alnımdaki bıçak yarası, senin yüzünden
tabakam; senin yadigarın
"iki elin kanda olsa, gel!" diyor telgrafın
nasıl unutum seni ben, vesikalı yarim?

*(*orhan veli kanık)

diyerek bırakacağımı sandınız, ama yanıldınız. edip akbayram, yine orhan veli kanık'ın bir başka şiirinin*(*gelirli şiir) bu dizelere ulanarak oluşturulan güftenin bestelenmesi sonucu ortaya çıkan eseri, sesiyle ölümsüzleştirmiştir. belki şarkıdaki çalgıların ve bu çalgıları çalanların da katkısı çok büyüktür denebilir; ama aslan payını edip akbayram'a vermek gerektiği kanısındayım. 1998 yılında çıkardığı dünden bugüne adlı albümde en son sürümünü dinleyebilirsiniz bu ağıtın. nedense bana hep haydarpaşa garı'nı anımsatır. çünkü ulanan şiir aşağıdaki gibidir:

"ıstanbul'dan ayva gelir, nar gelir
döndüm baktım: bir edalı yar gelir
gelir dersen, dar gelir (bence burada dar gelirli olmak anlatılıyor)
gün aşırı alacaklılar gelir (zaten burada kendisi de açıklamış gibi)
anam, anam...
dayanamam;
bu iş bana zor gelir"

şarkıyı dinlerken teninizdeki titreme son sınıra dayanır; enfestir.