buket uzuner romanı.
insanın kendisiyle olan iç savaşını bir aşk üçgeni içerisinde anlatmayı çok iyi başarmış, betimlemeleri tanımlamaları ve dilinin akıcılığı sayesinde sizi koskoca kitabı elinize aldığınız ilk anda bitirme hissiyatı içinde bırakabiliyor bu kitap. 500 sayfa ve hangi ara bitirdiğinizi anlamıyorsunuz gerçekten. sürükleyiciliği gerçekten iyi yakalamış yazarımız. kutluyoruz buradan.
her zaman farklı gözükmüştür (şahsi görüşüm) erkeğin ve/ya kadının kendini erkek ve/ya kadın yerine koyması ve onun gibi düşünüp karşı cins gibi konuşup yazması. bu kitapta bu iki durumda değişik psikolojilerde ki insanlar için çok fazla detayıyla beraber incelenmiş, uygulanmış ve ortaya gerçekten (yine şahsi görüşüm) imrenilecek bir çalışma ortaya çıkmış. bir bayan bir erkeğin iç dünyasını ve özel hayatını bu kadar iyi anlatamazdı cümlesi benim için bu kitapta yerini bulabilir sanırım.
kitapta ki tuna ve ada arasında ki aşk gerçekten muazzam bir aşk olup toz konmamış diye nitelendirilebilecek bir türe aittir kanımca. ki bunun böyle olması böyle bir aşkın, yeryüzünde bulunmasını imkansız kılıyor bence. bu yüzden bana abartılmış gözüktü bu aşk. ya da bilmiyorum kıskandım sanırım, böyle bir aşk yaşayamadığım için olabilir buna sebep eheh. yani 5 yaşında aşık oldum ben de ya da aşık zannediyordum kendimi ama böyle kitapta anlatıldığı gibi de değildi. gidipte hoşlandığım kız için üç kertenkele kuyruğunun karıştırıldığı suyu içmem yani. hiç bi çocuk içmez bence. olmamış orası. (tamamen kıskançlığa vurdum yalnız ehehe)
bi de aras ın dillere destan yakışıklılığı var tabi. yani kitabı okumadıysanız söyleyeyim size, hayatınızda aklınıza gelebilecek en yakışıklı adamdan da yakışıklı bi çocuk bu aras. ve adaya aşık. bahsettiğim aşk üçgeni ada, tuna ve aras arasında geçiyor. garip bir durum gibi gözükebilir ama kitabı okuyunca hiç aklınız karışmayacak. gayet başarılı bir anlatım var. ayrıca aras ın başına gelenler sizi bunalıma sokabilir. hikayenin kopma noktası orası olmuştur zira. etkileyici bir noktadır.
değişik geldi bana ve severek okudum. beklediğimden gayet iyiydi. ilk edebi eser yorumum olduğu için biraz batırmış olabilirim caanım kitabı. napalım hayata dönmeye mezardan çıkmaya çalışıyoruz, edebiyat falan. lafın kısası, okuyun efendim. aspirin in tavsiyesidir sizlere.
insanın kendisiyle olan iç savaşını bir aşk üçgeni içerisinde anlatmayı çok iyi başarmış, betimlemeleri tanımlamaları ve dilinin akıcılığı sayesinde sizi koskoca kitabı elinize aldığınız ilk anda bitirme hissiyatı içinde bırakabiliyor bu kitap. 500 sayfa ve hangi ara bitirdiğinizi anlamıyorsunuz gerçekten. sürükleyiciliği gerçekten iyi yakalamış yazarımız. kutluyoruz buradan.
her zaman farklı gözükmüştür (şahsi görüşüm) erkeğin ve/ya kadının kendini erkek ve/ya kadın yerine koyması ve onun gibi düşünüp karşı cins gibi konuşup yazması. bu kitapta bu iki durumda değişik psikolojilerde ki insanlar için çok fazla detayıyla beraber incelenmiş, uygulanmış ve ortaya gerçekten (yine şahsi görüşüm) imrenilecek bir çalışma ortaya çıkmış. bir bayan bir erkeğin iç dünyasını ve özel hayatını bu kadar iyi anlatamazdı cümlesi benim için bu kitapta yerini bulabilir sanırım.
kitapta ki tuna ve ada arasında ki aşk gerçekten muazzam bir aşk olup toz konmamış diye nitelendirilebilecek bir türe aittir kanımca. ki bunun böyle olması böyle bir aşkın, yeryüzünde bulunmasını imkansız kılıyor bence. bu yüzden bana abartılmış gözüktü bu aşk. ya da bilmiyorum kıskandım sanırım, böyle bir aşk yaşayamadığım için olabilir buna sebep eheh. yani 5 yaşında aşık oldum ben de ya da aşık zannediyordum kendimi ama böyle kitapta anlatıldığı gibi de değildi. gidipte hoşlandığım kız için üç kertenkele kuyruğunun karıştırıldığı suyu içmem yani. hiç bi çocuk içmez bence. olmamış orası. (tamamen kıskançlığa vurdum yalnız ehehe)
bi de aras ın dillere destan yakışıklılığı var tabi. yani kitabı okumadıysanız söyleyeyim size, hayatınızda aklınıza gelebilecek en yakışıklı adamdan da yakışıklı bi çocuk bu aras. ve adaya aşık. bahsettiğim aşk üçgeni ada, tuna ve aras arasında geçiyor. garip bir durum gibi gözükebilir ama kitabı okuyunca hiç aklınız karışmayacak. gayet başarılı bir anlatım var. ayrıca aras ın başına gelenler sizi bunalıma sokabilir. hikayenin kopma noktası orası olmuştur zira. etkileyici bir noktadır.
değişik geldi bana ve severek okudum. beklediğimden gayet iyiydi. ilk edebi eser yorumum olduğu için biraz batırmış olabilirim caanım kitabı. napalım hayata dönmeye mezardan çıkmaya çalışıyoruz, edebiyat falan. lafın kısası, okuyun efendim. aspirin in tavsiyesidir sizlere.