'' insan çok şeyi terkedebiliyor. ölümü karşılamak zorunda kaldığı zaman da herşeyi geride bırakması gerekiyor. ölümün karşısında her zaman çıplak olmalıdır. ölümden geri dönerse bırakmış olduğu her şeyi yeniden emek harcayarak elde etmek zorundadır.

erich maria remaurque''

var olunan yerlerde, gecesinin gündüzünde de tat olmadiğından, gidilecek istikametin ise deneme yanılma yoluyla muhakkak kelek olacağı öngörüsünden dolayi kişi ikilemde kalır. gitsem mi kalsam mi diye?

evet bir yerleri terk edip gitmek biraz maça ister. cünkü kişi dimyata pirince giderken küfeden de olur ve pişmanlik duyar.

fakat pişmanliktan daha beter olan bir şey varsa o da -şeydim, -şaydim diyerek ahir ömrü tüketmektir.

saygisiz terbiyesiz, denizine kenefler akan bir yerde insan niye durur ki? belki ihtiyarladıkca, yağ bağladıkca, gözlerin arkasına yerlesen korkudan dolayı olabilir. ama o korkudan korkmaz esasinda o korkunun farkedilmesinden korkar insan. bu korku kişinin bütün hayatına egemen olur. bunun yanında yahu ben gelecekte halt edeceğim korkusuyla beraber.

evet bir yeri insanlar kıymetlendirir. orada yasayan insanlar eğer iyiyse çöplük bile olsa o mekan yeryüzündeki cennet bahçesi yapar.

fakat insanlar saygısız,kültürsüz ve terbiyesiz ise o yer isterse cennet bahçesi olsun halkali çöplüğünden beterdir.

üstüne üstlük o toplumun ortak noktasindan fersah fersah ilerdeyseniz anlamaktansa havlamayi tercih edenlerin aptalliklarina artik sinirlenemiyorsaniz ve aman siktiret ne olursa olsun diyorsaniz işte o vakit elveda deme çanları fa diyez notasın saat kulesinde çalıyordur.

bu bir depresyon değil, başı ağrısa bile depresyona bağlayanların nitelemesi hiç değil. bu sadece yazin sicaktan kışınn soğuktan şikayet etme darasını düşerek söylenecek bir durumdur.

birşey bitmiş ise fazla gidiklamanın bir alemi yoktur. çünkü kaybettiklerini geri almak hele ki bazi seyleri geri alabilmek daha fazla şeylere mal olmaktadır.

eğer bezginlik dumanları arş-ı alaya yükseliyorsa, vira demir eyvallah diyip karalara boş verip denizlerin uçsuz bucaksızlığına sığınmak evla değil midir? varsın bozuk olsun pusula....

düşüyor düşüyor bu elde düşüyor
kimse dayanamıyor düşme illetine...