bir masaldan düşüyorum...
bütün kemiklerim ayrılıyor gövdemden, bütün kirpik diplerim gözyaşlarıyla yarılıyor.
gözlerim akmasın diye dişlerimi boğazıma geçirdim, bir yumruk yaptım orada su damlalarından, kocaman bir balon.
gözlerimin bütün dikişleri çatladı.
bıçakla kesiliyor bütün damarlarım.
öyle güzel düşüyorum ki bir su damlası olmayı hayal ediyorum. düşmekten başka çaresi olmayan.
bir birikinti bile olmayı beceremeden buharlaşan ve yeniden düşmeye mahkum bir su damlası.
eğer bir parça şansı varsa arada gökkuşağı olarak belirebilen.
bir masaldan düşüyorum.
tepemin üstünde pamuktan bir tavan.
incecik umuttan ipek bir iplikle bağlanmak istiyorum bulutlara, kayıyorum.
durmadan düşüyorum. pamuk tavan üstümde.

öyle güzel düşüyorum ki; yarın sabah dünyanın en güzel yerlerinden birinde değil, kendi heybetli
çöplüğümde uyanacağım biliyorum. üstüm başım hayal kirliliği. kötü bir hayalperest olduğum için kendime
kızacağım ve üstümün başımın tozunu silip başka bir masalın tepesine çıkacağım.
pamuktan tavan altımda, ayaklarımı hayallerime sarkıtıp, yukarıdan bakacağım. ufacık görünüşlerine.
sonra yetmeyecek aşağı uzanmak isteyeceğim, büyüsün kocaman olsunlar gözümde isteyeceğim
ama
kimse fazla uzanırsam düşeceğimi söylemeyecek.
başım dönecek ve yine düşeceğim.
hayallerimi büyütmek isterken düşeceğim.

çünkü
ben
öyle güzel düşüyorum ki...