hayatın kötü yanlarını ele avuca sığdırarak, yenilen tokatları tekmelere çevirenlerin mesleğidir dilencilik. iş adamlığından, dükkan sahipliğinden, ev geçindirmekten, karı dırdırı çekmekten çok daha büyük bir beceri ve yetenek ister. sokakta yürüyen alelade bir vatandaşsanız bile yürüyüş şekliniz, el kol hareketleriniz, surat ifadeniz onlar nezdinde "hedef kitle" olarak adlandırılırsınız. onların inadı kadar sabrınız olmalıdır.

bu kadar tanım yeter. hani diyorum başımdan bir dilenci ile ilgili olay geçmeseydi tanımı bu kadar uzatır mıydım? neyse.

ortaokul bitmiş (o zamanlar ortaokul vardı, o yıllar yani, heey hey.), yaz tatilinde mahalledeki abilerimizden birinin bi marketi var. tatilin büyük kısmı abinin ısmarladığı meybuzlarla, efendime söyleyeyim, çitos pitoslarla falan geçiyor. karşılığında gelen müşterilere yavşaklık, sevimlilik falan yapıyoruz. iş bu abi.

günlerden bir gün, abimiz bir yere kadar giderken (manav reyonundaki salatalıkları düzeltiyordu, bana emanet etmiş havası yaratmak istemiyorum, övünmeyi sevmem.) ve "iki dakika sahip çıkın da hemen geliyorum" dedi. o sırada mavi gözlü, kıvırcık saçlı, selvi boylu bir çocuk geldi (eheh kız sandınız di mi). boynundaki levhada "sağır ve dilsiz" yazıyor, elinde bir galatasaray fincanı, içinde biraz bozuk para var (hah, bozuk para var tabi, kahveyle mi dolaşacaktı?). benim yaşlarımdaydı, üzüldüm, hayır acımadım, sadece üzüldüm. biraz bozuk para çıkarıp verdikten sonra yemedim yedirdim, içmedim içirdim, oyuncağı yokmuş aldım, amcası yokmuş oldum. sonra uğurladım ve gitti.

yaz bitmişti. lisenin ilk günü sınıfa çıkar çıkmaz heyecanla ortalığı kontrol edip "nerde otursak daha iyi ibnelik yaparız" endişesiyle kendime bir yer beğendim arka sıralardan. çok girişimci bir velet olduğumdan dolayı hemen öğretmen masasındaki öğrenci listesine göz gezdirdim. öğrenim hayatım boyunca işbu listenin en başında olmak için yanıp tutuşuyordum ki "22" öğrenci numarasıyla ilk sırada yer alıyordum. kafamı kaldırıp tekrar sınıfa doğru bakınca, en arka, duvar dibindeki sırada o "sağır ve dilsiz" çocuğu gördüm! yanındaki arkadaşına "lan kemal sana 500 ytl verseler bir kere değdirmelerine izin verir miydin" gibisinden muhabbetler ediyor?! garip bir buruklukla ön sırada bir yer edindim kendime. onun beni gördüğü ilk an tandığına emindim. lise hayatım boyunca, yaz tatilinde yaşanan şeylerden hiç bahsetmedim. ona bunu hiç söylemedim. adı neydi? mustafa, ya da oğuz gibi bir şeydi. evet evet, öyle bir şeydi.

lise boyunca maçlar yaptık beraber, kalecisi yokmuş oldum, topu patlamış yuvarlandım, abazan olmuş verdim. ibnenin evladı meğer ülkü ocaklarındaymış, mafyaymış.

evet sevgili okurlar, bu haftaki konumuz dilenciydi. tavsiye falan vermiyorum size. para verin onlara. sadece para.

(ha adını hatırladım lan, şener idi. şener. mustafa, oğuz nerden çıktı lan?.)
tahran'daki son saatlerimdi. arkadaşım düzenbazın tekiydi. şu çaya katılan şekerlerden alabilir miyiz bir markette filan dursak? açık market var mıdır buralarda?

şehir merkezinde vardır kesin.

bir sürü açık market bulduk. sokak ıssız değildi. ama çarşı gibi de değildi. zaten saat de geç değildi. arkadaşım bana şu çaya katılan ilginç safranlı şekerlerden almak için markete girdi. ben de kafamı arabanın camından çıkardım. ıslık tutturmaya başladım. sözlü kısma geldim. lan italyancasını mı söylesem, türkçesini mi?

italyanca söyleyeyim en iyisi, avanti popolo, alla riscossa, bandiera rossa, bandiera rossa! ne bakıyonuz lan! evviva socialismo il la liberta!!

derken arkadaşım geldi. sosyalizm burada yasaktır!

birkaç saat sonra yasak olmayacak. hem insanın beyninde olan bir şey nasıl yasaklanabilir ki?

tanrı'yı yok sayan herşey yasaktır.

sen tanrı'ya inanır mısın?

evet. ama tanrı müslüman değildir. hristiyan da değildir.

araba hareket etmeden önce cama bir kadın yaklaştı. başörtüsünü düzeltti. farsça birşeyler söyledi. arkadaşım ona bir miktar para verdi.

niye ona para verdin?

o bir dilenciydi.

dilencilere güvenir misin? bizim orada güvenmezler. kovalarlar böylesini.

geceleri etrafta çok az kişi varken dilenen kişi gerçek bir dilencidir.

****

hergün iranlı bir düzenbaz bir agnostikten ders almıyorsunuz.