kaydı tutulmayaydı bilmezdi demirbaşlığını bit taneciği, kimse de gülemezdi, kimsenin elinde çıtırdamazdı.
yazdı, köye gitmeler zamanları, kafada bit taneleniyor ya, o vakitler, bir ak tenli çocuk. nasıl da utanmışım bunca vakit de anlatamamışım, köy kahvesinde geçerkene, amca takılır "neden bize gelmiyosun hiç" bilmeyeni vardır, bir kese kağıdı akide şekeri getirilmiş modern ülkeden. "sizde bitleniyorum" diyen bir fahişelik; köy kahvesi önü, düşen paket, dökülen şekerler, bir kocaman büyümüş gözlercik.
kadife bir koku değmesi gibi benim cennetim, yanımda sülfür getirdim bilmiyorsun, kokla. seni cennetten kovanlarla aynı tertip yazıldım da sen bilemedin, cehennemine almadın beni, hep bir araf, hep bir araf. yüzüm dökülmese, yatar kalırım buracıkta. ama annem anar adımı, duramam.
bir kayıtsızlıktan çıkar gibi serin bir sabaha uyanmak ve takınılmamış bir terbiyeyle toprak kokusuna karışan ellerini içime çekmek, ne kadar ölsek o kadar güneşli gülümsüyorsun, ne kadar bizsek o kadar sen oluyoruz bir de üşenmeyip sonlara inanmıyoruz.
döllenmiş şehrin günahlarını anlatıyorsun, ya peki o ızdırabın meleği, onu da mı yedi kat yerin dibine gömeceğiz, halbuki pek tatlı öpüyordum sırtındaki beni, bir de beni çok güldüren rakı içişin -bunun meleğimizle ilgisi yok belki de, ama beni çok güldürürdü bilirim. durmasan duman bölünecek, dimağım biraz daha küçülecek, durmasan üç-beş kurşun fazla yakılacaktı, şenlikli bir uçurtma kuyruğu gibi sallanacaktı ellerimde su ve kim tutacaktı elimden giderken bir cenaze alayının ardından. durmasan... durmadın ki...

baktım kanlı bir elma var dişlerin arasında, seni yalnız koyacak değildim, akıl zaten pek uğramadı sana baktığım zamanların hatrına.
elmadan düşüverdik köy meydanına, annem oluverdi elimden tutan, talihe, zamana değil, en çok bu en son gidişine sövdüm, sırtını açıp da gezinemeden üstelik, en çok bu kovulmalardan korktum, bakışsız, sualsiz, pek bir uzak geçer zindanım. kırpılmış, kovulmuş, birer saat süt içirilip yatırılmış.

kovulduğumuzda sövecek bir halkımız da yoktu, inanır mısın?