hiç unutmam nerden bulmuşlarsa hemen tuzlu fıstık getirmişlerdi. nasıl anlatsam sanki o anda yediğim tuzlu fıstık değil de ölmemi engelleyecek panzehir gibi bir şeydi benim için. keyiften yemiyordum ama içimin (yani şimdiki aklımla midem olduğunu akıl edebildiğim yer) yanmasını azalttığı için keyifleniyordum.
her şey otomatikleşmemişti daha günlerde ve otomatikleşmeye inat bizim el becerilerimiz vardı sanki. mutfak camında oturuyordum. camında oturuyordum dediğim yarı belime kadar sarkabileceğim bir şekilde mutfak camımızın önüne konulmuş bir divanın üzerinde. ki hala burnumdadır altına girdiğimde kokladığım kereste kokusu. neyse önümde yarım kiloluk boş bir yoğurt kabı. yarısından biraz fazla su doldurmuşum ve o suyun içine evde mutfak deterjanından, şampuana kadar köpürmesini umut ettiğim envai çeşit kimyasal madde. iyice karıştırmıştım, çocuk aklımla ne kadar çok karışırlarsa birbirlerine o kadar çok köpük çıkartabileceğimi düşünüyordum. önümde mucizevi karışımım elimde bahçe hortumundan kesilmiş on beş - yirmi santimetre uzunluğunda bir plastik parçası. her üflediğimde ağzım ve birkaç kimyasal maddenin yardımıyla neler yapabildiğime şaşırarak yarattığım şahaserlerin uçuşunu ve sanki bana göz kırparak yok oluşlarını seyrediyordum. arada sırada önümdeki yoğurt kabının içerisine elimdeki bahçe hortumundan bozma pipetimle var gücümle üflemeyi de ihmal etmiyordum. çıkan o ses ve kabın içerisindeki köpüklerin kabarması adeta kendimden geçmeme neden oluyordu.
ne düşündüysem, belki de üflemekten sıkılmıştım içime çektiğimde ne olabileceğini merak etmiştim. ve olanca gücümle kabın içine üfledikten sonra yine olanca gücümle içime çektiğimde ağzımda hissettiğim o kimyasal tat bir anda vücudumun bilumum bölgelerinden geçerek mideme ulaşmıştı. tükürmeyi hiç akıl edememiştim sanırım. daha sonraları bahsettiğim gibi tuzlu fıstık yetişti imdadıma. ve birkaç saatlik mide rahatsızlığından sonra normale dönmüştüm.
baloncuk tabancası da neymiş? benim yoğurt kabım ve bahçe hortumum vardı. yaratıcı çocuklardık vesselam. aklıma gelmişken ben yine deneyeceğim. gökkuşağının renklerini görmek için yağmura ve güneşe gerek yok. ben o baloncuklarda en çok o renkleri görebildiğime seviniyordum. söz veriyorum bu sefer içime çekmeyeceğim...
tümünü göster