önce uktecinin notunu vereyim: "bir kararın ya da eylemin kanuni olması hukuki olmasını gösterir mi? hayır. bu önemli iki kavram ve aralarındaki ilişkinin iyice anlatılması ve anlaşılması gerekli. bilgi sahibi bir arkadaşın ellerine sağlık."

benim nottan anladığım, "kanunun hukuki olmayabileceği fikrindeyim. doğru mudur?" el cevap: doğrudur. normlar arası çatışma ve normlar hiyerarşisi denen iki terim var hukukta. ekseriya anayasa hukuku'nda karşımıza çıkan bu iki terime bir de 'meşruiyet' kavramını eklersek ortaya bir şablon çıkarmak gayet mümkün.

normlar arası çatışma; kanun yapma yetkisini haiz merci tarafından ihdas edilen kuralların birbiriyle tenakuz halinde olması: çelişkenliğidir. bu durumda hukukun temel ilkeleri yol yordam gösteriyor bize: diyor ki, "güçleri bakımından eşit olan iki kaide varsa; kronolojik olarak sonra gelen, kendisinden önce gelen kuralı örtülü olarak yok kılar" veya diyor ki "velev ki biri önce biri sonra ihdas olunmuş olsun, normlar arasında hiyerarşik olarak farklılık mevcutsa, üst, ast'a dominanttır. yani anayasa hükmü sonra çıksa bile, kendisine aykırı olan kanun hükmünden üstündür. ormanda on kanun gücündedir.

normlar hiyerarşisi de, en üst'ünden en ast'ına şöyle sıralanan bir listeyi ifade için kullanılır:
anayasa üstü metinler (uluslararası antlaşmalar -fakat bunların iç hukuk kurallarınca anayasa üstü kabul edilmesi elzemdir- ve uluslararası örf ve adet hukuku kaideleri)
anayasa hükümleri (burada, 'anayasanın iki hükmü arasında tenakuz olursa ne olacak?' meselesi tevellüt ediyor, o ayrı mevzu)
kanun hükümleri
yönetmelikler
tebliğler
idarenin şifahi eylemleri ve saire.

kanunlar sürekli değişir. kanunların kendi içlerinde tutarlı; ilkeli olduğu kabul edilse bile, bir sonraki hükümet, kanunu kendi içinde çelişen bir hale büründürebilir. fakat hukukun temel ilkeleri, kanun gibi sınırlı bir kavramın çok çok üzerindedir ve yerel olmayıp evrensel olan ilkelerdir. bu bakımdan, bir kanun hükmünün hukuka mugayir olması pek tabii mümkündür.

hakim karar verirken, normları hiyerarşik olarak süzmeli, birbiriyle tenakuz halinde olan normlar uygulama alanı bulacaksa, bunlardan hukukun temel ilkelerine en yakın olanını hadiseye tatbik etmelidir. aksi halde verdiği kararın kanunã® olduğu söylenebilse de hukukã® olduğu söylenemeyecektir.

meşruiyet denen mefhum da tam burada devreye giriyor. teknik olarak varlık sebebi tartışılamayacak bir kanunun, olayın veya olgunun muhtevası, hukukun temel ilkeleri açısından tartışmaya konu olabiliyorsa, meşruiyet meselesine girilmiş demektir. örneğin, ak parti'nin kazandığı ilk seçimde, %34 oy oranıyla mecliste %67 sandalye sahibi olması sonucu meşruiyet tartışmaları doğmuştu. durumu eleştirenlere göre ak parti'nin iktidarı kanunã®ydi ve fakat hukukã® değildi. işte sırf bu yüzden şimdi kendileri, kanunã® olduğu bile su götüren ancak hukukã® olmadığını hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin bile aklıselimle fark edeceği bir taarruzla hükümeti devirme telaşı içindeler.