sabahin korunde kalkip duraga dogru yola koyuldum. disarisi donduracak kadar soguktu. ayaz degildi , hayir, mat, yuzune esmeyen bir soguktu. ilk icine atildigimda beni cok usutemedi. galibiyet bende zannediyordum.
duraga vardigimda en az on tane titreyen vucutlar vardi. bense teslim olmuyordum. o kadar kisinin icinden sadece benim otobuse sigamamam, sona kalmam nasil bir sansti hala anlamiyorum. ama bozuntuya vermeden duraktaki yerimi geri aldim, ne olacakti ikinci otobuse binerdim. soguk yuzumu dondurmaya baslamisti ama caktirmiyordum. ikinci otobusu hevesle beklerken durmadan gecti. biraz bozuldum. aslinda sogukla alip veremedigim bir sey yok. aksine onu seviyorum. sadece esip gurlemesini sevmiyordum, o da esip gurlemedi zaten, agirbasli, farkedilmeyendi ama etkiliydi. bogazlamadan once kurbaninin boynunu oksayan katil gibi.
ucuncu otobuste durmadan gectiginde yarim saati gecmisti bile. biraz biraz teslim oluyordum artik soguga ama inatciydim, onunla bas edilebilirmis gibi. uyusukluk hissini hep severdim, kislari zaten hep sevdim. ankaradaki kari, gurlemeyen sogugu. ama bu sabah inadim tuttu. dorduncu otobuste durmadi. bende artik farkedilmeyen hicbir sey kalmamisti, evet donuyordum. soguk artik bogazimi oksamiyor iyiden iyiye sikiyordu. olsun dedim, varsin katilim o olsun. sonra besincisi de durmadi. ellerim, ayaklarim hicbir yerim tutmuyordu, hissetmedim. yuzumu hissetmedim. agrimaya basladilar. bende teslim oldum, onunla kim inatlasabilirdi? hangi fani? artik pes ettim ve ise yaramaz onca dersten vazgecip evin yolunu tuttum. evde beni sicak bekliyordu. buz gibi sevgilimi sicak bir caya degisecektim. ne fark ederdi? bizler buyuz, hep bir seyleri baska seylere degisiriz. artik utanmiyoruz soylemekten, hic utancimiz olmadi ki bu konuda.
hizli adimlarla kactim soguktan. ama ondan kacmakta, hissetmemekte beni icten ice memnun etti. usumek bizim icin luks oldugundan memn un oluruz. parasizliktan dogalgaz alamadigimiz o hafta hic memnun olmamistim ama. tezatlar hayatin kacinilmazlari.
apartmanin kapisini actim, anahtari bulup delige sokana kadar bir o kadar daha dondu elim. ama sonunda actim.kendimi iceri attim. oldurecek kadar cazibeli gelen, yaklasani guleryuzle karsilayip sonra nefesiyle olduren, yine de anlamsiz bir sekilde sevilen sogugu disarida biraktim.
duraga vardigimda en az on tane titreyen vucutlar vardi. bense teslim olmuyordum. o kadar kisinin icinden sadece benim otobuse sigamamam, sona kalmam nasil bir sansti hala anlamiyorum. ama bozuntuya vermeden duraktaki yerimi geri aldim, ne olacakti ikinci otobuse binerdim. soguk yuzumu dondurmaya baslamisti ama caktirmiyordum. ikinci otobusu hevesle beklerken durmadan gecti. biraz bozuldum. aslinda sogukla alip veremedigim bir sey yok. aksine onu seviyorum. sadece esip gurlemesini sevmiyordum, o da esip gurlemedi zaten, agirbasli, farkedilmeyendi ama etkiliydi. bogazlamadan once kurbaninin boynunu oksayan katil gibi.
ucuncu otobuste durmadan gectiginde yarim saati gecmisti bile. biraz biraz teslim oluyordum artik soguga ama inatciydim, onunla bas edilebilirmis gibi. uyusukluk hissini hep severdim, kislari zaten hep sevdim. ankaradaki kari, gurlemeyen sogugu. ama bu sabah inadim tuttu. dorduncu otobuste durmadi. bende artik farkedilmeyen hicbir sey kalmamisti, evet donuyordum. soguk artik bogazimi oksamiyor iyiden iyiye sikiyordu. olsun dedim, varsin katilim o olsun. sonra besincisi de durmadi. ellerim, ayaklarim hicbir yerim tutmuyordu, hissetmedim. yuzumu hissetmedim. agrimaya basladilar. bende teslim oldum, onunla kim inatlasabilirdi? hangi fani? artik pes ettim ve ise yaramaz onca dersten vazgecip evin yolunu tuttum. evde beni sicak bekliyordu. buz gibi sevgilimi sicak bir caya degisecektim. ne fark ederdi? bizler buyuz, hep bir seyleri baska seylere degisiriz. artik utanmiyoruz soylemekten, hic utancimiz olmadi ki bu konuda.
hizli adimlarla kactim soguktan. ama ondan kacmakta, hissetmemekte beni icten ice memnun etti. usumek bizim icin luks oldugundan memn un oluruz. parasizliktan dogalgaz alamadigimiz o hafta hic memnun olmamistim ama. tezatlar hayatin kacinilmazlari.
apartmanin kapisini actim, anahtari bulup delige sokana kadar bir o kadar daha dondu elim. ama sonunda actim.kendimi iceri attim. oldurecek kadar cazibeli gelen, yaklasani guleryuzle karsilayip sonra nefesiyle olduren, yine de anlamsiz bir sekilde sevilen sogugu disarida biraktim.