- ...
- kardeşimde!?
- nerde?
- !?! ( ben nerdeyim ?)
- kardeşin nerde?
- orda ..
- git bul onu o zaman!!
doğruldum. üsütme örtüğüm kabanımı giydim çantamı çaprazladım ayağa kalktım ve yürüdüm...
ama gözümü diktiğim kapı camının sağ alt köşesinden koparıp kendimi "neden buradayım" die sormak için ne kadar zamanın geçtiğini bilmiyorum. yalnızca yanında durduğum tuvalet kapısından bi kafanın uzanıp bi şeyler dediğini ama bunun baya bi evvel zaman önce olduğunu, bulunduğum yerden tahmin ediyorum. çünkü muhtemelenen ilk yaslandığım yer tuvaletin kapısıydı belki de kapının koluna tutunup sallanmaya çalışmış da olabilirim bu yüzden oradan çıkan kafa bana kızmış da olabilir ama hayır öle olsa kesin hatırlardım(!) ayrıca karşımda sigara içen elemanda uzun süredir orda durduğumu kanıtlar anti-empatik "ne ayaksın sen" sendromlarından birini yaşıyordu. iyiydi güseldi de ben ankaraya mı gidiyordum. hiç de içimden gelmiyordu ankaraya gitmek. ama geceydi trendeydim. kafam fena halde güseldi izmitten genelde evden çıkıp trene binen ben, sarhoşluğumun yolcusu olarak biletimi ankaradan almış olur, ayıklığımı sabahın kör saatinde ayılmamış izmitte yaşardım. !?!???? .. ankaradan dönüyordum! ankaranın karanlığıydı ankaranın kokusuydu ankaranın yorgunluğuydu ..iyi ama hiç biri yoktu ceplerimde.
suuuuuu!!! trende tuvaletten su içmek zorunda kalmak en azından bunun için klozeti kullanmak mecburiyetinde değilim rahatlamaları demek. sanki su içmemişsinde demir yalamışsın gibi olursun. ve bu eylem tüm tükürük bezlerinin rezervlerini tüketmişçesine daha da susarsın. yemekli vagon bilmem kaç vagon ötededir o bilmem kaç vagon yüzlerce deniz mili,gidene kadar bilmem kaç uyuyan, horlayan, her kapı açıldığında "içeri giren bu edepsizde kim" diye bakan, süzen, nefret eden, uykusuzluğunu senin orda oluşundan bilen ya da camla bir olmuş gece o vakti hiç bişe görünmediğini bile bile "dışarıyı izliyorum ben, kimseyle ilgilenmiyorum" modunda oturan -ki en çok onları seviyorum çünkü en azından seni camdan izlerler bi kaç çift gözün eksik oluşuna sebeptirler ya da bende onlardanım tarafsız bakamam ki camdan- yüze karşı yürümek zorunda kalırsın. ters istikametten yola çıkmışsan da bi kafa tarlasına düşmüşsün gibi şekil şekil renk renk kafaların arasındaki keçi yolundan ilerlersin.
kapılar açılır ve kapanır kapılar ppıısssss pıssssssss.. nefret gıdıklayan, sabır dürtükleyen, geri dönme ve bir daha yerinden hiç kalkmama arzusunu tahrik eden pıssss pııssssss'lar.. yüz kaplan gücündeki tüm bu caydırıcı ihtimaller timi kantine giden yollar üserine konuşlanır. ve 4 pıss pısss ı göze alıp tuvalette gider demir yalayıcısı olduğunu, bunu daha önce defalarca yaptığını itiraf edersin ve eklersin "pişman diiliimm!!! yine olsa yine yaparım!!!"
suuu.. tuvalate girip su içsem. ama bu arada ya durursak. işte o zaman nerde olduğumu anlama ihtimalimi geciktirmiş olurum ve geciktiriciler sadece geciktirirler. karşımdaki tüten organizmaya sorsam o zaman da luzumsuz bi diyaloga maruz kalma ihtimalimi kuvvetlendiririm ama ben o kadar kuvvetli değilim. beynim zıplıyor. içim ucuz mısır gevreği halinde. suuu. sigara?!
kollarımı kim böle bağlamış birbirine, kanım çekilmiş ellerim uyuşmuş. uyuşukluğun geçmesi için yaptığım hareketler karşımdakini korkutuyor sanırım ayaklarını topladı, biraz kenara kaydı eheh o kadar korkunç muyum yahu.. sigaram nerde peki .. billeeeettttt! dırınngg bırıınnngg zannngg sooonnhh hönnkk! ohaaa ama yaa
korkunç bi korkusuzluukk.. ilk kez bisiklete binişimi hatırladım.klasik bi sahnedir ama klasikler yaşayanların yaşanılanlarını geometrize eder,bu da her ne demekse, neyse oturmuşsundur seleye baban arkadan tutmaktadır, dengedesindir ve pedallar çevrilir sağ sol sağ sol ya da sol sağ sol sağ ya da ilk hangisi yukarda kalmışsa işte.. başlamışsındır gitmye. gidersin gidersiin sonaa hopppp bi boşluk hissii.. uçuyormuşsun gibi.. yerçekimi yerçekimini çekmişte sen eksilmişsin gibi.. noluoo laan !?baba?! hiiyaaa gidiorum bennnn ama ben bisiklet kullanmaı bilmiorumm kiii baabaaa !!!
paldırr vede küldür yerdesindir... işte gidiyoorduum benn.. ya da paldır küldür kısmında mıydım.. belki düşmem bu sefer belki de düşünce ayılmıştım.. sigaraaaa! ii de nerdeis şimdi biz.. sanrım izmite gidiyorum eee ama izmite ya geri dönmek zorunda kalıcam bi istasyonda durursak. durursak bunu anlıcam.. ama durucak mıyız.. çok katlı sap binaların yüksek katlarından birine asansörle çıkmak zorunda kalmak gibi bitmeyen, akan kat kapıları, bitmeyen bi iç çekilişi, bitmeyen bi iç çekişi bitmeyen bi yukarıya çekiliş.. bitmeyen bi yolculuk.. nefes alamıyorum.. sigara içmem lazım artık bi nevi suni tenefüs. ne feci bi suni tepit.. pıssss..
- bilet kontoooll!!!! evettt!!
aaa bu adammmm evet bu o yavşak yayvan surat, o iğrennçç sees, o bi bokum ben sende olsan olsan sidiksin uslübu. bileett!? cüzdanımda. hayır yok!! ii dee nerde? heh arkaa cebimdee tanrıımm ne kadar da kendime ve koşullara hakim bi insanım ne de en az işinde 10 yıl deneyimli bi tedarik uzmanıyımmm
-eeee bulabildinmii kardeşinii kardeşiniiiii niiii niiii niii niii ??????? ? ? ?
yokk canım kesin rüyaa görüyoruumm. yaa ben istanbuldan evime gidiyorum ne kardeşimi? neee? nerde buliimm ben onu? heebeee hübbeee noluoooo laaannn??? paldıırr vede küldüürr....
çıkarttımm uzattıımm bileti.
deli gibi dönüyorum. deli gibi dönüyor herkes . kondüktör merkezi sistemimizin hem kendi etrafımzda hem de kondüktörün etrafında dönüyoruz. ben kendi etrafımdaki dönüşümü kardeşim hızında istanbul günde tamamlıyorum, kondüktörün etrafındaysa tüm hesapları yuvarlıyorum bırakıyorum yuvarlanıyorlar...biletimi uzatıyorum.. anlamsız tebebbüssümüm, adamın suratından anlam yüklü uzun araç olup gözlerime çarpıyor.. tüm bildiklerimin yüzlercesi ölü binlercesi ağar yaralı..
-izmitte mi oturuyon sen? ailen nerde senin ?
- evet .. burda
-hmmmm okuyon mu
yaa bii siktirrr giitttt!! her soru uzuunn uzuuunn araçlar olup gözlerimden geçiyor.. hatalıysam arayın yazıyor arkalarında.. hatalııısıınn iştee ama aramıcam! sadece gitt başımdan.. lütfen..
-evet! okuyorum.
-bu yaştaaa buu alkolll!! yazııkkk yazıkkk!!!
breeehh brehhh anlamına gelen ses öbekleri, allah belanı versin jestleri, anana babana yazık pis asalak mimikleri.. içimden savrulannn küfürler... kapıyı açıp önce karşıdaki bacayı sona bu susmayan arap bacıyı arkasından da kendimi .... derken
-bak bundan sonraki durakk izzzz miitttt! anladın mı? incen sen burda. izmitt diyorum izmiitt inebilirsin dimi merdivenlerdenn heheh düşmedenn inersiinn dimii breeehh brehhhh
arkasında havada asılı kalan breehhleriii koklarken hala, üstüme sinmessiinn die çalırşen, karşımdaki baca burnuma bi paket sigara dayıyor..istemiyorum!! işte o sağğ köşee istemiyorumm dememin yoluymuş meğer.peki ya buraya gelişimm...
kardeşim..
"bilett konntroooooool!! " muhtemelen o kontrolcü uyandırdı beni kontrolde diilken.. muhtemelen yine ilk cüzdanıma baktım bileti bulmak için.. muhtemelenn o bilet bir uzman tarafından arka cebime konmuştu ama sarhoşluğuma bi bilgi verilmemişti. bu uzman kontrolsüzlükte deneyimli diildi demek ki.. muhtemelen bilet yok dedim.. muhtemelen kardeşimde dedim.. muhtemelenn....
evet düşmeden iz mitte indimm.. izmitte kalktım düştüğüm yerden...
- kardeşimde!?
- nerde?
- !?! ( ben nerdeyim ?)
- kardeşin nerde?
- orda ..
- git bul onu o zaman!!
doğruldum. üsütme örtüğüm kabanımı giydim çantamı çaprazladım ayağa kalktım ve yürüdüm...
ama gözümü diktiğim kapı camının sağ alt köşesinden koparıp kendimi "neden buradayım" die sormak için ne kadar zamanın geçtiğini bilmiyorum. yalnızca yanında durduğum tuvalet kapısından bi kafanın uzanıp bi şeyler dediğini ama bunun baya bi evvel zaman önce olduğunu, bulunduğum yerden tahmin ediyorum. çünkü muhtemelenen ilk yaslandığım yer tuvaletin kapısıydı belki de kapının koluna tutunup sallanmaya çalışmış da olabilirim bu yüzden oradan çıkan kafa bana kızmış da olabilir ama hayır öle olsa kesin hatırlardım(!) ayrıca karşımda sigara içen elemanda uzun süredir orda durduğumu kanıtlar anti-empatik "ne ayaksın sen" sendromlarından birini yaşıyordu. iyiydi güseldi de ben ankaraya mı gidiyordum. hiç de içimden gelmiyordu ankaraya gitmek. ama geceydi trendeydim. kafam fena halde güseldi izmitten genelde evden çıkıp trene binen ben, sarhoşluğumun yolcusu olarak biletimi ankaradan almış olur, ayıklığımı sabahın kör saatinde ayılmamış izmitte yaşardım. !?!???? .. ankaradan dönüyordum! ankaranın karanlığıydı ankaranın kokusuydu ankaranın yorgunluğuydu ..iyi ama hiç biri yoktu ceplerimde.
suuuuuu!!! trende tuvaletten su içmek zorunda kalmak en azından bunun için klozeti kullanmak mecburiyetinde değilim rahatlamaları demek. sanki su içmemişsinde demir yalamışsın gibi olursun. ve bu eylem tüm tükürük bezlerinin rezervlerini tüketmişçesine daha da susarsın. yemekli vagon bilmem kaç vagon ötededir o bilmem kaç vagon yüzlerce deniz mili,gidene kadar bilmem kaç uyuyan, horlayan, her kapı açıldığında "içeri giren bu edepsizde kim" diye bakan, süzen, nefret eden, uykusuzluğunu senin orda oluşundan bilen ya da camla bir olmuş gece o vakti hiç bişe görünmediğini bile bile "dışarıyı izliyorum ben, kimseyle ilgilenmiyorum" modunda oturan -ki en çok onları seviyorum çünkü en azından seni camdan izlerler bi kaç çift gözün eksik oluşuna sebeptirler ya da bende onlardanım tarafsız bakamam ki camdan- yüze karşı yürümek zorunda kalırsın. ters istikametten yola çıkmışsan da bi kafa tarlasına düşmüşsün gibi şekil şekil renk renk kafaların arasındaki keçi yolundan ilerlersin.
kapılar açılır ve kapanır kapılar ppıısssss pıssssssss.. nefret gıdıklayan, sabır dürtükleyen, geri dönme ve bir daha yerinden hiç kalkmama arzusunu tahrik eden pıssss pııssssss'lar.. yüz kaplan gücündeki tüm bu caydırıcı ihtimaller timi kantine giden yollar üserine konuşlanır. ve 4 pıss pısss ı göze alıp tuvalette gider demir yalayıcısı olduğunu, bunu daha önce defalarca yaptığını itiraf edersin ve eklersin "pişman diiliimm!!! yine olsa yine yaparım!!!"
suuu.. tuvalate girip su içsem. ama bu arada ya durursak. işte o zaman nerde olduğumu anlama ihtimalimi geciktirmiş olurum ve geciktiriciler sadece geciktirirler. karşımdaki tüten organizmaya sorsam o zaman da luzumsuz bi diyaloga maruz kalma ihtimalimi kuvvetlendiririm ama ben o kadar kuvvetli değilim. beynim zıplıyor. içim ucuz mısır gevreği halinde. suuu. sigara?!
kollarımı kim böle bağlamış birbirine, kanım çekilmiş ellerim uyuşmuş. uyuşukluğun geçmesi için yaptığım hareketler karşımdakini korkutuyor sanırım ayaklarını topladı, biraz kenara kaydı eheh o kadar korkunç muyum yahu.. sigaram nerde peki .. billeeeettttt! dırınngg bırıınnngg zannngg sooonnhh hönnkk! ohaaa ama yaa
korkunç bi korkusuzluukk.. ilk kez bisiklete binişimi hatırladım.klasik bi sahnedir ama klasikler yaşayanların yaşanılanlarını geometrize eder,bu da her ne demekse, neyse oturmuşsundur seleye baban arkadan tutmaktadır, dengedesindir ve pedallar çevrilir sağ sol sağ sol ya da sol sağ sol sağ ya da ilk hangisi yukarda kalmışsa işte.. başlamışsındır gitmye. gidersin gidersiin sonaa hopppp bi boşluk hissii.. uçuyormuşsun gibi.. yerçekimi yerçekimini çekmişte sen eksilmişsin gibi.. noluoo laan !?baba?! hiiyaaa gidiorum bennnn ama ben bisiklet kullanmaı bilmiorumm kiii baabaaa !!!
paldırr vede küldür yerdesindir... işte gidiyoorduum benn.. ya da paldır küldür kısmında mıydım.. belki düşmem bu sefer belki de düşünce ayılmıştım.. sigaraaaa! ii de nerdeis şimdi biz.. sanrım izmite gidiyorum eee ama izmite ya geri dönmek zorunda kalıcam bi istasyonda durursak. durursak bunu anlıcam.. ama durucak mıyız.. çok katlı sap binaların yüksek katlarından birine asansörle çıkmak zorunda kalmak gibi bitmeyen, akan kat kapıları, bitmeyen bi iç çekilişi, bitmeyen bi iç çekişi bitmeyen bi yukarıya çekiliş.. bitmeyen bi yolculuk.. nefes alamıyorum.. sigara içmem lazım artık bi nevi suni tenefüs. ne feci bi suni tepit.. pıssss..
- bilet kontoooll!!!! evettt!!
aaa bu adammmm evet bu o yavşak yayvan surat, o iğrennçç sees, o bi bokum ben sende olsan olsan sidiksin uslübu. bileett!? cüzdanımda. hayır yok!! ii dee nerde? heh arkaa cebimdee tanrıımm ne kadar da kendime ve koşullara hakim bi insanım ne de en az işinde 10 yıl deneyimli bi tedarik uzmanıyımmm
-eeee bulabildinmii kardeşinii kardeşiniiiii niiii niiii niii niii ??????? ? ? ?
yokk canım kesin rüyaa görüyoruumm. yaa ben istanbuldan evime gidiyorum ne kardeşimi? neee? nerde buliimm ben onu? heebeee hübbeee noluoooo laaannn??? paldıırr vede küldüürr....
çıkarttımm uzattıımm bileti.
deli gibi dönüyorum. deli gibi dönüyor herkes . kondüktör merkezi sistemimizin hem kendi etrafımzda hem de kondüktörün etrafında dönüyoruz. ben kendi etrafımdaki dönüşümü kardeşim hızında istanbul günde tamamlıyorum, kondüktörün etrafındaysa tüm hesapları yuvarlıyorum bırakıyorum yuvarlanıyorlar...biletimi uzatıyorum.. anlamsız tebebbüssümüm, adamın suratından anlam yüklü uzun araç olup gözlerime çarpıyor.. tüm bildiklerimin yüzlercesi ölü binlercesi ağar yaralı..
-izmitte mi oturuyon sen? ailen nerde senin ?
- evet .. burda
-hmmmm okuyon mu
yaa bii siktirrr giitttt!! her soru uzuunn uzuuunn araçlar olup gözlerimden geçiyor.. hatalıysam arayın yazıyor arkalarında.. hatalııısıınn iştee ama aramıcam! sadece gitt başımdan.. lütfen..
-evet! okuyorum.
-bu yaştaaa buu alkolll!! yazııkkk yazıkkk!!!
breeehh brehhh anlamına gelen ses öbekleri, allah belanı versin jestleri, anana babana yazık pis asalak mimikleri.. içimden savrulannn küfürler... kapıyı açıp önce karşıdaki bacayı sona bu susmayan arap bacıyı arkasından da kendimi .... derken
-bak bundan sonraki durakk izzzz miitttt! anladın mı? incen sen burda. izmitt diyorum izmiitt inebilirsin dimi merdivenlerdenn heheh düşmedenn inersiinn dimii breeehh brehhhh
arkasında havada asılı kalan breehhleriii koklarken hala, üstüme sinmessiinn die çalırşen, karşımdaki baca burnuma bi paket sigara dayıyor..istemiyorum!! işte o sağğ köşee istemiyorumm dememin yoluymuş meğer.peki ya buraya gelişimm...
kardeşim..
"bilett konntroooooool!! " muhtemelen o kontrolcü uyandırdı beni kontrolde diilken.. muhtemelen yine ilk cüzdanıma baktım bileti bulmak için.. muhtemelenn o bilet bir uzman tarafından arka cebime konmuştu ama sarhoşluğuma bi bilgi verilmemişti. bu uzman kontrolsüzlükte deneyimli diildi demek ki.. muhtemelen bilet yok dedim.. muhtemelen kardeşimde dedim.. muhtemelenn....
evet düşmeden iz mitte indimm.. izmitte kalktım düştüğüm yerden...