daha evvel sevan nişanyan hakkında yazarken dile getirdim, 50 yaşında bir adamın politik, edebi, insani kimliğini -üstelik tümüyle kişisel- bir hadise ile çöpe atamazsınız, o zamana kadar ve o zamandan sonra ürettiklerinin üzerine çizik atamazsınız. esas olan, yaşam ve siyaseti (ya da hangi üretim alanıysa) birbirinden ayrı tutabilmek, birindeki hadiseleri diğerine tahvil etmemek, yaşamları siyasal ödül ve cezalarla şartlamamak, illa bir karşılık bulunacaksa da hakkani davranmak yerin dibine batırmaktan, göklere yükseltmekten kaçınmaktır. misal nişanyan'ın eğer arkadaş iseniz kişisel ilişkinizi gözden geçirmenizi gerektirebilecek eylemi onu nasıl kötü bir dilbilimci yapmıyorsa, marguiles'in yakını iseniz geçmiş olsun dilekleri ileteceğiniz durumu onu iyi bir yazar yapmaz. aynı durum kendisinin de pek övünerek yazdığı gibi ilhan selçuk için de geçerlidir.

doğrudur marguiles ve birçok taraf yazarı ilhan selçuk'un gözaltına alınış biçiminden "kişisel" olarak rahatsızlık duyduklarını dile getirmekle beraber, ergenekon'un üstüne bu şekilde gidilmesini onaylamışlar, hatta alkışlamışlardır. ve hatta ilhan selçuk'un mağduriyetine yaslanarak kestiği pozları, popülerleşme girişimlerini alay ederek karşılamışlardır, haklıdırlar! beri gelelim, bir grup genç, örgütlü ya da örgütsüz, sağduyulu ya da kanı fazla kaynak, uygun ya da uygunsuz bir tepki gösteriyorlar, boya döküyorlar; bir feveran bir feveran. komik oluyorsunuz baylar, çok komik.

siz değil misiniz, 68li-78li anılarınızı sıkça anlatan, şimdiolsa asla onaylamayacağınız eylemleri yer yer "utanarak" dile getiren?
siz değil misiniz, konu ergenekoncular olunca basın özgürlüğü deyimini elden bırakan?
solu çok kaba algılamakla suçlayıp, alternatif hedef ve eylemler öneren de sizsiniz. topyekün ergenekoncu ilan ettiğinizi ben hatırlamıyorum, ama kendi partiniz dışındakilere sıklıkla bel altı darbeler indiriyorsunuz bay marguiles.

neden ertuğrul özkök değil de solcu bir yazar seçilmiş? sizce denk gelse aynı delikanlılar ve genç kızlar özkök'e boya atmakla mı yetinir ya da yetinmelidir? ailesinin yanında yapılmazmış, mafya bile öyle yapmazmış, "solcu" olarak aile kurumu konusunda bu kadar feodal yaklaşımlarınız olduğunu bilmezdik, yoksa siz hala aile kurumunun peçesini kaldırmadınız mı? etnik kimliğine laf edilmiş, atmayalım...

cezalar ve ödüller ah ödüller...

sevgili still cursed organize etsin, bosnian bana boya döksün, ben lacrimosa'yı cırmaklayayım, tuya hepimize sövsün, robbie fowler'ı eşek sudan gelene kadar dövelim, laneth tavan yapsın, yaşasın laneth mağduriyeti.
tadı kaçmadan devam etmek isterim. "sol neden solun düşmanıdır" diye sorarlar kimileyin, bu doğru değildir, hiç değilse bizim sol dediğimizin böyle bir yolu yoktur, olmasaydı da iyiydi. kimileyin fakat ayrık otları o kadar artarlar ki tarlada, ekin kendine düşman olmamak için ayrıkotlarına karşı sabrını biraz inceltmelidir. kimileyinse sol sola silah çeker, sonra yatar kenara dalgasını geçer. ha bu roni abi, tam o kelamdandır, bir orhan veli şiiri kadar ciğercinin kedisine meyillidir.
demiştir ki 30.09.09 tarihli yazısında:
'barış hemen şimdi' gibi liberal söylemlerle bir yere varılmaz. bu cümleyi geçtiğimiz hafta sonu diyarbakır'da mezopotamya sosyal forumu çerçevesindeki bir toplantıda söz olan bir arkadaş dile getirdi.

sonra hemen bir el çabukluğuyla lenin dahil bildiği tüm argümanları desteğe çağırarak üstünde tepinmiştir bu "arkadaş"ın. hatta birifade özel olarak önem taşır o yazıda:
"bu nasıl bir aymazlık yahu! dünyanın herhangi bir yerinde "sol" çevrelerde böyle bir dangalaklık var mıdır acaba?"

pardon!?

dangalaklık denildi alenen ya da ben dörtbaşı mapmur bir orospuçocuğuyum çarpıtıyorum. ikincisi olmadığından pek eminim. peki ama işine gelince gençlerin kimi hatalarını, fazla heyecandan kaynaklanan abartmalarını özenle düzelten doğru ahmet abimize noldu? "dangalaklık" dedi adam yahu. sonra da sol içi şiddete hayır diye kelam ederler, sonra da adamın karısını dövmese bile ettiği laflarla şiddet uyguladığını ifade ederler, sonra da ingiltere'de gaylerin davasının harcına kürt kanını ilave ederler ve sonra da tüm bu akıl almaz abukluklara solduyu derler. dikkat ediniz aynı kişi akp'ye söylenen her kötü söze karşı kalkan etmektedir iman dolu göğsünü.

devam kanıtları var roni'nin, yüksek mercilerden onaylı, imzalı mühürlü. götü tam sıkıştığı anda korusun diye eski alışkanlıkla lenin'i çağırıyor hizmete, lenin barış için ne kadar uğraşmışmış, bu gelenekten geldiğini iddia edenlerin hakkı mıymış... her paragrafı da "yoksa ben yanılıyorum da liberallerin işi midirkomintern, liberaller mi demiştir bunları" gibi cümlelerle bitirmiş.

sen yanılıyorsun roni! lenin, tam da zimmerwald'ın sloganı "barış, her şeye rağmen barış!" olduğu anda "zimmerwald enternasyonal'i bitmiştir" demiştir, inanmıyorsan nisan tezleri orada, daha da inanmıyorsan, ben değil büyük ve rahmetli ustan cliff çok anlattı bunları.
sen yanılıyorsun roni! herkese (herkese değil senin gibilere) düşünce özgürlüğü vaad ettiği için desteklediğin parti kadar olamıyorsun sol adına sola sansür uyguluyorsun. liberal politik birterimdir roni, ben de "barış hemen şimdi" ya da "barış, her şeye rağmen barış" sloganlarını liberal buluyorum ve sen anında beni şiddet yoluyla susturmaya çalışıyorsun roni.
sen yanılıyorsun roni! ailenin yanında seni renkten renge sokanlaraöfkeni kusuyorsun da seni asıl gölge oyununun sahnesinde renklendirenlere karşı susuyorsun.
roni be, madem samimiyiz, madem ikimiz de solcuyuz, delikanlı ol iki dakka, nasıl bu kadar iki yüzlü olabiliyorsun. nasıl aslını bildiğin halde ve bu kadar bariz bir samimiyetsizlikle fikrini hiç değilse açıklıkla ifade edenlere saldırıyorsun. aynı samimiyetsizlikle barışın, tüm insanlar için barışın önündeki en büyük engeli bize savunuyorsun.
roni sen sahiden hiç utanmıyor musun?

edit: bir de roni türkiye sol hareketinin neredeyse tamamı bugün tkp'ye tutumları dolayısıyla cephe almışken tkp'nin söylemleri üzerinden sola sardırmak biraz ayıp olmuyor mu? olmuyorsa olmuyor de. olmuyorsa daha ben sana ne diyim.