insanlığın tek bir yöne/yapıya yönelmesi kimileri tarafından inancın materyalize edilmesi olarak görülür. tanrı'nın tek bir odağa hapsedilmesi gibi algılanır. ''bizim kıblemiz insandır'' felsefesi mekke'ye yönelen zihniyeti hor görme yolunda önemli bir araç olarak görülmekte. zira, bunu savunanların en önemli savı; ''biz insana, siz kıbleye dönüyorsunuz''. durum tam da böyle değil oysa ki. zira, güney taraftan kıbleye dönen kişi, kuzeyden kıbleye yönelene karşı dönmüş vaziyette, batıdaki de doğudakine keza. ortada bir yapı,simge ve halka biçiminde bir yöneliş söz konusu. halkanın karşıt tarafları aynı zamanda birbirinin çehresine bakıyor anlayacağınız.

bir başka manidar gönderme ise; spesifik bir yöne değil, rölativ bir yöne dönüş. zira insanlar, ibadet için batıya/doğuya/vb. spesifik bir yöne dönmek durumunda olsaydı, asıl o zaman yaratıcı kısıtlanmış, tek bir noktaya hapsedilmiş olacaktı. zira ''tanrı batıda ya da doğuda mı ki o yöne yöneliyoruz'' felsefi boşluğu ile karşılaşacaktık. ancak, bireyden topluluğa doğru hareket ettiğimizde görüyoruz ki; dünyanın her tarafından her yöne doğru bir yöneliş var. istanbul'daki güneye doğru yönelirken, sydney'deki kuzeybatıya yönelmekte. bu şu mesajı verir:

''sistemin tek sahibi olan yüce kudreti, nereye bakarsanız orada görürsünüz. o'nu tek bir tarafta aramayın, zira o her yerde ve her yöndedir. mabudunuz birdir, o halde yönelişiniz de bir olsun! ''