ben size açık konuşayım. deham bitti sadece teknikle yazıyorum. çoğu zamansa dehamın kırıntılarından bir kaç bir şey kalmış ise o günde keyfim yazmak istiyorsa yazıyorum.

onun haricinde sadece okuyorum.

içimden deli gibi yazmak geldiği dehamın bir değil bir kaç sözlüğe yettiği zamanlarda oldu. olmadı değil. fakat bu 2009'dan önceydi. 2009 senesinde bana ne olduysa önce yavaşladım daha sonraysa yazmaktansa feyste texas holdem oynadım. çünkü yazsam kendimi tekrar edecektim.

pireden çokca deve kuşları çıkarttım ama bendeniz hiç bir zaman her başa göre tarak olmadığımı sizden daha iyi biliyorum robi hazretleri

uzun parafgraflardansa kısa kısa paragraflar tek cümlelik satırları tercih ederim. yazı şişirmek kolaydır bunu şu ilhamsız ve yazıya inancımı yitirdiğim halimle bile kolayca yapabilirim.

gerçi doğru direk anlatımı sevmem epik anlatımı severim.

eskiden dünyayı kurtarabileceğime inanırdım, daha sonra sadece kendimi , ondan sonra toplumdaki bir kaç kişiyi ve nihayetinde kimseyi kurtarmayacağımı anladım. çünkü ben itfaiye eri değilim.

modası geçmiş bir çağın düşünüşün som temsilcisi. her şeyin doğru düzgün olduğu zamanların absürdü. ama her şey o kadar absürd ki absürdün absürdü olmak fena bir durum. o yüzden dolayı bay hiç kimse olmayı tercih ediyorum.

şimendiferle banliyödeki evinden arada sırada bankalar caddesindeki işlerini hal etmeye inen neşelenmek için içmektense katlanmak için içen toplumdansa yekperaliği seçen bir münzevi.

ayda yılda zeballah gibi aracıyla geceleri direksiyon sallayan biteviye monokl gözlüklü meşrutiyet döneminden kalma şakakları ağarmış moruk.

bilmiyorum deham yerine geri gelir mi? yıpratıcı yaşantıdan sonra bunun olması güç geliyor bana. ama olur ya geri gelir o vakit yine fırtına eseceğimi biliyorum. çünkü alt bilincimde çok şeyler var.

ritim bulma meselesi diyelim biz buna.

eh adetim olduğu üzere bir dörtlük ile bitireyim yazımı. yorgun matadordan geliyor;

gülünç şeyler yazıyorum
pek eserden sayılmıyor
ciddi şeyler yazmıyorum
yazdıklarım
pek ciddiye alınmıyor

larousse'da geçmez ismimiz bir bilinmez adamız

ben yokmuşum
gibi yapıyorlar
kara mizah antolojisine
almıyor beni
andre breton ibnesiiii.
almazsa almasın

pirene'den aşşaa kasımpaşa

(deli gibi yazıyorum 3 kasım 1958'e kadar.
ondan sonra yazmıyorum; çünkü o gün şraaak ölüyorum.
kararlaştırdığım biçimde. 74 yaşımda. yorgun matador!)

üst üste koysanız eserlerimi
andre breton'un boyunu geçer
üstelik benim babam onun babasını döver.
tümünü göster