iletişim becerinizi geliştirir. bütçenize faydalıdır. yakıt tasarrufundan yanadır. macera yaşatır tecrübe kazandırır. bazıları için yaşam tarzlarının bir parçasıdır. ne olabilir? otostop. peki otostopu mu anlatacağız? hayır. nasıl çekildiğini anlatacağız. hem de süreçleri ve incelikleriyle.
peki nedir otostop? biz uzmanlar için özetle: bir kişinin bir başkasından, özellikle yabancılardan, karşılığında bir ödemem yapmadan, onun aracıyla kısa veya uzun mesafelerde yolculuk yapmayı istemesiyle gerçekleşen yolculuk biçimidir.

ancak amacımızın ne olduğunu bilmeliyiz. can sıkıntısından, yapacak bir şey bulamamaktan, sırf zevk olsun diye otostop çekip, 5 km. sonra inip geriye otostop çekenler diledikleri gibi çekebilirler. ama biz, belli bir yerden belli bir yere, belli bir zaman dilimi içerisinde, hiç parası olmadığından (ya da otobüse verecek parası olmadığından) otostop çeken kişilere sesleniyoruz.

hazırlık.

bir kahramanımız olsa; ismi mağdur adam. birde gidilecek uzun ince bir yol olsa. otostopçuların amentüsü ile başlasak: "gidilecek yer yok, gidilecek yol var" desek. baksak ki mağdur adam iki satir yolda bekliyor. acaba neden? çünkü iyi hazırlanmamış. çünkü başarılı bir otostop sürecinin ilk basamağı hazırlıktır:hazırlıkta doğru giyinmeyle başlar. önce ayakkabılar diyelim çünkü ileride size öğretecek olduğumuz doğru otostop noktasını bulana kadar bir süre dağ bayır yürümek zorunda kalabilirsiniz. kamyon gibi sağ şeritten ağır ağır ilerleyemeyeceğinize göre yol kenarında taş çakıl bir zeminde yürümek zorunda kalabilirsiniz. kösele giyeyim efendi olayım, topuklu giyeyim seksi olayım mantığı otostopta işe yaramaz, şişiverir ayağınız. spor ayakkabılar hem uzun süre beklemek hem de yürümek için idealdir, ter yapmaz koku salmaz ama sadece ilkbahar ve yaz mevsimi kullanımı için uygundur. oysaki otostop her mevsimde yaşanır. her hava otostop için ideal havadır. bahar ayları beklemek için ideal olsa da aşırı sıcaklar ve yağışlı havalarda sizi çaresiz göstermesi anlamında avantajlıdır.

konumuza dönersek giyiminizde sürücüyü durdurma konusunda önemli rol oynar. unutmayın ki otostop iknadır. dar ve açık renkli bir kıyafet çabuk kirlenir ve dar ve rahatsız bir pozisyonda oturmanız gerekirse sizi rahatsız eder. her zaman klimalı ve boş araçlarla seyahat edeceğini farz etmek otostopçunun felsefesine aykırıdır. ayrıca bu tarz kıyafetlerle ceplerinize rahat ulaşamazsınız. hem de hiçbir sürücü üstü başı toz içinde bir yolcuyu arabasına almak istemez. takım elbise, döpiyes falan hiç saymıyorum, hem güneşin altında pişen bir manyak hem de mafya elemanı gibi görünürsünüz. otostop çekmek için paso veya öğrenci kimliği gerekmez ama her zaman en büyük şans öğrenci görünümlülerdedir. etrafta polis yoksa insanlar genellikle öğrencileri parasız ve zararsız olarak tanırlar. ülkemizde tahsilli adamdan zarar gelmez kanaati mevcuttur. 18-25 yaş arası grup öğrenci olarak algılanma şansına fazlasıyla sahiptir. 30 yaşına basıp geçmiş olup ta hala yol parası bulamayan bir insan güven telkin etmez. kendinizi modern ve en önemlisi bir öğrenci gibi göstermeniz gerekir. çünkü çoğunluğun şehir dışında okuyan bir oğlu, kardeşi, tanıdığı vs.. olabilir. unutmayalım ki otostop empatidir.

sürücünün dikkatini çekebilecek cinsten canlı renkli bir tişört ve çok cepli bir pantolon, hem rahattır, hem kir yutar hem de araç içindeki sıkışık pozisyonlarda ceplerinize rahat ulaşabilmenizi sağlar. farklı hava koşulları için ise kapüşonlu bir mont sizi koruyacaktır.
ayakkabılar ve kıyafetlerden sonra aksesuarlara gelince, başta yaşam kaynağımız su fazlasıyla! otostopçuların en büyük dostu harita, kaybolmadığınızdan veya kaçırılmadığınızdan emin olmak için. her türlü işinizi gören ve beklide güvenliğinizi sağlayacak olan isviçre çakısı. açlığınızı bastıracak ve sürücüye ikram ederek dostluk kuracağınız çubuk kraker, (baharatlı olanları tercih etmeyin, hem çok susatır hem de nimetimizin arabasını kokutmak istemeyiz.) gece yolda kalma ve yazıyı sonuna kadar okumazsanız başınıza gelecek olan arabadan atılma ihtimaline karşın el feneri ve çakmak. ileride anlatacağımız özel bir güvenlik önlemi olarak kontör yüklenmiş, şarjı doldurulmuş bir cep telefonu acemi bir otostopçu için yeterlidir. taşıma kolaylığı açısından tabii ki daha az yük daha iyidir ancak ufak bir sırt çantası bile sizi yolcu gibi göstermeye yeter. elinizde hiçbir şey olamadan otostop çekmek şüphe uyandırıcıdır, tecrübeyle sabittir. gördüğünüz gibi otostop hazırlıktır.

konumlanma

peki doğru bir hazırlık aşamasından sonra mağdur adamımız hala bekliyorsa neden olabilir? çünkü literatür'de "hitchhiking spot" olarak tabie ettiğimiz doğru otostop çekme noktasını henüz bulamamış. konumlanama başarılı bir otostop sürecinin ikinci aşamasıdır. hadi bulalım o zaman şu noktayı.
öncelikle gideceğiniz istikamete doğru bütün mahalle ve sapakları arkanızda bırakın. mesela eskişehir'den bursa'ya gitmek istiyorsanız ve anadolu üniversitesi kampüsü önünden otostop çekmeye çalışıyorsanız; o yol bursa'ya da gider, kütahya'ya da gider, tepebaşı'na da gider. ne kadar çok yere çıkarsa o kadar da trafik çıkar. solda ki iki şeridi baştan kaybedersiniz. kimse sizin için sinyal verip şerit değiştirip trafiği alt üst etmez. otostop acı gerçeklerdir. daha az trafik, daha az şerit, daha az sapak daha hızlı otostop demektir. bir minibüse binip bursa-kütahya yol ayrımına gitmek, oradan bursa yönüne gitmek, size kaybettiğiniz zamandan fazlasını kazandıracaktır.

şimdi ise tüm mahalle ve sapakları arkasında bırakmış olan mağdur adam bir yokuşu başında bekliyor ama hala bekliyor çünkü hala yanlış noktada. tırmanma şeridinin başladığı noktada hızını almış hiçbir araç durmak istemez. özelliklede en büyük velinimetimiz olan kamyonlar asla. hadi durdu diyelim, o tekrardan kalkan kamyonla o yokuş bitene kadar siz de bitersiniz. peki ne yapmalı mağdur adam yokuşun öbür tarafına mı geçmeli? hayır. aynı hız sorunu yokuşun öbür tarafı içinde geçerlidir. yokuşlar ve bayırlar otostopçunun en büyük düşmanlarıdır. anlaşılan mağdur adam bir önceki araçtan yanlış yerde inmiş. otostop her zaman ileri doğru gelişmez. hata yaptıysanız geriye doğru yürümek zorunda kalabilirsiniz. mağdur adam araçların kendisini uzaktan görebileceği bir düzlük bulmak zorunda. otoyoldaki hız sınırı bölü iki araçların fren mesafesi için yeterlidir. trafik kurallarındaki araç takip mesafesi de bu kurala göre tespit edilir. ama görüş mesafesi hesabı yaparken sürücünün düşünme payını da hesaba katmalıyız. mesela sizin için sesli düşüneyim: alsam mı almasam mı? alsam mı almasam mı? alsam mı almasam mı? alayım lan hadi." . en az üç saniye. e otoyoldaki hız sınırı 90 olduğuna göre aracımız en az 120 km hızla gidiyor. evet bu durumda mağdur adam matematiğin sıcak kollarına sarılıp formülümüzü uygular: "otoyoldaki hız sınırı+30 çarpı 3bölü 3600" aracın düşünme payıdır. buna aracın saatteki kilometre cinsinden hızı bölü ikiyi de fren mesafesi olarak eklersek; örneğin hız sınırı 90 olan bir yolda 160 metre bizim için yeterlidir. tabi bu yol bir kavşağa, trafik lambasına, tali yol bağlantısına yakınsa araçların hızı daha düşük olacağından mesafeyi kısaltabiliriz. zaten düşük hız her zaman bizim lehimizedir. yani kavşağın veya trafik lambasının bulunduğu yerde değil de, o noktadan gideceği istikamete doğru(bizim son derece bilimsel olarak hesapladığımız mesafe kadar) ilerlerse eğer, mağdur adam doğru otostop çekme noktasını bulacaktır. hele bir de arkasında (bizim örnek verdiğimiz yolda 6 araç uzunluğuna tekabül eder) aracın yanaşabileceği, emniyet şeridi tarzında bir boşluk varsa, o nokta kusursuz "hitchhiking spot" olur.
şimdi mağdur adamımız modern öğrenci görünümüyle, doğru otostop çekme noktasında, yufka yürekli bir eğitim gönüllüsü beklemekte. sizce bitti mi? hayır. şu ana kadar anlattığımız bütün hazırlıklar otostop denen çok yönlü iletişimsinin üçüncü basamağı içindi.

aracı durdurma

mağdur adamımız şimdi beynelmilel pozisyonumuz olan başparmak pozisyonunu alacak. yola dahil olmadan ama görülemeyecek kadar dışında da kalmadan; bedenini trafiğin akış yönüne doğru konumlandırıp, kolunu yola uzatıp diğer parmakları kapalıyken başparmağıyla trafiğin akış yönünü gösterip yol paralelinin biraz yukarısına doğru işaret etmeli.bu dünyanın her yerinde anlaşılır bir pozisyondur. ancak bir çok bilinçsiz ve bu yüzden başarısız otostopçunun düştüğü tuzağa düşmemeli. otostop odun gibi korkuluk gibi çekilmez. saatte 120 km ile giden bir araç sırf siz elinizi havaya kaldırdınız diye durmaz. anlatalım:

aracı görür görmez bir dilenciye benzememeye özen göstererek yorgun bir tavır takının. kurabildiğiniz ilk andan itibaren sürücüyle göz kontağı kurun ki, s,z,n yoldaki bir tabela değil de ihtiyaçları olan zor durumdaki bir insan olduğunuzu iyice hissetsin. göz kontağınızı kaybettiğiniz anda aracı da kaybedersiniz. siz onu umursamazsanız o sizi hiç umursamaz. peki gözlerimiz münasebetini kaybetmeyince araç kesinlikle durur mu? yo mağdur adamlar yo. otostopta kesinlikle diye bir şey yoktur. bu yüzden asla durduramayacağınızı düşündüğünüz, kalabalık aile araçlarına ve süper lüks otomobillere dahi otostop çekin. sonuçta sizi bir yere götürmese bile duran her araç size hedefe yaklaştığınız hissi vererek moral olur. unutmayalım, otostop özgüvendir.

peki başka neler yapabiliriz? bir eliniz başparmak pozisyonunu bozmadan; gözleriniz sürücünün eşek gözlerinde, diğer elinizle konumunuzu güçlendirebilirsiniz. mesela çok sıcak bir günde güneşi işaret ederek " eridik burada be abi " mesajı vermeniz; plaka gideceğiniz şehre aitse heyecanlanır gibi yapıp inatla plakayı işaret ederek bir hemşeri havası yaratmanız; saatinizi gösterip boynu bükük şekilde " ağaç olduk" hesabı yakınmanız; ya da çoğunlukla sırıtmadan sıcak bir gülümseyişinizdir ayağı gazdan kesen. öyle laubali bir şekilde, bir elde sigara çekilmez otostop. ne anlatıyoruz burada, otostop ciddiyettir.

evet, demek ki otostop basit bir başparmak oyunu değil tümüyle vücut dili meselesiymiş. tamda burada "yürüyormuş gibi yapma" diye tabir ettiğimiz yöntemden bahsetmek istiyorum. eğer doğru otostop çekme noktanız önünde veya arkasındaki kısa düzlükte mevcut avantajlarını yitirmiyorsa uygulanabilen bir yöntemdir bu. görünürde araba yokken dilediğiniz gibi yayılabilmek ile birlikte, gelen arabayı gördüğünüz gibi çantanız sırtınızda iki büklüm yürümeye başlarsınız. araba göz kontağı mesafesine geldiğinde, araca doğru dönüp öğrettiğimiz şekilde otostop çekersiniz. birçok sürücü oturan otostopçuya büyük ihtimalle: "oh valla bunlardaki keyif eşekte yok, iş güç yok tabii, çıkmış yola yayılıyor, beklesin eşek herif" şeklinde tepki verecekken; aynı sürücü yürümekte olan bir otostopçu için: "şu azimli gence bak be, para yok dememiş, hava sıcak dememiş, yılmamış sırtında koca çantayla düşmüş memleketin, düşmüş vuslatın yollarına, alayımda şunu sevinsin garip" diyecektir. bu hareket sürücü gözündeki sempatinizi yükseltmeye yöneliktir. tahmin edebileceğiniz gibi, otostop sempatidir.

ayrıca sıklıkla gidip geldiğiniz yollarda kendinize doğru otostop çekme noktalarını belirleyin ki, bu noktalardan başka yerlerde sizi bırakacağını söyleyen hayırsever amcalara nazikçe teşekkür edip, bir arpa boyu yol gitmek için güzelim otostop çekme noktanızdan olmayın. bu basamakta son olarak ise size teknik olarak otostop çekmek olmasa bile, bir taktik daha verebiliriz. en umutsuz anlarınızda en yakınınızdaki benzin istasyonuna ya da kamyoncuların takıldığı bir mekana gidip, şoförlerle muhabbet kurma usulü üzerinden kendinize araç temin edebilirsiniz. otostop her yolu denemektir.
bir de sizi almayan aracın arkasından asla el kol hareketi çekmeyin ki ne sizi o halde görecek olan arkadan gelen araçtan olun ne de hareketi fark edip geri vitese takan abinin levyesiyle tanışın.
peki her ne kadar ilerlemiş olsa da bizim mağdur adam neden yolda olabilir? elbette araçtan atıldığı için. çünkü başarılı bir otostop sürecinin dördüncü ve son aşaması yolculuktur.

yolculuk

bu aşama, hem bir bahane ile yolda bırakılmamanız, hem güvenli bir şekilde yolculuk etmeniz hem de diğer otostopçu kardeşlerinize referans olmanız açılarından önemlidir. doğru davranış biçimi sonucunda umduğunuz şey olan ulaşımdan fazlasını elde edebilirsiniz. sizin çubuk krakerinizden otlanmak yerine size yemek ısmarlayan, kendi yoluna gitmek yerine yolunu değiştirip sizi evinize veya sizin için daha müsait noktalara bırakan araç sahipleri sıkça görülmektedir.
araç durduğunda ilk yapmanız gereken hareket güvenliğe yöneliktir. araca doğru ilerlerken alkolden kurtardığınız beyin hücrelerinin kullanarak plakayı ezberleyin. yolculuğun müsait bir anında otostopa çıktığınızı önceden bildirdiğiniz bir arkadaşınıza plakayı mesaj olarak yollayın. ne de olsa bizler italyan performans sanatçıları değiliz. il trafik kodlarını ezbere bilirseniz sürücünün istikameti ve memleketi hakkında baştan fikir sahibi olursunuz, lehinizedir.

ön koltuk boşsa aracın sağ ön kapısını açıp sürücünün ne yöne seyahat ettiğini öğrenin. uygun bir araçsa ön koltuğa oturmanız daha doğru olacaktır. öyle arkaya yayılıp adama veya kadına taksici, özel şoför muamelesi yapmanız yakışık almaz. o size değil siz ona muhtaçsınız. ama tabi ki otostop tamamen karşılıksız değildir. sürücüler uzun yoldan sıkılıp iki çift laf etmek için alırlar sizi sık sık. ekseriyet kamyon şoförlerinin durma sebebi zaten an uzun en çileli yolculukları onların yapıyor olmasındandır. ve tabi ki siz onun muhabbetine aynı frekanstan cevap vermezseniz hoşnut kalmaz. konuşmak istemeyenler ise bu durumu genellikle müziğin sesini açarak veya çok kısa cevaplar vererek açıkça belli ederler. bu durumlarda hiç zorlamayın. sonuçta önemli olan onun isteğidir. aynı paralelde düşünürsek sohbet esnasında konu ister sanat, ister futbol, ister siyaset olsun hep en ortada durun. taraf tutan aşırı söylemlerden kaçının. kendinizi ailesinin ve milletinin güvenli sularında yüzen sevgili bir vatan evladı olarak göstermenizde fayda vardır. eğer gerçekten öyle biriyseniz sizi tebrik ederiz.

ve artık otostopun en zevkli dakikalarına geldik. araç sizi hedefine nazlı nazlı götürürken, sürücüyle onu memnun eden bir muhabbet kurduysanız, istediğiniz kişi olabilirsiniz. aslında kendiniz hakkında doğru bilgiler vermemeniz zaten güvenliğiniz açısından en doğrusuyken, otostop işinin tadını almış deneyimli insan, kısa bir yolculuk için de olsa hayalinde ki kişiyi yaşar. kazanamadığınız okullarda okur, beğendiğiniz isimleri kullanır, beğendiğiniz sporları yapar, gidemediğiniz yerlere gider, yepyeni bir hayat inşa edersiniz. ve işte geliyor. otostop fantezidir.
işte mağdur adam gideceği yere ulaştı. o artık mutlu adam.

son sözüm eğer varsa bu yazıyı okuyan araç sahiplerine.

otostopçu deyip geçmeyin. durun!