17 yılın ardından...

buradaki 17 yılı hesaplarken bile duraladım, bilmem neden, bir an 27 mi ediyor diye düşündüğüm oldu, dalgınlık desem küfür gibi bir tat.

33 canın ardından...

33 ve can sözcüklerini yanyana getirirken ezberden okudum. nasıl bu kadar kuvvetli yapışmış dilime hatırlamam. ama 37 diyeni 35 diyeni gördüm. 2 katliamcılardan, iki de otel görevlilerinden ölen vardı, ben ezberden onları düştüm.

şairi sanatçısı çocukların ardından...

bakmışlığım çok fotoğraflarına, pankarta bile çizmişliğim var da orada çocuklar olduğunu her hatırlamam bir garip. nesimi çimen'in eşinden dinlemiştim 20 yaşında kızların ölmeden önce semah dönmeye kalktıklarını, ağır yaralı çıkmış o. 20 yaşında kızlara artık kardeşim gözüyle bakıyorum, onlar yaşasa abla diyecektim, pek tuhaf.

ne anlatıyor sivas, niye hala anıyoruz, neden bu kadar yakıcı hatırası ve alevi bile olmazken biz solcu ateistler...

madımak müze yapılsın ya da yapılmasın, ondan evvel aynı ilde muhsin bey için müze kurulacak nasıl olsa. devlet günahını kabul etsin ya da etmesin, kefaret ödemeyecek nasıl olsa. bizim için daha canlı bir şey sivas.

biliyorsunuz, arada taraf alıyorum, radikal'in son durumundan dolayı. ama içime de sindiremiyorum. onlar nasıl unutuyorlar sivas'ı anlayamıyorum. bu ülkenin liberalleri ile aynı kaba işeyememizin aslı zira sivas.

demokrasiden bahsetmek, özgürlükleri anlatmak... bunlar hep iyi güzel hoş da bu arada dinsel örgütlenmelerle kolkola girmek, bunu midemizin kaldıramaması sivas.

*****

türbanın özgür bırakılması, andımızın okunmaması, iyi güzel hoş, olsun varsın, umurumuz değil. ama nasıl olur da katilleri, tetikçileri, üstelik tetiği çektiren devlet elinin elinden tutan bir iktidara bu kadar yakınlarken dost bilebilirsiniz.

onlar değişti, her şey değişir, mümkündür. ama insanı ateşe vermek, havaya karışan yanık et kokusu önünde secde etmek, tanrısı bu olanın -üzgünüm- kaderi de karası da değişmez.

bana kimse dinsel özgürlükçülerin sahte demokrasisini vermesin, bana kimse liberalim deyip gülümsemesin. postalı, ateşi yiyen bizsek, bizden gayrısı demokrasi ateşesi kesilmesin.

hegel der: "ateş yakan olduğu kadar yanandır da"

her kimse demokrasiyi seven eskileri unutmadan yoldaşını seçsin.