gündemdeki ne kadar apık sapık konular varsa onların binbirvaryasyonu açılıp hiç bir fikre sahip olmadan klasik laga lugacı kahve milletimin insanlarının hiç olmazsa atlanabilir şirinliği olmadan hart hurt develikle icra edildiği, ezberlerin bozulmadığı, ezberleri şöyle bir yapıcı olarak eleştirildiğinde ana avrat küfür bile edildiğinde sanal yalnızlığa ilk adım atılır.

daha a,b,c'yi yeni öğrenmiş, öğrendiklerine bir yorum katacak bir kapatisesi olmayan daha doğrusu olamayan üstüne üstüne her dallağı ben bilirimcilik yapanları gördükçe ve bu diplomalı eşek tabirini hak edenleri görüldü mü sanal yalnızlık başlar.

google bir konu aradınız diyelim. binlerce bilgi var ama hepsi aynı tornadan çıkmış gibi standart. o ondan çalmış bu bundan çalmış, kimin eli kimin cebinde belli değil.

laga lugaya, develiğe gözün doymuş ise sen de hayat 3. viteste ise 1. vitestekilerin problemlerinden ve daha kırk fırın ekmeğin 1. ekmeğini hazmedemiş miğdeler sarmış ise garbın afakını, bu miğdeleri bir zaman sonra dingildemezsin.

yazı anlayan için yazılır, lafta anlayana anlatılır, madem anlamak için en ufak çaba bile gösteren yok, anlamak için sormak kılıfına girip de tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar gibi sorulara cevap vermektense sanal yalnızlık en güzelidir.

eh zaten gitgide hıyarağalarının metrekareye düşen sayısı fazlalaşmış toplumda , çıldırmamak için kendini buzdan kalelere hapis etmek başka bir çare var mı?

hayallerini yakma, battaniyene sarın.....