''bana bu konuda öğütler verdiğinde sinirleniyorum. haklı çıkacağından öylesine emin ki! insanı inandığından vazgeçiremeyecek olmak ne büyük çaresizlik! hele ki iddiası benim duygularımla ilgiliyse... benim hislerimin niteliği, niceliği ve geleceği hakkında hüküm vermekle hata ediyor. ikimizin geleceği nasıl bizden bağımsız olabilir? yaşayacak ve beraber öğreneceğiz. bizim olduğu için her şey güzel olacak. paylaştığımız için mutlu olacağız. sonumuzu getirecek olan şey onun şahane teorilerinin doğru çıkması değil, şimdi birimizin çıkıp, 'olmayacak, böyle olunca hep şöyle olagelmiştir' diyerek hikayemizi yazmaktan vazgeçmesidir. oysa önümüzde bir yol var. ve ben vazgeçmeyeceğim. '' (a..)

***

''yanılıyor. yanılgısı 'senden vazgeçmeyeceğim' derken gözlerinden okunuyor. emin değil. ama eminmiş gibi davranıyor. benden de bu yalana inanmamı istiyor. ne yani, bu kandırmacayla mı sürüklenelim? benim geleceğimi örmek istiyor. kendim için kurduğum hayalde nefessiz kalacağını biliyor. ama kurban o olmayacak. kendi yazdığı senaryoyu oynatacak, ölen de ben olacağım. ipleri ona verir miyim? asla... kimse kendini garantiye almadan bir başkasının hayatının ortağı olmaz. gerçeği er geç anlayacak.'' (c..)

***

''onu bir süre görmemek şunu öğretti: duygularım üç-beş duraklı bir döngü halinde seyrediyor. ayrılık anından sonra sürekli artan bir özlem, bu özlemin doruk noktasına ulaştığı andaki dinginlik, dinginliğin tükenmesinden sonra başgösteren umutsuzluk ve umutsuzluğun acı vermez hale gelmesinden sonra vazgeçiş... tüm bu süre boyunca gittikçe onu daha az düşünür oluyorum. onu seviyorum. çünkü vazgeçtikten sonra bir şey oluyor. ilk durağa geri dönüyorum. bu 'bir şeyler' o kadar ufak ayrıntılar ki, sanki bahane arıyor ve buluyorum. bu sevgi değil de nedir? peki bunu ona nasıl ispat edeceğim? ''(a..)

***

''dün karşımda otururken onda yeni bir şey farkettim. bana değil de benimle aynı hizada fakat metrelerce uzaktaki birine bakıyor gibiydi. itiraf yakında gelecek. ama kesin kanıtlar arıyor. ilk kez gitme hayalimle dalga geçmedi. acaba vazgeçmiş gibi mi yapıyor? beni telaşlandırmak mı istiyor? telaşlanır mıyım? sahi, olmayan şu sevgiye beni inandırmış olabilir mi...'' (c..)

***

''biçtiği deneme süresi hızlı geçiyor. denemekle haklıymış... çünkü döngü zinciri koptu. özlem- dinginlik- vazgeçiş- özlem- dinginlik- vazgeçiş- dinginlik- vazgeçiş- dinginlik- vazgeçiş- vazgeçiş- vazgeçiş... beni tekrar özlettiren o bir şeyler artık yoklar. ama bunu ona söylemeyeceğim. vaadedilmiş bir sevginin aslında olmadığını öğrenmenin acısını yaşamasın. onu kendi hayallerini gerçekleştirmek için yaşayacağı bensiz hayatında düşünmek artık beni üzmüyor. onu sevmiyormuşum... beni üzen bu.'' (a..)

***

''planladığım gibi, bir yıl sonra yine karşımda. bir yıl önce bu karşılaşmanın, teşhisi doğrulanmış doktorla, doktoruna boyun eğmiş ve bu suretle tedavi olmuş hasta arasında geçeceğini sanıyordum. oysa şimdi, hiç hasta olmadığını düşünen birine bakıyorum. içimdeki bu kırıklık da neyin nesi... o kabul etmese de ben kazandım. bir 14 şubat günü havadan sudan konuşurken, gözlerinde bir ima arayıp durmam, teorimi kesin olarak doğrulatmak için. aksi yönde kanıt yok. yanılmamışım demek. bu anlamsız günü daha iyi anlamlandıramazdık. yanılmadım. sevgi pohpohlanmak ister...'' (c..)

***

''utanıyorum! oysa ne kadar emindim kendimden. ona tahammül edeceğime, her şeyin üstesinden geleceğime nasıl inandım! son kararımı verirken aklımdan şu geçiyordu: tek ortak hayalimiz saçlarımızın bembeyaz olduğu zaman, o koltukta uyuklarken 'kalk cumayı kaçıracaksın' diyeceğim andı. varacağımız son noktayı hayal ediyorduk, arası boşlukmuş. onu salt bu hayal için sevmeye devam edemediğim için üzgünüm. hele bir başlasak gerisi gelmeyecekti. bu sevme şekilleri bize yetmezdi. engellerden aşıracak kadar büyütemezdik. haklıydı...'' (a..)

***

''yanlış mı yaptım... abarttım mı geleceği? kaç gün süreceği belli olmayan gelecek için; günler, aylar harcadım. akışına bıraksaydım; denemeseydim onu. güvenseydim. büyütürdük belki de o şeyi. saçları beyazlayıncaya kadar mutlaka benden akıllı ve basit bir adam bulacak, o adam sevgisini yitirmesine izin vermeyecek. uykusundan, o adamı uyandıracak. yanılmış olabilirim. sadece yola çıkıp yürümek yetebilirdi belki, belki...'' (c..)

***

''geçti. şimdi karnımda kaybettiğim bir bebeğin yasını tutuyorum. belirsiz, öznesiz bir yas. haklı olduğunu düşünmüştüm ama artık değil. sevgi her daim heyecan ve tutku barındıran, hep büyüleyen, hep canlı tutan bir duygu olamaz. o benim kısır döngümdeki gibiydi. bazen sesini kesebilir, ortadan yok olabilirdi. ama bir şeyleri bahane edip geri dönerdi. keşke ona sürekli 'olmadığını' fısıldayan o vesvese fısıltısı olmasaydı. o sevgiyi ikimizin üzerinde gördü, boyun eğeceği kadar büyütmek istedi. olmadı. sevgim benden büyük olamazdı, zira onu ben taşıyordum.

yanılmışsın. her şey çok basit. ben sevebiliyorum.'' (a..)