kendimi çokça öldürmeyi düşündüm. 75 yaşında hiç bir zaman önemli olmayan, hep bir hiç olan, kimsenin dinlemediği bir adamdım altı üstü.

ama öldürmedim. daha önceleri sıkça düşünürdüm. kendimi nasıl öldüreceğimi. tren garına gidip ilk gelen trene binip alalade bir yere gidip bir otel odasına gitmeyi. banyo küvetini doldurup bileklerimi diklemesine jiletle kesip ölümü beklemeyi.

ama nedense yapmadım. belki öbür dünya korkusundan belki de masada daha fazla kalıp hiç olmazsa talihimi döndürebilme isteğimden dolayı yapamadım.

belki nedeni bilmiyorum. üsenmiş olabilirim.

farklı yollar denedim. fazlasıyla içerek, kavga çıkartarak ve her sabah yine mi ölmedim diye huysuzlanmaktan başka bir kazancım olmadı.

ve bir zaman geldi ki artık kendimi öldürmek isteğim geçti. sanki hiç varolmamış gibi. üzerimde her şeyini kaybetmiş bir kumarbaz boş vermişliği vardı - ve hala var-

benden daha sağlıklı insanların nasıl öldüğünü gözlerimle gördüm. benden daha gençlerin daha çok hayatı sevenlerin kaybedilecek şeylerin çok olan insanların.

bense yaşayarak ölmeyi seçtiğimi anladım nihayetinde. yaşayarak yavaş avaş bir mum gibi tükenerek.

bazen bu ihtiyar bencillliğimi yırtarak bir herhangi bir topluluğa kapak atmak istiyorum. göğsüme yumruklayıp bu benim günahım demeyi. ama yapmıyorum.

çünkü benim kuralım bu değil, yaratılışım hiç değil....

oysa ki kurtuba
uzakta tek başına....
tümünü göster