"henüz 3 yaşında bir kardeşim vaaar, (bebek) seni ondan bileee kıskanıyoruuuğğmm!!1"

gibi bir şarkı tümcesinde kıskançlık duygusunun tavan noktasını belirtmiş bir şarkıcı abimiz. diyenler çıkabilir ki bu kıskançlık değil (yani şarkıda belirtilen duygu) hastalıktır, hastalıklı bir duygudur, abartıdır, sınırı ve çizgiyi aşmıştır; derim ki değildir arkadaşım!! önce bi otur bi dinle beni, sonra bi daha düşün öyle karar ver buna.

başlıyoruz..

yaratıcıya şükürler olsun ki, uzun süredir dengesi bozulmayan, oldukça güzel süren bir beraberliğim var (nazarlardan ırak). ehh bu sebepledir ki eski ağlak hallerimden de olabildiğince uzağım çokça uzun zamandır. böyle olunca kısa denemeler yerine, uzun öykülemelere kendimi adamış bulunmakta, iki adet proje üzerinde mesai harcamaktayım bu aralar. bu gereksiz detayı da niye verdim bilmiyorum ama sanırım kendime de "niye yazmıyosun sen can" sorusunun cevabını verme gereksinimi hissettim. böylelikle içsel bi rahatlamayı sizlerin önünde gerçekleştirerek, bahsettiğim ilişkimdeki kıskançlık durumlarını anlatmaya başlayayım.

efendim, görenler bilenler vardır belki beni yoksa da (kendimi övmek için demiyorum) yakışıklı demesemde, yüzüme bakılır denebilecek bir yüze sahibim. boy desen yerinde(1,75), zamanında spor yapmışlığımın faydasını da vücudumda görebilirsiniz (kendimi övmüyorum bak!!). hani kız arkadaşım beni bayanlardan kıskansa, bunu hissettirip dillendirse anlarım, çünkü kıskanılmaya müsait bir durumdayım(öyleyim sanırım). hali hazırda işim ve iş yerimin mevkisi itibariyle oldukça fazla bayanla da iletişiyorum. gelgelelim sevgili sevgilim, beni bu durumdan kıskanmıyor da nelerden kıskanıyor sevgili dostalarım..

geçenlerde uzunca süre beraber çalıştığım, köylüm, dostum ve akrabam olan 120 kilocuk minik bi arkadaşımın evinde kalmayı planladım bi gece. kaldım da o gece arkadaşımda fakat kız arkadaşımın bunu kıskanması? sen ona benden daha çok vakit ayırıyorsun demesi? üstüne üstlük bunu mesaj yoluyla kıskanıyorum içerikli bir mesajla gecenin geç saatlerinde belirtmesi?

düşünüyorumda acaba iyi bişey mi, yoksa kötü bişey mi? yani kız arkadaşınız tarafından bir erkek yüzünden kıskanılmanız nasıl bi duygudur sorusunu kendime açıklamaya çalışıyorum. aşmış bir kıskançlık durumuyla karşı karşıyayım sevgili dostlarım. ne yapayım nasıl atlatayım bu durumu bilmiyorum. bi taraftan bakarsakta çok kötü değil, fazlasıyla sahiplenmiş demek beni. onunla vakit daha çok vakit geçirmemi istiyor sanırım. böyle de yorumlayabildim galiba bu durumu.

şimdi benim kıskançlıklarıma gelelim. biraz önce konuştuk kız arkadaşımla, şu an antalya da 7 yıldızlı bir otelde kendisi. annesiyle beraber, annesinin bir iş toplantısına katılmak için oradalar iki gündür. bense istanbulda, şu gün, şu saat itibariyle iş yerimde bu satırları yazmaktayım. telefonda "hayatım, şu an odamın balkonundan akdenizin mavi sularına bakıyorum" derken o, ben burada eve dönme isteğiyle kıvrım kıvrım kıvranıyordum. bak işte normal bi kıskançlık durumu. hani onun orada o durumdayken, benim burada onun durumuyla tezatlığımı kıyaslayarak bi duygu ayaklanması yaşamam bu başlığa sanırım oldukça güzel bir örnek teşkil edebilir.

havuza giriyorum diyor misal, ohh mis, bense burada milletle cebelleşiyorum. akşam parti var diyor partiye gidicek, bense o saatte yollarda eve dönme telaşesinde olacağım büyük ihtimalle. abi kıskanç oldu oluyosun sonra, nasıl kıskanmasın bu bünye söyleyin dostlarım.

işte örnek 1, bir bayanın kıskanması, örnek 2, bir erkeğin kıskanması.

erkeklerle buluşmaya korkar mı yahu insan hiç, korkuyorum işte ben*(*ağlak smiley).

ama çok seviyorum be abi, yaşıyorum diyorum onunlayken.. öyle de bi dengesizim işte *(*terazi burcu erkeği)

şimdi şarkıyı gönül rahatlıyla ön yargısız dinleyebilirsiniz. sevgi, saygı.