir vatandaş olarak. bunu hayal bile etseniz, emin olun yeryüzünde sizden daha cesuru yoktur.
terör, pkk, kürt, kürtler hakkında daha önceki yazdığım yazılara binaen ekleyebileceğim pek birşey yok. ancak tekrar dillendirilmesi gereken birkaç hususu arz ediyorum.
türksolu dergisinden kuzey fırat'ın yazısından biraz alıntı;
"...cumhuriyet düşmanı, atatürk düşmanı kesimlere baktığımızda hemen hemen hepsinde ortak bir yan görebiliyoruz. bu kesimler kendi aralarında oldukça örgütlüler, kendi aralarında ekonomik bir güç yaratmış durumdalar. şeriatçısından bölücüsüne tüm kesimler kendi aralarında ittifak halindeler. pkk'nın bu derece güçlenmesi, belediyeleri almaları, meclis'e dahi milletvekili sokabilmeleri bu çerçevede değerlendirilmeli. evet, ne yazık ki pkk böyle bir ekonomik güç yarattı. bugün baktığımızda, pkk'nın işadamları, sanatçıları, sporcuları, küçük esnafı var. özellikle büyük şehirlerde bu temelde örgütlendi.türksolu'nun bundan iki yıl önce dikkat çekmeye çalıştığı, uyarıcı olmaya çalıştığı "kürt istilası" gerçeği artık herkes tarafından kabul edilmekte. büyük şehirlere ve sahil kentlerine doğru bir kürt göçünün olduğu, buralara yerleşen kürtlerin bir süre sonra buralarda ekonomik olarak etkin bir duruma geçtiği artık gözle görülen bir gerçek. pkk sadece silahlı mücadele yürütmüyor artık. silahlı saldırılarının yanı sıra, bu saldırılarda kullandığı mermilerin, bombaların, mayınların parasını türklerin cebinden alıyor! şehitlerinin arkasından ağlayan türkler, oğullarına sıkılan mermilerin alınması için pkk'ya para veriyor!
"her türk, alışverişini mutlaka türk'ten yapmalıdır. kürde aktarılan para pkk'ya maddi destek demektir. türk, bu maddi desteği kesmezse, hem türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de kürdün altında ezilecektir..." türksolu başyazarı gökçe fırat, 2005 yılında, pkk'ya karşı mücadelenin en temel esaslarından birini bu şekilde ortaya koyduğunda gerici-bölücü kesimin, sahte atatürkçülerin, amerikancıların saldırısına uğramıştı. ne yazık ki tarih gökçe fırat'ı haklı çıkardı. ne yazık ki diyoruz, o dönem bu uyarıları dikkate almayan türklerin pkk'ya verdiği paralar çocuklarına kurşun olarak geri döndü. şimdi bu gerçekler toplumun tüm kesimleri tarafından yüksek sesle dillendiriliyor. artık bu gerçekler tüm çıplaklığıyla ortada.
milli bir kampanya: verdiğimiz paralar çocuklarımıza kurşun olarak dönmesin!..."
böyle demiş kuzey fırat türksolu isimli dergide. hiçbir kürtten alışveriş yapmamayı, bir sakız bile almamayı, türkülerini dinlememeyi falan öneriyor. tarih bunları haklı çıkarmış, tarih birşeyler çıkartıp bunlara göstermiş vs.
doğuda bir asker, ya da bir terörist olmak, ele silah alıp dağlaya harekata çıkmak... çok kolay, emin olun çok kolay!
kendisini askerlik şubelerinin önüne atıp "beni de alın askere" diye cengaverleşen gençlerimizin hangisi bu patlamalarda ölen masum gençler kadar cesur? hangisinin geleceklerine dair bu çocuklar kadar umutları var?
anlatmaya çalıştığım ve hayatım boyunca çabalayacağım şey, kuzey fırat'ın söylediği "her kürt aslında pkk'lıdır" lafını yerle bir edecek olaylarla pekişti durdu tarih boyunca. tarih boyunca, orda "masum" insanlar öldü, masum "kürt"ler öldü ve hala bu ülkede kendisini aydın sananlar, bu operasyonu destekliyor, savaş çığırtkanlığı yapıyor. ilkokul öğrencisi bir çocuk bile bilir kent merkezlerinde bombalar patlayacağını, olanın masumlara olacağını. şimdi ben, burda, bilgisayarın başında elimde çay ve kahveyle bunları yazabilecek kadar korkak mıyım bilmiyorum, hayatımın büyük bir bölümünü tunceli'de askerlik yaparak geçirdim. üniformayla değil, kısa şort, tişört, mevsim şartlarına göre işte. iki ateş, sürekli iki silah arası bir hayat!
bir operasyonda güme gider miyiz, eve bir bomba atılır mı, bok yoluna mı gideriz, şehit mi oluruz, terörist mi derler? hayatınız iki silah arasındayken geleceğe dair tek hayaliniz bu olur. ama silah varsa elinizde ve o "iki silah arası" bir hayatın sağında ya da solunda kafasına silah dayayanlardan biriyseniz, düşüneceğiniz şey "şehit mi olurum kahraman mı"dır.
şimdi siz küçük kafalar, bir kaç dakika gözlerinizi kapatıp, orda, doğuda patlayan bombaların arasında hayal edin kendinizi, bir asker ya da terörist olarak değil, bir vatandaş olarak. bunu hayal bile etseniz, emin olun yeryüzünde sizden daha cesuru yoktur.