nike, sabıkası en kabarık olan markalardandır.. yazılan sayısız raporda ücretlerin çok düşük olduğu, işçilere uygulanan maddi ve manevi suistimalden sıkça söz ediliyor. genelde çocuk işçiler çalıştıran nike, dünyanın en zengin şirketlerinden biri. çalışma sendikası kadınlar koalisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, nike'ın michael jordan'a 1 yıllığına ürün tanıtımları için ödediği 20 milyon dolar, endonezyalı işçilere bir yılda, çifti 120 dolardan pahalıya satılan 19 milyon çift ayakkabıyı üretme karşılığında ödediği ücrete eşit.

cinsel taciz ve suistimal ise nike fabrikalarında bir gelenek halini almış. çalışma saatinde konuştuğu için bir kadın işçinin ağzının bantlanması, 45 kadının elleri havada diz üstü çöküp 25 dakikalığına dik durmaya zorlanması, "sıcaklık cezası" olarak saatlerce güneşte bekletilen işçiler ve fabrika denetçilerinin kadın işçilere sarkıntılık etmesi gibi öyküler de nike çengelli fabrikalarda yaşanan öyküler..

işte bu bize gösteriyor ki, artık aynaya bakarken aklımıza "bugün şık oldum mu"dan çok daha ciddi sorular takılmalı: bu giysilerin bedelini kim, nasıl ödüyor? moda bu kış desenli kazaklar, uzun hırkalardan mı ibaret gerçekten; yoksa kan kusan, ağlayan, ölümüne yorulup erkenden ölen, aşağılanan, acı çeken insanlar mı moda yine? gururla taşıdığımız o logoların, etiketlerin altından sızan bu şeyler ne?