(bkz: kieslowski) (bkz: decalogue)larından 6.sıdır. "thou shall not commit adultery" emiri (bkz: 10 commandments) hakkındadır yani. türkçesiyse kısacası zina yapmayacaksındır ancak kieslowski bu dekaloguna biraz eklemeler yapıp onu "a short film about love"a çevirmiştir. hatta final sahnesi de filmin kadın başrol oyuncusu grazyna szapolowska'nın tavsiyesiyle değiştirilmiş ve bence daha güzel bi finale sahip olmuştur.
(spoiler: film günümüzde aşk kavramının nasıl algılandığını iki farklı bakış açısıyla açıklamaya çalışmış. tomek gibi karşı komşuyu dikizleyip platonik aşk yaşayanlar ve magda gibi cinselliğini yaşayarak aşkı bulduğunu veya bulacağını düşünenler. bana göre kieslowski filmde kısaca aşkın basitçe bir düş kurma işi olduğunu söylemeye çalışmıştır. magda'nın da yaşadığı gibi cinselliğe dayalı ilişkiler de gelip geçicidir, hatta abartırsak bi nevi ticarete dönüşmüştür. erkek yer, içirir, gezdirir sonra da istediğini alır, çeker gider. halbuki aşk olarak algılanan veya beklenen şey bu olmasa gerektir. yani aşk maddiyata dayalı somut şeyler olmamalı ve onlarda aranmamalıdır. o zaman aşk denilen şey düş kurmak olsa gerektir der kieslowski, tıpkı tomek'in yaptığı gibi. çünkü aşk, hayaller aleminde yaşamaktır, hoşlandığın kişiyle ilgili düşler kurmaktır. farkedilmesi gereken önemli bir noktaysa kieslowski'nin tomek'in gerçek bir insan olamayacağını göstermek istemesi sanki. çünkü tomek, başlangıçtan beri-doğumundan beri- herşeyi hatırladığını söyler, insanların neden ağladığını sorar arkadaşının annesine. çünkü magda'nın sevgilisinin onu terketmesine ağlamasına üzülür ancak nedenini anlayamaz. üzülmesini de kieslowski'nin sinematik sanat dersi niteliğindeki bir nüktesiyle gidermesi de bence çok önemli bir jesttir: eğer herhangi bi şekilde bi yerin acıyorsa onu başka bir acıyla gidermeye çalış. tomek bu yüzden makasla parmağını kanatır ve üzüntüsünü kısa süreliğine de olsa unutmaya çalışır. bu nükteye farklı bir metodla-kol üstünde sigara söndürme- kusturica'nın -emir kusturica- "çingeneler zamanı"nda rastlamak da ayrı bi güzellik olsa gerek. yani tomek gibi birinin dünyada bulunma oranı neyse aşkın da bulunma oranı aynıdır çünkü sadece tomek'ler aşkı bilebilir ve yaşayabilirler. her ne kadar finalde dürbünden evine baktığında kendi hayalinde tomek'in onun yanında olduğunu düşleyen magda'lar yaşasa da...)
(spoiler: film günümüzde aşk kavramının nasıl algılandığını iki farklı bakış açısıyla açıklamaya çalışmış. tomek gibi karşı komşuyu dikizleyip platonik aşk yaşayanlar ve magda gibi cinselliğini yaşayarak aşkı bulduğunu veya bulacağını düşünenler. bana göre kieslowski filmde kısaca aşkın basitçe bir düş kurma işi olduğunu söylemeye çalışmıştır. magda'nın da yaşadığı gibi cinselliğe dayalı ilişkiler de gelip geçicidir, hatta abartırsak bi nevi ticarete dönüşmüştür. erkek yer, içirir, gezdirir sonra da istediğini alır, çeker gider. halbuki aşk olarak algılanan veya beklenen şey bu olmasa gerektir. yani aşk maddiyata dayalı somut şeyler olmamalı ve onlarda aranmamalıdır. o zaman aşk denilen şey düş kurmak olsa gerektir der kieslowski, tıpkı tomek'in yaptığı gibi. çünkü aşk, hayaller aleminde yaşamaktır, hoşlandığın kişiyle ilgili düşler kurmaktır. farkedilmesi gereken önemli bir noktaysa kieslowski'nin tomek'in gerçek bir insan olamayacağını göstermek istemesi sanki. çünkü tomek, başlangıçtan beri-doğumundan beri- herşeyi hatırladığını söyler, insanların neden ağladığını sorar arkadaşının annesine. çünkü magda'nın sevgilisinin onu terketmesine ağlamasına üzülür ancak nedenini anlayamaz. üzülmesini de kieslowski'nin sinematik sanat dersi niteliğindeki bir nüktesiyle gidermesi de bence çok önemli bir jesttir: eğer herhangi bi şekilde bi yerin acıyorsa onu başka bir acıyla gidermeye çalış. tomek bu yüzden makasla parmağını kanatır ve üzüntüsünü kısa süreliğine de olsa unutmaya çalışır. bu nükteye farklı bir metodla-kol üstünde sigara söndürme- kusturica'nın -emir kusturica- "çingeneler zamanı"nda rastlamak da ayrı bi güzellik olsa gerek. yani tomek gibi birinin dünyada bulunma oranı neyse aşkın da bulunma oranı aynıdır çünkü sadece tomek'ler aşkı bilebilir ve yaşayabilirler. her ne kadar finalde dürbünden evine baktığında kendi hayalinde tomek'in onun yanında olduğunu düşleyen magda'lar yaşasa da...)