(sıfır)

insan, yazdıklarının bir başkası tarafından okunacak olması ihtimali içinde daha güzel yazıyor. geri dönen bumerangı seviyoruz.

--
(bir)
sanıyorum hayatımın en sıkıcı, en tekdüze, en insansız, en kadınsız, en sıradan kışını geride bıraktım. ve yine en dertsiz, en kedersiz, en acısız kışını. şeylerin karşıtlarıyla var olduklarını ve onlarla anlamlı olduklarını, dönüşümlerin de "karşıtların birliği ve çelişkisi" içinde olacağını düşünegeldim. derman, dert içinde; mutsuzluk, mutluluk içinde, sevinç, keder içinde olabiliyor.

şöyle diyor ya gülten abla: "dünyada fransa diye bir ülke yokmuş da fransızmışım gibi dolaşıyorum."

nasılsın sorusuna uzun bir süre böyle yanıt vermek istiyorum. dünyada fransa diye bir ülke yokmuş da fransız gibi dolaşıyorum. böyleyim evet. fransız kalmak ancak bu kadar "ince" anlatılabilirdi.

kendi küçük kişisel tarihimde, kendimce büyük acılar yaşadığımı düşünüyorum, gecenin bu vakti, acıdan uyuyamamak nedir biliyorum, dönüp baktığımda bunun çok da büyük, önemli bir şey olmadığını da artık biliyorum. bu güzel bir şey. "aşmak" deniliyor dilimizde belki buna. kelimelerimiz kendimizden büyük olmamalı diyorum bense.

eskiyi aramıyoruz, eskimeyeni arıyoruz, zamana yenilmeyeni. dünsüz ve yarınsız bir bugün içine "zip"ledik pek çok şeyimizi. vakitlerden akşam olmakta, vapurdan iniyorum. beşiktaş çarşı girişinde bir simitçi. "al yanıyor" diyor, sarih sarih söylüyor. al yanıyor. yanan bir şey yok ve bunu herkes biliyor. evet:de te fabula narratur.

senin, benim, hepimizin... alenen göz göre göre birbirimizi kandırdığımız ve bunun değil meşru, böyle olması gerektiğinin kanıksandığı bir zaman. zeitgeist diyor ya alman. zamanın ruhu.
yanlış zamanlarda yaşamak bize düştü.

ben fizik eğitimi aldım, biraz mühendislik bilirim, kafam öyle işler. bu bir sorunsa çözmek isterim. bu rahle-i tedristen geçtim, geçiyorum. genelleştirmek isterim, tüme varmak, yeniden tüme varmak için tümden gelirim. olmayınca olmuyor.

kurallarını bildiğimiz, bilmesek de içinde olduğumuz aptal bir oyunu oynuyoruz. icat edilmiş oyunların en gerçeği, en acımasızı. sonra her bir başkanın eleştirisi hadisesi var. ekliyorum.
fransa diye bir ülkenin olmadığı oyunda fransız bir dolap beygiriyim.

oysa oyunları severim. at l gider, fil çapraz. sicilya dragon varyantı çok keskin olur. ruy lopez, grünfeld. asaltı, koz maça yan sıfır.

hayatımın en zevksiz, en renksiz, en saçma kışını geride bıraktım. çok önemi yok. iflah olmaz bir makrocuyum sonra. ilerlemeye inanırım. ve yine sonra post sensin modern de sana girsin.
hadi gülten abla'ya gidelim.

yine diyor ya:

"üfle. durma doluştuk. kirliyiz. kötüyüz
üfle. ne kadar cehennem olsa o kadar iyidir
üfle. tanrı bıçağa mı benzer girebiye mi?
üfle kör ağzıyla. bir ağzı keskindir"
----

kirliyiz kötüyüz ve yahut çeşme var kurnası mundar.

yine de nasılsın sorusuna şimdi güzel bir yanıtım var.

ve sabah ezanı, ezanların en iyisidir.