bir aşık daşşukiler deyişi. günümüz gündelik hayatında "ya herro ya merro" şeklinde kullanılır. aşık daşşukiler gibi manyak bir kavimden günümüze kalan tek kültür mirasının bu laf olması tarih, felsefik, sosyoekonomik, psikolojik olarak büyük bir acı kaynağıdır.
soğuk bir kış mevsiminin çok enteresan, acayip bir perşembe günüydü. çarşamba'nın çarşafından kendisini kurtaran aşık daşşuki soyundan gelen fathilus terrimus adlı bir şahsiyet, markete girdi ve konuşmaya başladı;
"insanlık!
şimdi sizlere, kanımdan zerre farklı olmayan,
kendi damarlarımla damıttığım
yüce bir sevgi getirdim!
elimde görmüş olduğunuz bu sevgi,
her türlü acılara, kedere, uykuzluğa derman,
yaralara düşman,
dostlara kervan olacaktır!
başka yerlerde 30 altına verilen bu güzide ürünün yanında,
ünlü ozanımız cezm-i ersöz'ül gurubba'il fikran efendinin,
everything is something happened adlı harikulade eseri
bedava!
demin de zikretmiş olduğum üzere,
istediğiniz yere sorsanız 30 altın fiyat çekecek bu ibnelere karşı,
ben, sizden sadece ihtiyacı olan aşık daşşuki soyum için,
10 kalıp hacı şakir istiyorum!
evet muhterem vatandaşlar,
ablam, sayın ablam,
siz bir bakmaz mısınız şu sevgiye ?
-ay nesine bakayım ayol deli mi ne?!
peki ya sen abim, güzel abim, nasıl bu sevgi, ister cebine koy taşı,
ister odanda süs yap,
en kalın patatesleri bile bakın nasıl ince ince dilimliyor, bakın.
-oğlum çekil git başımdan, amigo almaya geldim ben neyin derdindesin?!
ah güzel insanlar,
bir kaç kalıp sabun için iteleyiverdiniz bu yetenekli sevgiyi,
siz bunları söylediniz ya,
ve siz, kendi kendime konuştuğum yıllar boyunca bir kalıp sabun için
bed ve bedbaht eylendiğim gecelerimin sabahında,
rüyalarımda gördüğüm eli sevgiden mayışmış insanlar!
hepinizin ..mına koyim!"
birden bir gürültü koptu, gelen hac-ı şakir idi!
"bre mel'un, bre ibnenin evladı,
senin sevgin, benim sunduğum rahat konforlu osbirin yanında,
ne yarraam eyler sorarım sana?!"
bu korkuyla ortadan kaybolan fathilus terrimus, satmaya çalıştığı sevginin aslında kötüye gizlenmiş bir truva atı olduğundan habersiz, madem bir kalıp sabun yok, sevgiyle çekerim osbirimi, sevgiyle, diye düşünerek başlamış iğrençliğine, ne var ki bir süre sonra sevginin içerisinden çıkan şeytan, kuyruğunu kibirle sallayarak;
"vay ..mın oğlu esteban,
sen misin bana durmadan arkadan dayayan?!"
işbu gün sonunda fathilus terrimus, artık ticaret hayatına son vermiş olduğu gibi, everything is something happened felsefesine kendisini kaptırmış, huzur ve barış aramak yerine, yolların her bir santimini bir kalıp sabun bulmak umuduyla arşınlar olmuştu.
(bkz: to be continued)