gayrı gider oldum kardaşlar
ve de kızkardaşlar...

kendi öz yurdumuzda yaşadığımıza bak, en sulak zamanlarında fidanların alıp götürüyorlar, koparıyorlar. bizi güzel kardaşım şahin ve güvercin diye ayırıyorlar. deyince de kabahatli oluyorsun, ne terbiyen kalıyor ne düzeysizliğin ne de cehaletin. halbuki her tez gelip geçicidir. zamanında neo-conların durumunu açıklamak için ortaya atılmışitı bu güvercin-şahin ikiliği, o neo-conlar sözde gitti, ama bu teze taze gelinin benzetmesi bile yakışık almayacak hevesiyle sarılanların nobel almış siyah güvercinleri obama, afganistan'a asker sevkediyor. ve kendi payına hiçbir sorumluluk duymayanlar sorunu bu kez güvercinler şahinlerle açıklıyor, başka bir neden yok yani... hastir çekilmişim.

gayrı haram bu can bana...

sefaleti biliriz, kendimizindir, çekeriz. yoksulluğu, yoksunluğu tanırız, mesela kış beyazında hamile karımızın kanamasını tere otlarıyla durdurduğumuz olmuştur ve karı öldüğünde beyazların içinde bir iki damla gözyaşımız düşmüştür. mesela toprağın kısır, hayvanların ölü olduğu vakitlerde canları beslemek için hiç sevmediğimiz adamlara yakarmak boynumuz borcu sayılmıştır, biliriz de çekeriz de. ama zulmün adı var, zulmün haki ve kara bir gürültüsü, zulüm bizim değildir, kabul etmeyiz. zulme isyan etmek içinse bizim buralarda izin istenmez. hastir çekilmişiz, hastirin...

oğul uşak bir de karım...

belediye binasına gelmişler, haberli, eskiler tezkereli derlerdi, gelmişler. oğluna sarılıyor adam, ne vakit döneceği meçhul, hapisten çıkan adamın şiirinde vardı bu, temayüldendir gece vakti basmaz polis evi, temayülümüze hastir çekeriz. dövülmüşüz, sövülmüşüz, kovulmuşuz, hastir çekilmişiz yani kendi öz yurdumuzdan.

çeker gider miyiz? hastirin ordan!

şiir: enver gökçe
şarkı: bence ahmet kaya.