bir bardak bira doldur, bir sigara yak, ikisini birlikte bitir, gözlerime bak!
kimsenin acısını üstüne alma diye tembihledim sana, dinleseydin...
dinleseydin boyunca çocukların olacaktı, parklarda gezdirirdin, havuzlu bir siteye taşınırdınız, evham yapardın çocuklar boğulacak diye. çiçek yetiştiremeyecek kadar şehirlisin, peçeteleri koymak için boncuklar ve tellerle uğraşırdın, ya da yatak odası takımları yapardın. dinleseydin şimdi antikalara bile yoğunlaşırdın.
ben herhalde çok çok kütüphane yapmaya çalışırdım, çok çok ve sürekli sıkılır, sürekli havuzlu sitenin havuzundan uzakta dağlara bakardım, dağ olması gerekiyor elbette.
sigarayı bırakırdık, kesin yapardık. ilk hamileliğinde hevesliydik bunu yapmaya, sen gizli gizli içerdin, eminim bundan ve ben elbette susardım, havuza inerdim rahat olman için.
makyaj malzemeleri alırdın, sevmediğin halde, ama canavar gibi bir istek. yo! olmazdı eminim, fakat yatak odasından çok banyoyla ilgilenirdin, ne sabah kalksam kokusu başka bir okyanus sabunlar, köpükler denenmemiş, tatbiki imkansız havlular dolapta, eminim aynaya rujla yazı yazdırmazdın.
sevmezdim yine de giysi işleriyle uğraşmayı, giyim mağazaları gezemezdim, bu yapısal. fakat saatlerce oynardım yeni çağa ait legolarla ve inanılmaz ağlardım eski arkadaşların hallerini düzeltemediğim zamanlarda. gitsek mesela alışveriş merkezlerine ben oturur insanlara bakardım, giysilere uzağım, yine de oyalanırdım ve mutlaka keyif alarak.
çocuklar pek eminim standart olmayan hobiler bulurlardı, bununla eğlenirdik. belki ben eğlenir ve teşvik ederdim de babayı çamura bulama oyunlarını sen illa basketbola yazdırmaya çalışırdın.
çok az kalırdı çaresiz aptal gülümsemenden, giderek küstahlaşırdı yüz hatların, daha gerçekçi dikilirdin, çok az kalırdı salaklıklarından.
giderek unuturdum sanırım gitmeyi, kapanırdım kutuya, giderek severdim gitmemeyi sabah yedibuçuklarda, yüzük ise sahibine geri dönerdi, eminim.
küçük maceraları olurdu oğlan ve kızların, evhamlanırdık, telaşa kapılınca biri, teskin ederdi diğeri, en sevgi dolu halimiz bu kadar işte, yine de eminim suçlamazdık birbirimizi.
kefareti budur vazgeçmemizin. şimdi bir bardak bira, bir sigara, inan ikisi birlikte bitecek, geceyarısı iki bardak bira bir sigara, bu bitmeyecek. sende ne var; iki meme, emzirilen bir çocuk, biliyorsun ikisi birlikte bitecek.
kimsenin acısını üstüne alma diye tembihledim sana, dinleseydin...
dinleseydin boyunca çocukların olacaktı, parklarda gezdirirdin, havuzlu bir siteye taşınırdınız, evham yapardın çocuklar boğulacak diye. çiçek yetiştiremeyecek kadar şehirlisin, peçeteleri koymak için boncuklar ve tellerle uğraşırdın, ya da yatak odası takımları yapardın. dinleseydin şimdi antikalara bile yoğunlaşırdın.
ben herhalde çok çok kütüphane yapmaya çalışırdım, çok çok ve sürekli sıkılır, sürekli havuzlu sitenin havuzundan uzakta dağlara bakardım, dağ olması gerekiyor elbette.
sigarayı bırakırdık, kesin yapardık. ilk hamileliğinde hevesliydik bunu yapmaya, sen gizli gizli içerdin, eminim bundan ve ben elbette susardım, havuza inerdim rahat olman için.
makyaj malzemeleri alırdın, sevmediğin halde, ama canavar gibi bir istek. yo! olmazdı eminim, fakat yatak odasından çok banyoyla ilgilenirdin, ne sabah kalksam kokusu başka bir okyanus sabunlar, köpükler denenmemiş, tatbiki imkansız havlular dolapta, eminim aynaya rujla yazı yazdırmazdın.
sevmezdim yine de giysi işleriyle uğraşmayı, giyim mağazaları gezemezdim, bu yapısal. fakat saatlerce oynardım yeni çağa ait legolarla ve inanılmaz ağlardım eski arkadaşların hallerini düzeltemediğim zamanlarda. gitsek mesela alışveriş merkezlerine ben oturur insanlara bakardım, giysilere uzağım, yine de oyalanırdım ve mutlaka keyif alarak.
çocuklar pek eminim standart olmayan hobiler bulurlardı, bununla eğlenirdik. belki ben eğlenir ve teşvik ederdim de babayı çamura bulama oyunlarını sen illa basketbola yazdırmaya çalışırdın.
çok az kalırdı çaresiz aptal gülümsemenden, giderek küstahlaşırdı yüz hatların, daha gerçekçi dikilirdin, çok az kalırdı salaklıklarından.
giderek unuturdum sanırım gitmeyi, kapanırdım kutuya, giderek severdim gitmemeyi sabah yedibuçuklarda, yüzük ise sahibine geri dönerdi, eminim.
küçük maceraları olurdu oğlan ve kızların, evhamlanırdık, telaşa kapılınca biri, teskin ederdi diğeri, en sevgi dolu halimiz bu kadar işte, yine de eminim suçlamazdık birbirimizi.
kefareti budur vazgeçmemizin. şimdi bir bardak bira, bir sigara, inan ikisi birlikte bitecek, geceyarısı iki bardak bira bir sigara, bu bitmeyecek. sende ne var; iki meme, emzirilen bir çocuk, biliyorsun ikisi birlikte bitecek.