sen gülümsüyorsun. yani asimile oluyor dişlerin. sen gülümsüyorsun. osmanlıca bir mısra dökülüyor saçlarından. günümüz türkçesiyle:

hiç bilemezsin gözlerini kırparken ne güzelsin
yeni tutulmuş bir güneş gibi

yani,

sen gülümsüyorsun. bir kelebek fırtınalar yaratıyor (kore'de). sen gülümsüyorsun. sigara dumanları olaysız dağılıyor. sen gülümsüyorsun. onlar bir fısıltıdan korkuyorlar (fakat yine de). sen gülümsüyorsun. insan kitleleri ayaklanıyor. sen gülümsüyorsun. beraber üretip beraber yiyoruz (günlük ekmeğimizi). sen gülümsüyorsun. çay şekerimi bir sinekle paylaşıyorum. sen gülümsüyorsun. bahri baba parkı tarihi günlerinden birini yaşıyor. sen gülümsüyorsun. düşman kendiliğinden denize giriyor. sen gülümsüyorsun. med-cezirler dahil herşeyden vazgeçiyoruz. sen gülümsüyorsun. tanrı'nın son yıldızı da gökyüzüne koyduğu ana gidiyorum. sen gülümsüyorsun elektronların konumu da belli oluyor, momentumu da. sen gülümsüyorsun. heisenberg keşke çiftçi olsaydım diyor. sen gülümsüyorsun. elektrikler gidiyor (tüm mahallede). sen gülümsüyorsun. komşuya soruyoruz siz de gitti mi diye (dert tasa). sen gülümsüyorsun. salinger sonunda çavdar tarlasında çocuklar'ın filminin çekilmesine müsade ediyor. sen gülümsüyorsun. acısız bir fare kapanı icat ediyorum (üstelik hilesiz). sen gülümsüyorsun ve ben tavan arasında aya ayak bastığımız günün gazetesini buluyorum (hürriyet).

sen gülümsüyorsun. ingiltere 12 puanı bana veriyor.