bu başlık altında evvelden still'in yazdığı ve durumu normatif bir içerikte tanımlayan bir yazı varmış, silinmiş; niyeyse...
sona bırakmadan baştan söyleyeyim, bizim ciddi bir yazar alım sistemimiz yok, zaten ciddiyetle bize gelen yazar da yok. buradaki 'ciddiyet' anahtar kelimemiz olacak, zira bizim bir ciddiyetimiz olmadığı kadar aşikar olan bir diğer şey ciddiyetsizliğin ayarını korumak için asgari bir ciddiyete ihtiyacımız olduğudur. yapmayın len!
dışarıdan öyle görünmeyebilir, ama aslında istiyoruz yeni yazarlar olmasını, hatta onlarla daha yakın ilişkiler kurmayı falan. laneth'e girdiğimizde yeni birkaç yazı ile karşılaşmayı, pano'nun haftada birden daha sık yenilenmesini, canımız gece gece sıkılırsa kazan'da birisini bulup konuşabilmeyi. üstelik sadece istemekle kalmıyoruz, bunun altyapısını da oluşturuyoruz. çok az klonun sahip olabileceği türde özgün bir dizi alan açıyor, bunları içeriklendiriyoruz. still, sayfam kısmını yeniden yapılandırdı geçen gün, oldukça da iyi oldu, ama işte üç beş sayısını geçemediğimiz için bunların kıymeti olmuyor gibi görünüyor. yani istiyoruz yeni yazarlar olmasını, nasıl düşünülürse düşünülsün, bizden iyi yazan insanlar olmadığını aklımıza getirecek kadar kibirli veya büyük burunlu, çok akıllı sayılmasak bile o derece aptal da değiliz. ancak işte altyapı kurmak sorunu çözmüyor, ibb'nin de tesisi, imkanı, stadı, topçusu var ama seyircisi yok, demek ki işin şekli başka olmalıymış.
peki hiç mi gelen giden olmuyor? elbette oluyor, arada siteye uğrayıp yazıları okuyanlardan bir gazla yazarlığı deneyenler çıkıyor. çoğu sistemi tam anlamadan biri genelde alıntı falan olmak üzere birkaç yazı asıyor, sonraki birkaç gün yazarlığının onaylanmasını bekliyor (hatta sinirli mesajlar atanların sayısı az değil) sonra da bir daha uğramamak üzere uzaklaşıyor. sanırım kendilerine haksızlık edildiğini de düşünüyorlardır. bu konuda vicdanımı rahatlatmak, kendimi aklamak ve hiç değilse samimi birkaç yazar adayının daha sağlıklı bir yol izlemelerini sağlamak için birkaç satırla kriterlerimizi belirtmek gerektiği düşüncesindeyim.
öncelikle bu yazıda karşınıza çıkan uzun cümleler sizi iyi yazar falan yapmıyor, sadece bırakılması güç kötü bir alışkanlık bu. sizi iyi yazar yapacak bir şey spesifik bir şeyler olduğunu da sanmıyorum ve daha önemlisi laneth'in sistemi iyi yazarlar üzerine de kurulu değil. burası bir enstitü falan da olmadığına göre ne iyi yazar, ne de iyi yazar adayı almıyoruz, kimsenin etini istemiyor, kimseye kemik paketleri yollamıyoruz. sadece derdi olan yazarlar olsun istiyoruz, derdi olan, bunu anlatabilen ve laneth söylemini (bizim hiç yazılı halde ortaya koymadığımız bir şey bu, dolayısıyla derrida falan okuyup anlaşılabilir belki) uygun bulan yazarlar istiyoruz, çok şey mi istiyoruz.
elimizdeki moderasyonun olumsuz yanlarını sıralamaya kalksak sayfalar doldururuz. dolayısıyla yazar alım sistemi diye açık net kriterlere dayanan bir hukuki zemin olsaydı bile bunu uygulaması mümkün olmazdı moderasyonun. dolayısıyla ösym gibi bir işleyişimiz bulunmamakta. tanıdık birisi geldiğinde doğrudan alabiliyoruz yazarlığa ama yazar olmak için illa araya tanıdık sokmak da gerekmiyor. fakat eğer tanıdığınız yoksa 10 entry kuralı geçerli oluyor ve 10 entrynin iyi kötü doldurulması gerekiyor. fakat çoğu durumda burada entry dediğimiz şeyler bir iki cümlelik yaygın sözlük tanımlamaları da olmadığı için birkaç tane içeriği düzgün entry ile biz karar vermiş oluyor ve yazar adayını daha fazla bekletmiyoruz. yalnız yazar olmak için şişirilme şeyler yazanları, sağdan soldan (hatta vikipediden alınmış şeyleri yapıştıranlar çıkıyor) alıntıyla entry turu atanları tasvip etmiyor ve mesafeli yaklaşıyoruz. ancak bu mesafelilik sadece yeni yazarlar için değil, genelde aramızda da olan bir şey, biz çok zaman birbirimize de ingiliz kraliyet ailesi nezaketiyle hitap ediyoruz.
bir üst paragrafı okurken ihtiyaç duyulan altın kural: ama ve onunla aynı anlama gelen bağlaçlar, retorikte kendisinden önceki cümleyi geçersiz kılarlar.
yani yazar alırken sanıldığı kadar seçici hatta iddia olunduğu gibi seçkinci falan değiliz. baştan savma olmayan her tür entry'yi ciddiye alıyoruz, tanım falan aramıyoruz, yazıların türüyle değil bir temelleri olup olmadığıyla ilgileniyoruz, politik görüşlerine ya da diğer olası farklılıklarına göre yazarları ayırmıyoruz ve tüm yazar adaylarını çok seviyoruz.
sevgili yazar adayları;
biz yazılarını mutlaka ve satır satır okuyoruz, inanın özen gösterildiğini ya da çaba harcandığını düşündürecek bir şey yaptığınızı fark ettiğimiz anda lanethimizin bir miktarını size bulaştırmaktan çok mutlu olacağız. fakat burası bir forum değil, sadece on saniyenizi ayırarak üyelik alamazsınız, dolayısıyla o on saniyeyi hayatınızı kutsamak için kullanmanız hakkınızda daha hayırlı olacaktır.
sona bırakmadan baştan söyleyeyim, bizim ciddi bir yazar alım sistemimiz yok, zaten ciddiyetle bize gelen yazar da yok. buradaki 'ciddiyet' anahtar kelimemiz olacak, zira bizim bir ciddiyetimiz olmadığı kadar aşikar olan bir diğer şey ciddiyetsizliğin ayarını korumak için asgari bir ciddiyete ihtiyacımız olduğudur. yapmayın len!
dışarıdan öyle görünmeyebilir, ama aslında istiyoruz yeni yazarlar olmasını, hatta onlarla daha yakın ilişkiler kurmayı falan. laneth'e girdiğimizde yeni birkaç yazı ile karşılaşmayı, pano'nun haftada birden daha sık yenilenmesini, canımız gece gece sıkılırsa kazan'da birisini bulup konuşabilmeyi. üstelik sadece istemekle kalmıyoruz, bunun altyapısını da oluşturuyoruz. çok az klonun sahip olabileceği türde özgün bir dizi alan açıyor, bunları içeriklendiriyoruz. still, sayfam kısmını yeniden yapılandırdı geçen gün, oldukça da iyi oldu, ama işte üç beş sayısını geçemediğimiz için bunların kıymeti olmuyor gibi görünüyor. yani istiyoruz yeni yazarlar olmasını, nasıl düşünülürse düşünülsün, bizden iyi yazan insanlar olmadığını aklımıza getirecek kadar kibirli veya büyük burunlu, çok akıllı sayılmasak bile o derece aptal da değiliz. ancak işte altyapı kurmak sorunu çözmüyor, ibb'nin de tesisi, imkanı, stadı, topçusu var ama seyircisi yok, demek ki işin şekli başka olmalıymış.
peki hiç mi gelen giden olmuyor? elbette oluyor, arada siteye uğrayıp yazıları okuyanlardan bir gazla yazarlığı deneyenler çıkıyor. çoğu sistemi tam anlamadan biri genelde alıntı falan olmak üzere birkaç yazı asıyor, sonraki birkaç gün yazarlığının onaylanmasını bekliyor (hatta sinirli mesajlar atanların sayısı az değil) sonra da bir daha uğramamak üzere uzaklaşıyor. sanırım kendilerine haksızlık edildiğini de düşünüyorlardır. bu konuda vicdanımı rahatlatmak, kendimi aklamak ve hiç değilse samimi birkaç yazar adayının daha sağlıklı bir yol izlemelerini sağlamak için birkaç satırla kriterlerimizi belirtmek gerektiği düşüncesindeyim.
öncelikle bu yazıda karşınıza çıkan uzun cümleler sizi iyi yazar falan yapmıyor, sadece bırakılması güç kötü bir alışkanlık bu. sizi iyi yazar yapacak bir şey spesifik bir şeyler olduğunu da sanmıyorum ve daha önemlisi laneth'in sistemi iyi yazarlar üzerine de kurulu değil. burası bir enstitü falan da olmadığına göre ne iyi yazar, ne de iyi yazar adayı almıyoruz, kimsenin etini istemiyor, kimseye kemik paketleri yollamıyoruz. sadece derdi olan yazarlar olsun istiyoruz, derdi olan, bunu anlatabilen ve laneth söylemini (bizim hiç yazılı halde ortaya koymadığımız bir şey bu, dolayısıyla derrida falan okuyup anlaşılabilir belki) uygun bulan yazarlar istiyoruz, çok şey mi istiyoruz.
elimizdeki moderasyonun olumsuz yanlarını sıralamaya kalksak sayfalar doldururuz. dolayısıyla yazar alım sistemi diye açık net kriterlere dayanan bir hukuki zemin olsaydı bile bunu uygulaması mümkün olmazdı moderasyonun. dolayısıyla ösym gibi bir işleyişimiz bulunmamakta. tanıdık birisi geldiğinde doğrudan alabiliyoruz yazarlığa ama yazar olmak için illa araya tanıdık sokmak da gerekmiyor. fakat eğer tanıdığınız yoksa 10 entry kuralı geçerli oluyor ve 10 entrynin iyi kötü doldurulması gerekiyor. fakat çoğu durumda burada entry dediğimiz şeyler bir iki cümlelik yaygın sözlük tanımlamaları da olmadığı için birkaç tane içeriği düzgün entry ile biz karar vermiş oluyor ve yazar adayını daha fazla bekletmiyoruz. yalnız yazar olmak için şişirilme şeyler yazanları, sağdan soldan (hatta vikipediden alınmış şeyleri yapıştıranlar çıkıyor) alıntıyla entry turu atanları tasvip etmiyor ve mesafeli yaklaşıyoruz. ancak bu mesafelilik sadece yeni yazarlar için değil, genelde aramızda da olan bir şey, biz çok zaman birbirimize de ingiliz kraliyet ailesi nezaketiyle hitap ediyoruz.
bir üst paragrafı okurken ihtiyaç duyulan altın kural: ama ve onunla aynı anlama gelen bağlaçlar, retorikte kendisinden önceki cümleyi geçersiz kılarlar.
yani yazar alırken sanıldığı kadar seçici hatta iddia olunduğu gibi seçkinci falan değiliz. baştan savma olmayan her tür entry'yi ciddiye alıyoruz, tanım falan aramıyoruz, yazıların türüyle değil bir temelleri olup olmadığıyla ilgileniyoruz, politik görüşlerine ya da diğer olası farklılıklarına göre yazarları ayırmıyoruz ve tüm yazar adaylarını çok seviyoruz.
sevgili yazar adayları;
biz yazılarını mutlaka ve satır satır okuyoruz, inanın özen gösterildiğini ya da çaba harcandığını düşündürecek bir şey yaptığınızı fark ettiğimiz anda lanethimizin bir miktarını size bulaştırmaktan çok mutlu olacağız. fakat burası bir forum değil, sadece on saniyenizi ayırarak üyelik alamazsınız, dolayısıyla o on saniyeyi hayatınızı kutsamak için kullanmanız hakkınızda daha hayırlı olacaktır.