yalnızlık ordusuna sahip olduğunu iddia eden tek bir ordu düşledim. adına şehir dedim. hep birden hareket eder bu ordu, gece gündüz demeden hemde. düzeni nizamı vardır elbet. bu orduda, kişiselleştirmeyi şiar edinir her bir nefer. şehir kişiselleştirilir. şehir durduğu yerde dururken her bir nefer onu hareket ederken görür. bir şehri kişiselleştirmek. kimliğe bürünmek. yok olmak. anı biriktiricisi bir eskici geçse bir sokaktan ve ses verse ki vermese dahi aynı, birden yalnızlık hissi bedenleşir sokak lambalarından damlayarak. siyah. pis. sanki varmış. hiç kimsenin sahip olamadığı yalnızlık ise şehir dışında. öyleymiş. ben bir şehri kişiselleştirdim ve adını ben koydum. yalnızlık sandım, süründüm. ben bir şehri sevdim ve adını sen koydum. aşk sandım, öldüm. çamurdan tanklar yaptığımı düşledim, telden arabalar, kağıttan uçaklar ve gemiler. bir şehir düşledim içinde sen olan. bir şehir düşledim yerle bir ettiğim. tanklarımla, arabalarımla, uçaklarımla, gemilerimle. ber şehir enkazı düşledim içinde ben olan. kırılan hayaller, yok olan umutlar, yanan yarınlar, ise bulanmış kalkanlar. kollar, bacaklar, kemikler. bir şehir düşledim nefes alıp veren, terleyen, kokan. bir şehir düşledim bir şehrin içinden geçerken başka bir şehre. bir şehir ki arka fonda sürekli sifon sesi.