ukdeydi bir zamanlar. şarkıyı bilmediğimden, ukdeci de -ifşa etmezsem olmaz- ukdeyi just for know diye verdiğinden mütevellit, o sözlük senin, bu arkadaş benim, şu karşıdaki arşiv onların birtakım saatler -yok daha neler- boyunca araştırdım, ama öyle bir şarkı olmadığından, just for know diye bir şarkı yazmaya karar vermiştim ki, adı yanlışmış, 'asjdhkajsdaksda' diye yarım yarım yarıldım; sonra hemen toparladım tabii.
öhöm;
abi dün geceden bu yana dead and lovely'i loopa aldım, birazdan bay bay diyebilirim, durumlar acayip enteresan. ama yine de ölürsem filan deyu, açılışı yapayım ki, sırada bekleyen de yazsın bir şeyhler.
urban species'la da çalışmışlığı olan masalımsı, rüya gibi sese sahip imogen heap, 2. albümünü piyasaya sürdüğünde lacrimosa'nın başına gelecekleri elbette ki bilmiyordu: kader, ahah. neyse, cıvıtmadan yazayım; abi şarkıyı indirdikten sonra kendime birtakım tokatlar attım, birtakım cimcimcikleme işlemlerine giriştim, evdekiler kimden dayak yedin lan deyu sorduğunda kendime geldim; içimdeki narrator yaptı, diyemedim, zira, o ne lan. neyse, cıvıtmadan yazayım. birkere youtube denen illet izin verse de giriş yapabilsem, canlı versiyonunu indirip, allayıp pullayıp mp3 formatında kayıt edeceğim ama, yasakçı zihniyetten ötürü şey ettiremiyorum; ayrıca şarkıya giriş yapamadım henüz, farkındayım. şimdi bunca yazının üzerine de, abi şarkıyı dinleyince kendimi bir masalın içinde buluyorum, hiç uyanmak istemiyorum, şarkı hiç bitmesin istiyorum, veracruz'a giderken bu şarkı inletsin diyorum teknemi; bu şarkı eşliğinde sevgilimle birtakım etkileşimlere girmek istiyorum, sevgilimin olmadığı aklıma gelince de önemsemek istemiyorum. şarkı devam etsin diyorum, sözleri siktiredilsin; çünkü, şarkı sapıttı, birtakım duyguları tek shot'ta veriyor, nevrim dönüyor, halet-i ruhiyem değişiyor, onun yerine kendimiz bir şeyler yazalım diyorum filan desem, nası olur kestiremiyorum; artık uyku vaktinin geldiğini kestirebiliyorum ama, evet.
öhöm;
abi dün geceden bu yana dead and lovely'i loopa aldım, birazdan bay bay diyebilirim, durumlar acayip enteresan. ama yine de ölürsem filan deyu, açılışı yapayım ki, sırada bekleyen de yazsın bir şeyhler.
urban species'la da çalışmışlığı olan masalımsı, rüya gibi sese sahip imogen heap, 2. albümünü piyasaya sürdüğünde lacrimosa'nın başına gelecekleri elbette ki bilmiyordu: kader, ahah. neyse, cıvıtmadan yazayım; abi şarkıyı indirdikten sonra kendime birtakım tokatlar attım, birtakım cimcimcikleme işlemlerine giriştim, evdekiler kimden dayak yedin lan deyu sorduğunda kendime geldim; içimdeki narrator yaptı, diyemedim, zira, o ne lan. neyse, cıvıtmadan yazayım. birkere youtube denen illet izin verse de giriş yapabilsem, canlı versiyonunu indirip, allayıp pullayıp mp3 formatında kayıt edeceğim ama, yasakçı zihniyetten ötürü şey ettiremiyorum; ayrıca şarkıya giriş yapamadım henüz, farkındayım. şimdi bunca yazının üzerine de, abi şarkıyı dinleyince kendimi bir masalın içinde buluyorum, hiç uyanmak istemiyorum, şarkı hiç bitmesin istiyorum, veracruz'a giderken bu şarkı inletsin diyorum teknemi; bu şarkı eşliğinde sevgilimle birtakım etkileşimlere girmek istiyorum, sevgilimin olmadığı aklıma gelince de önemsemek istemiyorum. şarkı devam etsin diyorum, sözleri siktiredilsin; çünkü, şarkı sapıttı, birtakım duyguları tek shot'ta veriyor, nevrim dönüyor, halet-i ruhiyem değişiyor, onun yerine kendimiz bir şeyler yazalım diyorum filan desem, nası olur kestiremiyorum; artık uyku vaktinin geldiğini kestirebiliyorum ama, evet.