uzak memleket.

lise yıllarından beri fıratla bir gün olup gideceğimiz diyar deriz. ilk kimden çıktı, nasıl oldu bilmiyorum, ama bir gün mutlaka gitmeye karar vermiştik. yaklaşık on yıldır da ara ara bunu konuşuruz, kendi çapımızda planlar yaparız, maliyet hesabı çıkarırız. bu şartnamede benim işim arabayı sürmek, burdan irandan başlayarak orta asyanın içlerinden içlerinden moğolistana kadar yol, bre maşallah. fırat gönlü çekerse çekim falan yapacak, ben iran'da ne şart olursa olsun içmemeyi garantileyeceğim, fırat uyuklayacak ben çöl ortasında gece mi gündüz mü olduğu hiç belli olmayacak yollarda bir garip neşet ertaş kasedi takıp arabayı süreceğim... moğolistan, bozkır, gönlünün gördüğü her yerde ufuksuz yalnızlık, kıl çadırlar, atlar... becerip kalabilirsek kendimizi sınırsız yaşayacağız, yaşlanıp biraz dünyalık biriktirirsek ulan bator'da at döner yapan küçük bir dükkan açıp şehrin banliyölerinden dibimizdeki bozkıra gülümseyeceğiz.

planımız hala güncel, o facebook'ta profil altına yok france, yok florida, yok floransa yazan arkadaşlara inat, kocaman bir boşluk bırakacağız.

akşam haberlerinde izledim: sözde moğolistan 20 bin türk erkeği alacakmış, damızlık olarak. inanasım gelmedi, direk aradım fıratı:

- olm moğolistan adam alıyormuş la!
- he duydum, canım sıkıldı.
- niye be bırçet?
- şimdi gidince karı için gittiler derler.
- ne lan, zaten gidecektik, üstüne karı veriyor adamlar işte.
- olm karı derdinden kurtulmaya gidiyorduk bozkıra.
- he... olsun lan belki masrafları da çekerler, ben başvurcam.
- o değil de niye türk erkeği istiyorlar ki, böyle bizi orta asyalı, gözleri çekik falan mı bellediler.
- olm nerden alacak, rus'a dese, rusya'da da kadın nüfusu fazla, rus kadın nüfusu hem... çin'e dese istilaya uğrar.
- aslı var mı bakalım.
- bakalım.

elbette 20 bin türk erkeğinin gittiği bir ülkeye gitmek eskisi kadar cazip gelmiyor, ama herhalde bozkırda bunlardan uzak duracak bir yer buluruz. kadın meselesi ayrı, ondan da uzak durulur bir şekilde.
sahi (bkz: bozkır)