küçükken başlamıştı bu delilik hali. belki tek erkek oluşumundan kaynaklanan yalnızlıktı içimdeki benden içre benin nedeni. şizofreni nedir bilmezdim, bir fren çeşidi deseler inanırdım. yukarıdan aşağıya üç; deliliği durdurmak için insanların kulak arkasında bulunan çıkıntının adı, dokuz harfli..ııı..evet evet, şizofreni..olmadı sanki, gülemedim buna da..oysa ne kadar da yaratıcı gelmişti. kimsenin yapmadığı bir espriyi yapacaktım, kimsenin keşfetmediği bir kelime oyunu keşfedecektim...hep farklı olduğumu sanıyordum...dedim ya, küçükken başlamıştı bu delilik hali. birlikte maç yaptığım mahalledeki tüm arkadaşlarımdan daha akıllıydım, birlikte sınava hazırlandığım tüm arkadaşlarımdan daha mahalleliydim. şimdi de pek bir şey değişmedi de, bir farkım olmadığını anladım. birlikte kitaplar hakkında konuştuğum arkadaşlarımın çoğundan daha fazla konuşuyorum futbol hakkında ve futbol hakkında konuştuğum insanlarla edebiyata dair tek söz etmiyorum...bu mudur peki beni farklı yapan, bu mudur beni delirten? değildir...o kadar kolay mı farklılık...

içimde hep bir "ben istesem yaparımcılık" vardı benim. on yıl önceydi galiba, ablamın defterini kullanıp zabıtlara geçirmiştik; "ben murat ö. u., on yıl içerisinde çok ünlü bir oyuncu, yazar ve şarkıcı olacağım"...on dakika önceydi, öğlen arasında "ulan benden çok iyi sporcu olurdu" dedim...geçen yıllar sonunda elimde olanlar: halı saha topçusu, karaoke şarkıcısı, sözlük yazarı...çakma hayatların başrol oyuncusu....

kahraman olacaktım ben. kara murat bendim ne de olsa. hep inandım içimde bir yerlerde o adamın olduğuna. ciddi ciddi mesih olduğumu düşünürdüm ben. hala düşünüyorum, ama meshedecek gücüm yok. umut tükendi de ondan mı öldü gizli öznem. çok gizledim de kayıp mı oldu? hayatı değiştirecek gücüm olduğunu düşünürdüm, hepinize ışık getirmek için gönderildiğime inanıyordum. çok iyi bir adamdım çünkü. kimseyi kırmazdım, herkese iyilik yapardım, herkes beni severdi, ben herkesi severdim. bir savaş çıksa mesela, tüm dünyayı peşime takıp insanlara doğruyu göstereceğimi düşünürdüm. kaç çocuk, ruh göçüne inanır da, o kendisine geçen ruhun atatürk'ünkü olduğunu düşünür ki? küçükken de deliydim demiş miydim? ben okula başlamamışken daha, o zamanki en büyük kahramanımın ruhunu içimde hissediyordum...içimde gizli bir özne vardı da olağanüstü bir olay bekliyordum hep. olmadı ama hiç bir şey. her şey olağan seyrinde devam etti, ben olağandışı oldum. kendimden uzaklaşıp, boynumu büktüm. yer çekimine boyun eğdim, boynum eğrildi.

otuz yaş sendromu diye bir şey icat edilmiş, geçenlerde okudum. bunu bile ben icat edemedim. her şey söylenmiş benden önce, her şey yapılmış. geç kaldım. belki bu yüzden çocuk yapıyor insanlar. hayatta bir iz bırakamayıp bari atıklarımızı bırakalım diyorlar. evet, eski ben değilim artık. sevmiyorum artık insanları. evet, çocuklara atık gözüyle bakmaya başlayacak kadar karamsarım. ve evet, hayat berbat.

yazdıkça düşünüyorum da, gizli özneler çocuklarımız galiba. biz de başkalarının gizli özneleriyiz, onların yapamadıkları, ulaşamadıkları hayatların umutlarıyız. bekledikleri ve gerçekleşmeyen olağanüstü olayların delilleriyiz. küçükken delil olduğumu söylemiş miydim?