aslında kanaatimce bir insanın herhangi bir şey üzerine olumsuz fikir beyan etmesi kişi peygamber filan olmadığı müddetçe hiçbir işe yaramaz. fakat hazır böyle kin kusabileceğim bir ortam varken yıllardır ayıplanırım kaygısıyla kimselere diyemediğim bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.

arkadaşlar gelin nesillerdir devam eden bu saçmalığa son verelim. uçurtma nedir ya? bilmem kaç çıta ve üzerine bağlanan renkli kağıtlardan müteşekkil bu saçmasapan icat ne zaman insanoğlunun literatürüne girmiştir ve uçmaktan başka işe yaramayan bu aletin bu kadar popülerleşmesinin kaynağı nedir yani? hayır çocukken de hiç sevmedim bunu, anlamsız bi kere. model uçak zevkini filan anlarım, bu pahalı bi zevk derseniz onu da anlarım ama çiçek yetiştirin, elişi kağıdından resim filan yapın abi o zaman.

büyüdüğüm mahallede kocaman bi çayır vardı ve her allah'ın günü uçurtma uçururlardı burda. en büyük ya da en renkli uçurtma ilgiyi üzerinde toplardı hep, sahibi olan çocukta böbürlenirdi hemen. insan sıkılır lan, bi vurucam kırılcak zaten, hey allah'ım ya.
insanoğlunun en hastalıklı arzusu olan uçmak... uçmak ki, öyle uçakla, kanatla değil, kuşlar gibi doğal olarak uçabilmek. özgür olduğunu hissetmek, yeryüzüne yukarıdan bakabilmek...

insan egosu, uçamadığı için uçan canlıları her zaman taklit etmiş, onlar gibi hatta onlardan daha iyi olmak istemiştir. hazarfen'in kanat takıp uçmasından uçağın icadına kadar olan her aşama insanın uçamamasından kaynaklanan ezikliğinin dışa vurumudur. kuşları eğitmemiz, onları haberci ya da avcı olarak kullanmamız hep bu eziklik yüzündendir. onların yaptığını yapamadığımız için *(*en azından) onları kontrol etmek istedik. uçurtma ise bunun en dışa vurulmuş halidir. insan kıskançlığının ve üstün gelme arzusunun ayyuka çıkmış halidir. uçan bir nesneye ip bağlama, onu istediği yöne uçmaktan alıkoyma, istendiğinde uçuşu bitirme gibi, uçan bir nesne üzerinde kontrol yetilerine sahip olmak insanoğlunun acizliğinden başka bir şey değildir.

*(*devam edebilir...)