hep özenmişimdir muhabbet kuşunu dudaklarından öpen, köpeğine suratını huşu içinde yalatan, ya da ne bileyim hamsterıyla köşe kapmaca oynayan insanlara.. hayvanları sevmeme rağmen böylesine yakın temaslarda bulunamadım hiç bi zaman. beslemeye yeltendiğim bütün hayvanlar ya öldü ya kaçtı ya bişey oldu. bi keresinde "konuşma garantili" bi papağan almıştım. kuş bırak konuşmayı, cik bile demedi. her nasıl ses çıkarıyosa artık bilmiyorum. yani sanırım bu hayvanlarla insanların arasında oluşan elektrik çok özel bişey herkeste olmuyo. ne diller dökmüştüm oysa o konuşma garantili papağana.. hepsi gelsin bi kere parmağıma konsun, kulağıma canım, aşkım diye fısıldasın diyeydi. su kaplumbağası aldım, çakma caretta caretta. hayvan ikinci gün kör oldu, üçüncü gün öldü yahu. hadi kötü baktım ilgilenemedim desem, kötü bakmaya bile fırsat olmadı ki bakamadım bile. yani bunun ağzına sıçsan nezaketen beş gün yaşaması lazım. kedi besledim bi kaç gün ruh hastası çıktı. kafasını okşarsın tırmalar, panik atak hastası gibi bi ciyaklamalar bi haller.. negatif bişeyler yayılıyo benden onlara doğru anladım, mesela ıssız sokaklardaki boyum kadar köpeklerden de korkmam o yüzden. bi ısırayım deseler taş olurlar herhalde, emin olmak üzereyim bundan. ben de artık seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli temasından bi ilişki kurdum onlarla. o değil de oyuncak ayımın da pamukları saçılmış. ona ne oluyo ki.