nerede ne zaman başlamıştır bilinmez, aslında buna korku da denemez, şaklabanlığın yarısı, muhabbet tellallığının çeyreğidir.
bir yere iki dakikalığına çanta bırakırsınız, muhatap kişisi, yarım ağız sırıtarak sorar:
- bomba yok değil mi bilader?
bir vakit kafa attı, uzunca açıkladım:
- benim güzel abim; birincisi bomba olsa söyler miyim, ikincisi bomba olsa sorar mısın, üçüncüsü abi bura karakol mu...
derken pek kurnaz esnaf kişisi o esnada lafı tıkarak ağzıma daldı:
- karakol olsa koyacak mısın?
neyse efendim, birkaç hafta önce ankara gölbaşı'nda bağımlılık tedavi merkezinde bir arkadaş ziyretindeyim, çantayı hastabakıcıların odasına bırakıyorum, aynı soru...
arkadaşım burada 20-30 tane alkolik, eroinman vesair kalıyor, kim koyacak, bomba niye koyacak? "alkolik hareket engellenemez" silahlı mücadeleye mi başladı, nasıl bir beslenme rejimin var, alkoliklerle kala kala ne oldun benim güzel abim?
aloooo, sana soruyorum!