akılda düşünceler var. sözleri kelimelendirmek için ne istek var ne de istek var.

zaten bir zaman sonra insan kendi kendiyle konuşa konuşa kelimeleri kullanmaya gerek duymuyor.

bak bu armut demiyorsun sadece armutu görüyorsun. ola ki düşünceleri kelimelendirmek istediğin whatever diyip geçiyorsun.

yaşlanmak bu galiba, yaşlanmak, çürümek ve ölmek...

canın çektiğinde djarjum black bulamadığında bunu efes dark ile tüketemediğinde bir eksilik duyar insan.

alıştığın şeylerin yokluğuna özlem duyarsın, nerde ararsan da bulamazsın. bulsan bile...

bulsan bile bir boka benzemez. çünkü her şey zamanında güzel. hem yara hem bıçak hem de ilaç olan zaman kavramında güzel.

bir vakit kişi olan şeyleri tadlandırmak ve anlamdırmak için uğraşır sonra da vurur tepesine gider.

bırakır dağınık kalsın der...

güzellikleri onla üleştirmeyi bıırakır wish you were here demeyi bırakır.

ne demiş şair;

aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız.