vakti zamanında gazozlu bir yerde klavye konçertolarını bağrış cığrışlarından duyurmaya boğulmamaya gayret ederken dayanamayıp içindeki sesi dinleyip vira demir diyen, giderken bak ben de buraya gidiyorum ne işin var saygısız, kültürsüz, terbiyesiz, denizine kenefler akan, çimentosu göğü delen, yeşili keltoş diyarı bırak gel diyen kişidir.

iyi yapmıştır kötü gel demekle, yahut ben onu dinleyerek iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilemiyorum. atladık bir transatlantiğe vurduk sahile. pasaport yanımızda olmadığından dolayı özgürlük heykeli manzaralı bir adada bekleyen göçmenler gibi beklemekteyim.

gelgelim ki en azından şu ahir ömrümde şu özgürlük heykelini gördük ya gam yemeyiz.

olan bitenleri farz edelim ki boyası ile boyamaktan vazgeçelim ki tanıdığım ve bildiğim kadarıyla iyi bir yazardır. iyi yazar yazdıkları ile okuyanlarda ilham ve merak duygularını kamçılayan açılımlar sunan yazardır diyerek -entry mi dersiniz girimi bilemiycem kestirmeden yazı diyeyim - bir ufak bilgi vererek bu yazıyı burda the end yapayım.
tümünü göster