efendim, bendeniz biloperat, aspirin i şu sıralar bi yere kilitledim, istanbul la ilgili sorunları var. kavga ediyor manyak herif. deli midir nedir anlamıyorum zaten.. bu tiple aynı bünyede yer almak bile insanı mutsuz ediyor anlayamazsınız dostlarım. adam öyle böyle değil yahu, durup durup neşeleniyor falan yerinde duramıyor. garip yani tasvip etmediğim hareketler bunlar. neyse.. gelelim başlıkta bahsi geçen tam olarak beni yansıtan duygular yumağına. bak bak aklımdan geçince bile nasıl birikiyor yazılacaklar..

mutsuzluk.. benim yer yüzüne düşürülmüş gölgem..

ahh galiba hüzünbaz bir bünyem var, yoksa geçmişini çokta sikine takan bi insan değilim. yani tamam takıyorum, hatta geçmişimle beslenirim bazen (oha ya iki dakkada tükürüğümü yaladım, harbi kişiliksizim). ama sadece geçmişi değildir insanı hüzünbaz yapan. içinde bulunduğu mevcut durumda insanı hüzünbaz yani mutsuz yapabilir. ne yaparsan yap bazen olmuyor diye klişe vardır ya. hah işte o. klişe mlişe iş görüyor işte o. mutsuzum abi, ötesi yok, öyle hissediyorum. öyleyim. yani oturup hüzünlenmek için bir sürü sepet sebep koyabiliyorum her daim önüme.

al başlayayım. pazar günü sabah 10 akşam 10, toplamda 12 saat çalıştım. şaka falan değil, gerçek. evimde işime hayvan gibi uzak. evden işe işten eve gidiş gelişim toplamda 14 saati aştı. pazar günü 14 saatini iş yüzünden rezil bi vaziyette geçirmiş bi insan nasıl mutsuz olmasın sevgili dostlarım. eminim düşüncesi bile yormuştur sizi ki ben yaşadım bunu. hadi bunu geçtim, yarın sabah işe gideceğim ve bir dünya insan beni bekliyor olacak gişe önünde. ben içimden içimden küfür ediyorum diye düşünürken bi tanesini kesin ağzımdan kaçıracağım. kavga çıkacak. al sana bildiğin rezalet. onu da geçtim bu düşünceler yüzünden uyuyamıyorum da şimdi. hah tamda kılıf arıyordum uykusuzluğuma iyi oldu bu. yoksa iç dünyama girersek şu yazıyı şu satırlarda okumayı bırakırsınız. o yüzden girmiyorum. yüzeysel bakıyorum şu an durumuma. başka bi mutsuzluk yazısında da iç dünyamı tüm karanlıklarıyla kusucam buraya. söz.

devam edeyim mutsuzluk sebeplerimden birine. şimdi ben malum ağlak bi insanım. arkasından çok ağladığım bi kız arkadaşım vardı benim. ayrılalı çok oldu ama biz halen görüşüyoruz. yazışıyoruz işte. dostuz. geçen günlerden birinde msn de bana direkt hakaret etti. arkamdan çok mu beddua ettin de ben bu hallere düştüm söylesene gibisinden bişeylerdi. hafifletilmiş hali bu. aldatılmış bu. o da bana yıkıyor suçun bi kısmını ki ben yapmadım yani öyle bişey. ağladım ama çok ağladım çünkü terketti bu beni. neyse karışık bu mevzular. dün gece de aradı beni. uyuyamıyormuş, olanları falan anlattı. nasıl aldatıldığını falan. o konuşurken ben sevgili olduğumuz zamanlardaki konuşmalarımızı vs düşündüm hep ve gülesim geldi. ama dinledim de bişeyler kaçırmadım. gayet mantıklı şeyler söyledim, yani öyle düşünüyorum. ahaha kıza ayrıl dedim daha ayrılmamış çocuktan, aldatılmış ama ayrılamamış. bu yüzden mantıklı geldi bana da. evet. işte eski kız arkadaşımla ki çok sevmiştim (belki halen bişeyler vardır)(bilmiyorum) yeni erkek arkadaşının aldatmasını konuşmam mutsuz olmak için bi sebep sanırım. ya da çok uykum var saçmalıyorum bilmiyorum inanın sevgili dostalarım ama ben mutsuz oldum yani o an. evet evet mutsuzluk o. mutsuzluk mutsuzluk. neyse.

böyle işte ufak tefek iki şey anlattım altı üstü, hayvan gibi yazı oldu sanki. daha neler yazarım ki ben buraya. bu başlık benimmiş meğersem.

bi de mutsuzluk, mutluluk gibi değildir. çok çabuk ulaşabildiğimiz bir duygudur. belki de çok çabuk ulaşabildiğim için onunla özdeşleşmeyi istiyorum. bir elbise gibi sıradan, günlük bir elbise. istedğiniz zaman giyebiliyorsunuz rahatlıkla. mutluluk öyle değil halbuki düşününce. hani bayram günlerinde alınanlar gibi. az giyiliyor sanki.

ben aspirini çıkartayım artık. sıkılmıştır çocuk. sevgilisi de var zaten. mesaj falan atar belki. lan onun bile sevgilisi var benim yok. al bi mutsuzluk sebebi daha *(*ahaha) *(*harbi yuh yani mutsuzluk girisinde kahkaha efekti)*(*piç oldu entry ama söz daha iyileri gelcek) *(*sii yu)
biramın bitmesi. rakımın olmaması. viskinin çok pahalı olması. sevdiklerimden uzak olmam. cep vodkası içenlere alkolik yaftasının yapıştırılması ama bunun çok yavan, yayan kalması. yağmur'un yağmaması. odamda bir adet kutup ayısının rahatlıkla yaşabilecek olması: soğuk. bira şişelerinden sigara ve kola alma seanslarının sıklaşması. western union'a üye olan bankaların azlığı. üniversite öğrencilerinin dağıttıkları el ilanlarının okunmadan buruşturulup atılması. çamaşır yıkayamam. yıkananların da kendilerini asacakları bir ipin olmaması. ipsizlik. tiynetsizlik. vela. fena. kemet. inşaat halinde olan buhranlar. riyakar ilişkiler; 21. yüzyıl kadın erkek ilişkisizlikleri; 21. yüzyıla dairler-ler-ler.. pink floyd: marooned'la geç tanışmış olmam. biranın hala olmayışı ve telefonun gelip gelmeyeceği. uykusuzluk. uyuyamamak. uyumamak. uyumak istememek. yağmur. yağmur. burçak beni sevmiyor-lar. ah onur ah-lar. takılar. takılanlar. takıntılı olanlar. udi ustalarının üsturupsuz tavırları ve bir çift göz..,

mutsuzum.