bu akşam taksim'de gerçekleşecektir. 18:30'dan sonra şehrin dört bir yanından taksim'e akan lanethliler, meydanda buluşup still cursed kişisinin organize edeceği eğlenceye katılacaktır. eğlenmek için belli bir mekana değil, eğlenceli insanlara ihtiyaç duyan herkes davetlidir. gelmek isteyen herhangi birimize mesaj atabilir.
zamansız bir yağmurun sürpriz yaptığı buluşma. nihavenduyek kardeşim sağolsun üstüste yardırdığı hikayelerle alnımdaki damarı patlatacaktı az kalsın. gülmekten başıma ağrılar girdi. still kardeşimiz ise her zamanki normal hikayeler anlatarak ortamı sakinleştirdi.

ilk buluştuğumuz anda geleneksel anlayışla nihavend ile kebap yemeye karar verdik. ancak amerikan uşağı still fast food konusunda ısrar etti. biz tabii ki baskın çıkıp kebaplarımızı yedik. still aç tavuk gibi bize baktı. kıvranıyordu açlıktan. biz zerre tolerans göstermedik. güzeeelce çaylarımızı içtik uzun süre. sonra onun karnını doyurmaya sıra geldi. alelade, kültürsüz bir fast-food dükkanından içeri girdik. ortaya karışık bişe istedi. ama yenmez yani. nasıl bir mide bu ya dedik. tiksindik. sonra yağmur altında oturduk, sucuk gibi olduk.

güzeldi yav baya, güldük eğlendik. yeni işkence yöntemlerinde buluşmak üzere.
"yağmurda yürüyen mi daha çok ıslanır, yoksa koşan mı?"
"zombi şapşalına uyup tünel'den taksim meydanı'na kadar giden"

kahkahanın dibine vurduk resmen. hayatımda bu kadar ıslandığımı hatırlamıyorum. hasta olursam çok fena girişeceğim zombi'ye, iyileştiğim ilk anda. montreal'de biraz daha takılalım dedim. içeri girelim, yağmur yağıyor dedim. ulan sanki evde çocuklar ekmek bekliyor, "eve gidelim" dedin. mahvettin beni be, mahvettin! (canın sağolsun; bir daha böyle eğleneceğimi bilsem; on katı yağmur yemeyi göze alırım gerçekten)