kurallara aykırı bi kere. "hiçbir şeydir" olur mu? "hiçbir şey değildir" diyeceksin. ama olmaz: imaj düşkünleri, imajın hiçliğine bile bir 'var'lık biçmek için sözcükleri eğip bükerler böyle.

bazı yörelerde "desinlere iş yapmak" diye bir deyiş vardır. birinin bir iyiliği içinden geldiği için değil de, insanlar gördüğünde takdir ve beğenilerini sunsun, egolarını okşasın diye yapmasını anlatır. az söz, çok iş. seviyorum sizi atasözleri, özdeyişler ve bu her iki kapsama girmese de halk arasında söylenegelen ağız payı veren cümleler. bayılıyorum size. ne kadar kolay özetlersiniz durumu.

işin ilginç yanı, desinlere iş yapanlar süreci kısa olan edimlerde bulunurken; bazı imaj düşkünleri bunu genele yayar ve bütün yaşamlarını desinlere yaşarlar. nasıl olur bu? bir duruşu varmış gibi görünürler. örneğin erdem erdem diye bir yanlarını paralarlar, ama iş erdemli olmak ve olmamak meselesine gelince; önce ortalığı kolaçan edip (izleyen var mı yok mu diye) sonra erdemsizliği seçerler. asla kendileri olmazlar. çünkü kendileri olduklarını sandıklarında bile bir başkasının, başkalarının gözündeki yansımalarına odaklanmıştırlar. beş parası olmayan birinin bakkaldaki durumunu betimleyen ve 1980'li yıllara ait bir karikatür hatırladım. duruma açıklık getirmesi bakımından şahanedir:

pijama ile mahalle bakkalına girmiş ve sabah mahmuru olduğu her yanından belli bir yurdum erkeği, bakkala para uzatır ve şöyle der:
-50 gram beyaz peynir, 50 gram zeytin, bir de parliament.

kimse 50 gramlık peynire ve zeytine talim ettiğini göremez: o sırada evindedir. ama sosyal yaşama karıştığında içtiği sigara herkes tarafından görüleceğinden, markadan taviz vermemek zorunda hisseder kendini. işte imaj budur. parliament yerine, birinci içsin demiyorum. ama yeni harman içerek peynir ve zeytini 125'er grama çıkartıp hiç değilse çelişkenlikten uzak bir gündelik yaşam sürebilir: ama bunu kendine yediremez. sonra ne derler?

imaj hiçbir şeydir. imaj yargıya değil, önyargıya hitap eder. önyargıya yargıdan çok daha fazla önem verenlerse; gerçek yüzleri ortaya çıktığında yanlarında kimsenin kalmayacağı korkusunu taşıyan, kafkaesk böceklerden olmaktan öte geçemeyenlerdir gözümde.