*(*signora quiete uktesidir)
güzelliğiyle insanları peşinde koşturan tanrıçamsı peri ekho günü birinde çok yakışıklı bir avcı görür ve hemencecik aşık olur. lakin bizim yakışıklı avcı bu periye yüz vermez. peri kızı da kendini dağlara taşlara vurur, divane olur. olimpos dağı müdavimleri bu duruma çok kızar, öyle bir ceza vermek isterlerki peri kızının dağlarda taşlarda ekho-lanan sesi sussun, acısı dinsin isterler. günün birinde av sırasında susayan avcımız bir göl kenarına çömelik vaziyetteyken sudaki aksini görür ve kendisine yapılan büyünün de etkisiyle bir anda kendi kendine aşık olur. yemeden içmeden kesilir. haliyle yitip gider dağ gibi adam. öldüğü yerde nergis çiçekleri bittiği rivayet edilir. bu adamın adı narkissosdur.
narsizm kişilik bozukluğudur, hastalıktır. bu hastalığa yakalananlar aynı hikayedeki avcı gibi kendilerine aşık, başkasına değer vermeyen, bünyelerinde bencilliğin tavan yaptığı kişi haline gelirler. allah muhafaza bir de istediklerini yapamazlarsa, elde etmek istediklerine ulaşamazlarsa eriyip giderler yine avcı gibi.
sigmund freud bunu ; dış dünyadan soyutlanan libidonun, egoya yönlendirilmesi olarak açıklar. anne karnındaki bebek gibi görür bu hastaları. dış dünyadan sotutlanmış olduğundan tek gerçek kendisidir. yeme içme uyuma gibi ihtiyaçları hayatının tüm gerçeğidir. "birincil narsizm" denilen bu olayda dış dünyanın farkedilmemesinden kaynaklanan bir durum vardır. bebek doğar , büyür ve dış dünyayı farkeder. libidoyu dışarıya yansıtır. lakin bunu başaramazsa ve büyük oranda kendisini ön planda tutmaya devam ediyorsa bu "ikincil narsizm" denilen olaya tekabül eder ve tehlike çanları çalmaya başlar. dış dünya soyut bir hal alır ve gerçekliği yitirilir.
nevroz, paranoya, psikoz gibi akıl hastalıklarının temelinde narsizm yatmaktadır. kişi, etrafındaki herkesin kendisini , kendi gördüğü gibi görmesini ister. bu da olmayınca haliyle narkissos sendromu baş gösterir. sonunda da kişi kafayı kırmakla kalmaz, bedensel olarak ta çöker.
hastalık belirtileri;
1.kritize edilmeye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyar
2.kendi çıkarları için başkalarını kullanır
3.sadece kendini düşünmek
4.yeteneklerini ve başarılarını abartır
5.başarı, güç, güzellik, zeka yada ideal aşk ile ilgili fantaziler kurar
6.başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentiler
7.sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerinde olmasını beklemek
8.başkalarını kıskanmak ve haset etmek
9.aşırı gurur ve mükemmel olduklarına dair inanç
10.suçunu kabul etmez yada eleştiriyi kaldıramaz
11.fedakarlık yada iyilik yapmaz ama gösteriş amacı ile küçük davranışlarda bulunabilir
12.empati yapamaz
13.herşeye hakkı olduğuna inanır
14.yüzeysellik
15.sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurar
16.dikkat çekmek, ilgi odağı olmak ve övülmek arzusu
bunları okuduktan sonra çoğumuz "aha lan bunlar bende de var biraz" diyeceğiz. lakin narsizm kişiliğin gelişmesi, özgüven v.s. için az miktarda olması geren bir hasidse. yani azıcıktan zarar gelmiyor.
psiko-terapi ile tedavisi mümkün ama sabır isteyen bir aşama. zaten narsizm kişilik bozukluğu hastaları bu şikayetle değil, başka sorunlarla gider doktora. iş-eş kaybı gibi durumlar krize sokabilir bu arkadaşları. ne yazık ki hastalıklarının farkında bile değillerdir tehşis konana kadar.
!:erich fromm un sevginin ve şiddetin kaynağı kitabında değinilir bu konuya:!
güzelliğiyle insanları peşinde koşturan tanrıçamsı peri ekho günü birinde çok yakışıklı bir avcı görür ve hemencecik aşık olur. lakin bizim yakışıklı avcı bu periye yüz vermez. peri kızı da kendini dağlara taşlara vurur, divane olur. olimpos dağı müdavimleri bu duruma çok kızar, öyle bir ceza vermek isterlerki peri kızının dağlarda taşlarda ekho-lanan sesi sussun, acısı dinsin isterler. günün birinde av sırasında susayan avcımız bir göl kenarına çömelik vaziyetteyken sudaki aksini görür ve kendisine yapılan büyünün de etkisiyle bir anda kendi kendine aşık olur. yemeden içmeden kesilir. haliyle yitip gider dağ gibi adam. öldüğü yerde nergis çiçekleri bittiği rivayet edilir. bu adamın adı narkissosdur.
narsizm kişilik bozukluğudur, hastalıktır. bu hastalığa yakalananlar aynı hikayedeki avcı gibi kendilerine aşık, başkasına değer vermeyen, bünyelerinde bencilliğin tavan yaptığı kişi haline gelirler. allah muhafaza bir de istediklerini yapamazlarsa, elde etmek istediklerine ulaşamazlarsa eriyip giderler yine avcı gibi.
sigmund freud bunu ; dış dünyadan soyutlanan libidonun, egoya yönlendirilmesi olarak açıklar. anne karnındaki bebek gibi görür bu hastaları. dış dünyadan sotutlanmış olduğundan tek gerçek kendisidir. yeme içme uyuma gibi ihtiyaçları hayatının tüm gerçeğidir. "birincil narsizm" denilen bu olayda dış dünyanın farkedilmemesinden kaynaklanan bir durum vardır. bebek doğar , büyür ve dış dünyayı farkeder. libidoyu dışarıya yansıtır. lakin bunu başaramazsa ve büyük oranda kendisini ön planda tutmaya devam ediyorsa bu "ikincil narsizm" denilen olaya tekabül eder ve tehlike çanları çalmaya başlar. dış dünya soyut bir hal alır ve gerçekliği yitirilir.
nevroz, paranoya, psikoz gibi akıl hastalıklarının temelinde narsizm yatmaktadır. kişi, etrafındaki herkesin kendisini , kendi gördüğü gibi görmesini ister. bu da olmayınca haliyle narkissos sendromu baş gösterir. sonunda da kişi kafayı kırmakla kalmaz, bedensel olarak ta çöker.
hastalık belirtileri;
1.kritize edilmeye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyar
2.kendi çıkarları için başkalarını kullanır
3.sadece kendini düşünmek
4.yeteneklerini ve başarılarını abartır
5.başarı, güç, güzellik, zeka yada ideal aşk ile ilgili fantaziler kurar
6.başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentiler
7.sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerinde olmasını beklemek
8.başkalarını kıskanmak ve haset etmek
9.aşırı gurur ve mükemmel olduklarına dair inanç
10.suçunu kabul etmez yada eleştiriyi kaldıramaz
11.fedakarlık yada iyilik yapmaz ama gösteriş amacı ile küçük davranışlarda bulunabilir
12.empati yapamaz
13.herşeye hakkı olduğuna inanır
14.yüzeysellik
15.sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurar
16.dikkat çekmek, ilgi odağı olmak ve övülmek arzusu
bunları okuduktan sonra çoğumuz "aha lan bunlar bende de var biraz" diyeceğiz. lakin narsizm kişiliğin gelişmesi, özgüven v.s. için az miktarda olması geren bir hasidse. yani azıcıktan zarar gelmiyor.
psiko-terapi ile tedavisi mümkün ama sabır isteyen bir aşama. zaten narsizm kişilik bozukluğu hastaları bu şikayetle değil, başka sorunlarla gider doktora. iş-eş kaybı gibi durumlar krize sokabilir bu arkadaşları. ne yazık ki hastalıklarının farkında bile değillerdir tehşis konana kadar.
!:erich fromm un sevginin ve şiddetin kaynağı kitabında değinilir bu konuya:!