*(*aspirin in uktesi)

okuduğumuz masallarda hep mutlu son vardır baş karakterlere. ama kimse düşünmez, düşünmek istemez diğer masal kahramanlarını.

en basitinden, güzel hatun kişi, yakışıklı prens kişiyle birlikte olur ve biz de mutlu oluruz onlarla. ama ya diğerleri? prensese aşık olan diğer erkekler ya da prensi isteyen diğer prensesler? bunlar için masal mutlu bitmez asla. mutlaka masalın bir yerlerinde kırık kalpler, tam yeşerecekken üzerine kar yağan umutlar bırakılmıştır. prens ve prensesin mutluğunun gölgesinde kimse dönüp onlara bakmak istemez. bunlar ille de kötü karakterler değildir. bir çok masal vardır ki içleri gerçekten iyi kalpli olup, prenses için yeterli olamayan mutsuz prensler, yine çok iyi olup prens için yeteri kadar güzel olmayan kızlarla doludur. bunlar mutsuz kalmışlardır masalda ve masalcı başta olmak üzere okuyucular da bunları pek takmaz. kimse bunları umursamaz. halbuki masalı güzel, heyecanlı yapan bu karakterler değil midir? bunlar olmasaydı masal gerçekten okunmaya değer olabilir miydi? prens ve prenses bir baloda karşılaşır, tanışır, sever evlenirler, bitti. böyle bir masal okur muydunuz?

bir masalın bitişinde son yazmak tüm yan karakterlere ihanettir. sizinle işimiz bitti, ne haliniz varsa görün demektir. yazıktır, günahtır..

masallara son yazmamak lazım, hiç bitirmemek lazım hikayeleri. çünkü ne zaman bir hikaye biter gibi olsa bir başkası yeni başlıyordur ya da devam etmektedir.

kırmızı başlıklı kız masalında, avcı kurdu öldürür, babanne kurdun karnından çıkartılır, herkes mutlu mesud olur... hadi canım sen de! kurt öldü. ölmekle kalmayıp cesedi paramparça edildi. onun açısından mutlu değil bu masal sonu. oysa ki tek suçu doğadan gelen iç güdüleriyle karnını doyurmak istemesiydi. babanne kurt tarafından yutulmuş, sonra kurtn karnı yırtılıp içerden çıkarılmış. vay anam vay... lan testerede bile yok böyle vahşet. o kadın bütün bunları yaşadıktan sonra nasıl normal haatına döner, mutluluk oynu oynar. ömrü oldukça kabuslar görecek, depresyon yaşayacak zavallı kadın. bu mu mutlu son? kırmızı başlıklı kız kurtuldu herkes mutlu değil mi? değil efendim, hemen hemen kız hariç kimse mutlu olamadı masalın sonunda. kurt zaten mefta oldu, çocluk çocuk perişan kaldı arkasında, babanne büyük ihtimalle sıyırdı bir tımarhaneye kapatıldı... ama kız mutlu... hadi len!...

şimdi masalın sonunu kaldıralım, yerine biz birşeyler yazalım;

"kurt babanneyi yememiş aslında. arkadan yaklaşıp eterle bayıltmış, dolaba saklamış. böylelikle babanne, kurtu görmediği ve başına gelenleri algılayamadığı için derin bir depresyondan kurtulmuş olur. kırmızı, eve girince babannesinin yerinde kurt olduğunu anlar çığlık atar, elindeki sepeti çantayı forlatıp koşarak olay mahalinden uzaklaşır. yolda avcıya rastlar, durumu anlatır. bu arada kurt, kırmızının panik anında attığı sepetin içindekileri yer , doyar ve çeker gider. avcı ve kırmızı kulübeye geri döndüğünde babanne ayılmış ama henüz kendine gelememiştir. kırmızı tabi bişey anlamaz, sanırım halisinasyon gördüm deyip avcıdan özür diler. sonra evli evine, köylü köyüne döner ve bir ertesi günün kendilerine neler getireceğini beklemeye başlarlar."

bakın işte, masalda belli bir son yok , hele mutlu son kandırmacası hiç yok. herkes hayatından memnun bir şekilde yolunda yürümektedir halen. kırmızıyı mutlu edecem diye diğer masal kahramanlarının hayatını mahvetmeye gerek yok. mutlu son yazmadan da herkes mutlu mesut hayatına devam edebilir.