daktilo kadınlarla dolu, kareli yalnızların yaşandığı bu evrende, kimsenin kimseyi dinlemediği bu yerde oturup, kahve tüketip, sigur ros dinlemekten başka ne yapabilirim ki petrus!? dalgın, sinirli ve sıkıntılıyım. seslerinin dokunulmazlığına, büyüsüne kendimi kaptırıp fütursuzca yaşıyorum, ya da sanıyorum.. okumak, seyretmek, yazmak ve sevmek istemiyorum. istemediğim şeyleri yapıyorum petrus, anlıyor musun? bir günde aziz olunmuyor petrus!? kim yükseltti seni azizliğe. alelade bir pederken ne halt ediyordun! isa olmasa adını şaraplara verirler miydi? ölümün sadece bir rüyadan ibaret olduğuna inanıyorum petrus; uzun ve karanlık bir rüya.. uyanınca anlatılamayacak olan bir rüya.. uyanış, görkemli olmalı; ışık gözlerimizi kamaştırmalı ve biz gibilerin tasarladığı o gettoya adım atmalıyız topluca.. şarap içmek istiyorum; kusana kadar, böğürene kadar, cebimdeki para bitene değin içmek, içerken soyutlanmak istiyorum. istemeyi kendi şuursuzluğumda sindirip, varoluşumu şarhoşken keşfetmeliyim. sizden kaçmak istiyorum. bacelona'da esrik esrik yürümek, hono-lulu'da - benliğimde- rom içip şarkılar söylemek, dans etmek istiyorum. bak, david çalıyor petrus: on an island. duyuyor musun; tepki ver lanet olasıca! şarabı çok kaçırma demiştim sana; oysa beyoğlu'nda olmalıydık.. tıkılıp kaldık dediği gibi bu dağların arasında.. çok içme petrus, sapıtıyorsun. biraya ara verdik diye, kendini adını taşıyan şarapları bedavadan içebiliyorsun diye, abartman hoş değil. sigara? yaşadıkça hatırlıyorum, hatırladıkça sigaram bitiyor. ben buraya ve oraya ait değilim. yerimi arıyoruum hala.. etkileniyorum sürekli; aklımı kaybediyorum böylece. delirium geliyor petrus..
petrus, çok okumalı, çok seyretmeli, çok gezmeli ve sevmeliyiz. az önce istemiyordun, diyeceksin, yalan söyledim. insan bir kere yalan söyleyince konuşmayı kesmeli. susmalı. olmuyor petrus, sigara az, şarkı çok iyi.., fotoğraflar, fotoğraflar ve fotoğraflar.. resimleri tercih ederim. dali'nin isa'nın kafasına kendi yüzünü nakşedişini pek sevdim. zeki piç! bana bir tablo alın; tuvale alkol, gece ve "kendisini martı sanan şizofren güvercinler" nakşedilmiş olsun. elimi tut, sıkıca. datça'ya gidelim. knidos'ta taş sektirelim iki ayağımız iki farklı denizdeyken. baba'yı ziyaret edip o'na küp küp şarap götürelim.. sigur ros dinleyelim ege'ye nazır; bira içelim akdeniz'le ve bunları hemen yapalım. aklımı kaybediyorum petrus! hiçbir şey yolunda gitmiyor; yapamıyorum. delirium geliyor, sabah oluyor, kahve bitiyor,

oysa kalecik karası içmeliydik o gün;