casino'dan goodfellas'a,

bölüm1:

kusursuz iki açılış:

casino filmi robert de niro'nun canlandırdığı sam "ace" rothstein karakterinin havaya uçurulmasıyla başlar. ace şık kıyafeti ile pahalı arabasına doğru ilerlerken, ace'in sesi dış ses olarak girer: "birini sevdiğinizde ona tamamen güvenmelisiniz, sizin olan her şeyin anahtarını ona da vermelisiniz. aksi halde ne anlamı kalır? ben bir süre böyle bir aşk yaşadığımı sandım." arabasının kontağını çevirmesiyle bomba patlar. yavaşlatılmış görüntüde ace önce alevler, ardından kırmızı casino ışıkları içerisinde yuvarlanır, döner vs. patlamayla birlikte bach'ın "st matthew passion" eserinin final korosu girer. gösterişli kapıdan kendinden emin bir şekilde çıkan ace, patlamayla birlikte kendisinden çok daha büyük bir mekanın içinde çaresiz olarak gösterilir. müziğin ilahi yapısının ve yavaş çekimin nedeni: senaristin orijinal senaryoda sahneyi: " lanetin alevleri arasında acı çeker gibi..." şeklinde tarif etmesindendir. bu tarif,(1996 yılında faber& faber yayınevi tarafından yayınlanmış filmin orjinal ingilizce senaryosunda yer almaktadır.)

dış ses ile söylenenlerden bunun bir ihanet sonucu gerçekleştiği düşündürülür. alevler bütün ekranı kaplar ve ace ekrandan ikinci kez uçarak geçişinde daha da ufalmıştır. bu onun düşüyormuş gibi algılanmasına sebep olur. ekrandan silikleşerek yok olur. bunun bir düşüş hikayesi olduğu daha filmin başından verilir. ardından alevler çok yakın çekim yapılarak şekli bozulmuş, casino'nun neon ışıklarına dönüşür. işıkların oluşturduğu genel şekil görülemez çünkü vegas, herkesin ancak bir kısmını bilebildiği bir şehirdir. zaten ace'in ve diğer ana karakter nicky'nin dış sesi de birazdan, ayrıntıları tam olarak bilmediklerini, aslında kimsenin de bilemeyeceğini itiraf edecektir.

casino ışıkları önündeki kredinin sonlarına gelince, ace iyice küçülmüş siluetiyle yukarıda aşağıya aynı yavaşlıkla düşer. siluet aydınlatma ve ace'in sağa sola açılmış kol ve bacakları onu ekrandaki bir böceğe benzetir. işıklar tekrar aleve döner ve bu böcek kendi cehennemine gider.
bu açılış sahnesi scorsese'ye göre özellikle de müziğin yardımıyla çok güçlüdür. (filmin kısa bir özeti gibi.) en tepeden başlayıp, sefil bir yok oluşa varan bir yolculuk.

ardından geçmişe döneriz. scorsese hikayeyi daha baştan, neredeyse tamamen aydınlatır. önce ace nasıl bir bahisçi olduğunu dış sesiyle anlatır. burada ace'i, casino'da, ortama orasının patronu olduğunu belli edecek şekilde bakarken görürüz. bu etkiyi sağlayan birkaç unsur vardır. öncelikle tabii ki ace'in alt açıdan çekilmesi ve robert de niro'nun abartılı dik duruşu. sigarasını yakarken bile boynunu eğmek yerine çakmağı ağız hizasına kadar çıkartıyor. bizde bu sayede pahalı yüzüğünü ve çakmağını daha net görüyoruz. o artık çok para kazanan, önemli ve şık bir adam. zaten film için de niro üzerinde elliye yakın saat ve mücevher kullanılmış. yine elliye yakın kez kıyafet değiştiren de niro için her sahnede kıyafetine uygun takılar bulunmuş. ayrıca bu çekimde alan derinliği de düşük. ancak mekanın bir casino olduğunu anlamamıza yetecek kadar net. bu ace'in işinin ne olduğunu anlatıyor ama alan derinliğinin az olması aslında bir prodüksiyon meselesi. gerçek bir casino ortamı yaratmanın masrafları çok yüksek olacağından, çekimler çoğunlukla sabah saatlerinde gerçek casinolar'da yapılmış. genel çekimlerin hepsinde ön tarafa 70'lerdeki gibi giyinen insanlar yerleştirilirken, arkadaki kalabalıkta gerçek müşteriler oluyormuş. bunun fazla göze batmaması için scorsese bazı sahnelerde alan derinliğini kullanmıyor.(shigt&sound dergisine verdiği röportajdan)

aslında kamera hareketinin kullanılmadığı, 5 adet çekimden oluşan bir giriş sekansı bu. dış ses olarak önce ace sonra nicky, vegas'ta ne iş yaptıklarını ve nasıl olduğunu söylemeden bu işi batırdıklarını anlatıyor.ilk kare alt açıdan ace ve onun dominantlığı. ikinci kare onu bu göreve getiren 5 patronun, bir yemek sofrasında ki görüntüleri. sadece bir tepe lambası kullanılmış. zenginliklerinin sembolü olan sofra en fazla ışığı alıyor, patronların yüzleri yarı aydınlatılmış, arka taraf ise işlerine uygun olarak tamamen karanlık. masa, çerçevenin tam ortasında, ortada büyük patron, sağında ve solunda iki patron daha. simetrik ve rönesans tablosuna benzer bu çerçeve, onları daha eski bir zamandan gibi göstermiş. çünkü, bu sahne de senaryoda: "olympos dağında şarap içen tanrılar gibi..." şeklinde ifade edilmiş.

üçüncü karede, nicky'nin sözü almasıyla, bir barda, kardeşi ve ("goodfellas" filminde öldüreceği aktör) bir arkadaşıyla nicky görülür. dar çerçevede nicky'nin arkasında, onun gösterişi seven ve doymak bilmeyen yapısını vurgulmak için iki tane iri göğüslü sarışın yerleştirilmiştir. nicky'nin gülüp eğlenen rahat tavırları gösteriliyor.

dördüncü kare, sevdiği kadın ginger'ın bir süs havuzu kenarında oturmuş tek başına görüntüsü. kamera onu tek başına üst açıdan çekiyor. ginger kameraya kur yapar gibi gülümseyerek bakıyor. bu düzenleme ginger'ın vegas'taki yerine uygun: ne ace kadar duruma hakim, ne nicky gibi rahat, ne de patronlar gibi ihtişamlı. o, bu çok paranın döndüğü oyuna ancak kenarından tutunabiliyor. dengesiz bir şekilde ekranın sağında, vegas'ta tutunmaya çalışıyor, tek silahı olan güzelliğiyle.

bu yöntemle filmin ana karakterleri kısaca tanıtılıyor ve tekrar odasındaki camdan casino'yu izleyen ace görünüyor. netlik önce tamamen camdaki casino yansımasındayken yavaşça ace'e netlenip bindirmeye benzer bir görüntü yakalanıyor. film daha ziyade, açgözlülük ve hırs hakkında ancak bunları ace ve casino'su üzerinden anlatacak. ace ve casino ayrılmaz iki unsur, bu sebepten ekranda ikiside var. asıl mesleği bahisçilik olan ace ve milyon dolarların döndüğü casino'nun camdan yansıması. bu noktada dış sesten nicky, kendince işlerin neden battığını söylüyor: " bir kez daha anlaşıldı ki bizim gibi kenar mahallelerden gelenlere bu kadar değerli bir şey verilmemeli." bu sözün ardından siyah ekrana geçiliyor. ve bu açılış sekansı son buluyor. bu kısmı ayrı bir açılış olarak değerlendirmemin sebebi filmin son karesinde, yaşlanmış ace'in aynı şekilde ellerini kavuşturarak bu sefer at yarışı ekranını izlemesi.

belki, biçimsel olarak farklı çekilmiş olsa da sırada gelen çöl çekimi de bu tanıtımın bir parçası olabilir. çünkü çöl de vegas'ta bir başrol oyuncusu. nicky sorunların bu çöle gömüldüğünü (cesetleri kastederek) anlatırken kamera çölün üzerinde uzunca bir süre, hızlı bir şekilde ilerleyip sonra yükselerek geniş açıyla çölü çekiyor. bu çekim tamamen çölün büyüklüğünü göstermek için yapılmış. yani asıl gösterilen vegas'ta ne kadar çok "sorun" olduğu.

casino ve goodfellas arasında büyük benzerlikler bulunuyor. dış ses'in filmler üzerinde büyük bir hakimiyeti var. bu karakterleri daha dramatik yapabiliyor. casino filmi başlar başlamaz, ace ölüyormuş gibi gösteriliyor. ace:"kendimi havaya uçurtmadan önce harika bir bahisçiydim" diyor. artık maceranın sonunda öleceğini düşündüğümüz ya da bildiğimiz bir adama bakıyoruz.tarafların olaydaki yeri çok net anlatılmış. insanlar arasındaki diyaloglar yoluyla, birinin gerçekten ne düşündüğünden asla emin olamayız; ama dış ses kullanımı, bize neler hissettikleri veya planladıkları anlamında kesin bilgiler veriyor. bu iki filmde de, seyirci bir nevi tanrı gibi, bütün karakterlerden daha fazlasını biliyor. klasik anlatıya nazaran, karakterleri iç dünyalarıyla birlikte çok daha yakından tanıyoruz.

goodfellas gece otoyolda kırmızı stop ışıkları yanan bir arabanın görüntüsüyle açılıyor. aracın içindeki üç adam bagajdan bazı sesler duyup arabayı kenara çekiyorlar. bagajdaki ceset hakkında bir konuşma yok. sadece henry çok kötü bir ihtimalin var olduğunu belirtecek şekilde uzunca "noooo" diyor.stop lambaları yüzünden karanlıkta tamamen kırmızıya bürünmüş üç adam bagajın karşısında onu açmaya hazırlanıyor. tommy elini ceketinin iç cebine doğru sokuyor. beklenen tabii ki bir silah çıkarmasıyken, kocaman bir kasap bıçağı çıkarıyor. beklenmedik derecede vahşi oldukları çok açık. tommy bagajda ki kanlar içinde yatan adamı önce küfrederek defalarca bıçaklıyor, ardından jimmy birkaç el ateş ediyor. henry ise, araba farı görmüş tilki gibi, bagajın kapağını kapatmaya yönelirken, görüntü donuyor. henry'nin dış sesi: " çocukluğumdan beri hep bir gangster olmak istemiştim."

kusursuz bir biçim:

hikayenin bütün dramatik noktalarında görüntünün donarak bir fotoğrafa dönüşmesi sayesinde, scorsese bize bir gangsterin hayatını ( yaşlı bir adamın torunlarına, aile albümünün sayfalarını yavaş yavaş çevirerek, geçmişini bir masal gibi anlatmasına benzeterek) resimliyor. italyan-amerikan insanlarının o zamanlardaki hayatları için iki yoldan biri olan suç dünyasını, 3 saatlik epik sayılabilecek bir filmde, biçimi sadece tek bir anın üzerine oturtuyor. ben ise hala şaşkınlıkla önünde eğiliyorum.

neşeli bir şarkı ve ekrana hızla giren kımızı goodfellas yazısı. giriş için yine etkili ve sert bir sahne. kırmızı ışık onları yine şeytan gibi gösteriyor. ya da bizim deyişimizle eli kanlı. daha bu şiddetin niye yaşandığını bile bilmiyoruz. ama casino'da ki gibi scorsese yine sonda söyleyeceğini başta söylüyor. hikaye gangster olmaya özenmiş ve olmuş bir genç hakkında. goodfellas filminde de, henry'nin gangster olma aşkının; aslında sınıf atlama çabası olduğunu öğreniyoruz. kredilerden sonra,dış ses hikayeyi anlatmaya başlıyor. 7 kişi, bir evde yaşayan kalabalık işçi ailesi'nin çocuğu, evinin camından barın önünde toplanan ,hepsi aşırı kilolu gangsterleri izliyor. çekimler henry'nin bakış açısından yani uzaktan. çünkü henüz onlardan biri değil. ama asıl dikkat ettiği bazı şeyler detay çekimlerde öne çıkıyor. gangsterlerden birinin araba kapısını kapatırken parmaklarındaki pahalı mücevherler detay çekimle verilmiş. ve en çok onu heyecanlandıran paulie'nin sakin saygı gören yüzü. kiloları zenginliklerini simgeliyor. yangın musluğunun önüne park edebiliyorlar çünkü devlet otoritesi karşısında aciz değiller. kendi ailesinin göremediği bir saygıyı görüyorlar. henry'nin yapmak zorunda olduğu birçok şeyi yapmak zorunda değiller. henry bunların hepsinin farkında ve onların arasına katılmak istiyor. bir yere ait olmak istediğini söylüyor konuşmanın ilerisinde. başka bir sınıfa.

aynı sınıf atlama çabası casino filminde de mevcut. italyanlar ace'den genellikle yahudi diye bahsediyor. bu etnik farklılık asla gerçek patronlar arasına katılamayacağını da gösteriyor. goodfellas'ta da sadece safkan italyan olan tommy'nin patron olma şansı var. ace'in kendisi de filmde:" bu yaptığım iş için beni başka yerde olsa tutuklarlardı ama vegasta madalya takıyorlar" diyor. yahudi bahisçi olarak göremediği saygıyı ve dokunulmazlığı vegas'ta yakalıyor. gerçi burada da nevada eyaletini yöneten kovboy şapkalı ve çizmeli yerli halk karşılığını almadığı zaman onun daha fazla çalışmasına müsade etmiyorlar. onu kendilerine saygısızlık yapan bir yahudi olarak görüyorlar.

başka bir önemli benzerlik: iki filmde de zaman veya şehir atlayışlarında, sahne açılışına bunu belirten bir yazı konulması. çünkü yaşananlar içinde bulunulan zamandan ve mekandan ayrılamaz bu filmlerde. elbette ki, şiddet, hırs, açgözlülük, suç, hayaller, aşk, nefret gibi temalar bu filmlerde de vardır ve bütün insanlığı ilgilendirir ancak; kapitalizm, ekonomik kriz, göçmenlik, ataerkil yapı,suçun organize olması gibi temalarda o yılların amerika'sının, hikayesini oluşturan önemli öğeleridir. iki filmde bazı kısımlarda belgesele benzer görüntüler kullanılıyor.

paranın; toplanması, sayılması, paketlenmesi, el değiştirmesi ve esas patronlara teslimi; bir ürünün fabrikadan müşteriye ulaşmasına benzetilerek gösterilmiş. kapitalizmin üretim olmayan tarafında yer alıyorlar. scorsese kendisinin de yer aldığı bu sahne için, o zamanın casinolarında ki sistemin aynısını olduğunu söylüyor. filmin sonunda ise eski casino binalarının yıkılışı ve yerine gelen yenileri, gerçek görüntülerden kurgulanmış. arka arkaya yıkılan bu binaları izlerken, ace'de sesiyle bize kendi imparatorluklarının çöktüğünü itiraf ediyor. vegas'ta bir devir bitiyor. artık casinolar manav arkasında toplantı yapan yaşlı italyan mafya babaları tarafından yönetilmiyor. (bu "eski- yeni" savaşı az sonra goodfellas filminin kan dondurucu bir cinayet sahnesinde de , micro-cosmos olarak sergilenecek.) büyük şirketler her şeye hakim. ama bu yeni piramitlerin parası da aynı kirli oyundan geliyor.
bölüm 2:

iki kusursuz sahne:

aynı goodfellas filminde de olduğu gibi casino filminde de şiddet önemli bir unsur. iki filmde gerçek olaylardan yola çıkarak, nicholas pileggi ve scorsese tarafından senaryolaştırılmış. iki filmde de şiddet sahnelerinin özelliği ve çarpıcılığı estetize edilmemesinden geliyor.

casino filminin 12. dakikasında, nicky, hızla gerçekleşen, sert, soğuk ve nedensiz bir şiddet eylemi gerçekleştiriyor. sahnede, kamera barın barmenin bulunması gereken tarafında ileri doğru kaydırılmasıyla ilerliyor. bar bu sahnede çok önemli, çünkü kamera barın öteki tarafına hiç geçmiyor. bir nevi yönetmen şiddetle arasına mesafe koyuyor. önce yüzleri birbirine dönük şekilde konuşan bir kadın ve erkek görünürüyor.önlerinde parlak kırmızı bir içki var. kaydırma devam ettikçe nicky ve konuştuğu adamı görüyoruz. onlarda birbirlerine dönükler ve nicky biraz sinirli gibi. kaydırma devam ederken kamera çevrinerek nicky'e dönüyor. alan derinliği yok, dikkat karakterlerde. yinede barın boş olduğu anlaşılıyor. muhtemelen çok geç bir saat. arka tarafta yanıp sönen beyaz spot tarzı ışıklar var. yani ışığın çoğunluğu arkalarından geliyor. bu durum sahneye açık mavi-beyaz bir renk vermekle beraber sigara dumanını çok farkedilir şekilde görünür kılıyorlar ve kırmızı nesneleri parlak bir hale getirmişler. yani dumanaltı ve soğuk bir mekan var.bence burada ki buz mavisi tonlar içerisinde belirginleşen karakterlerimizin soğukkanlı yapıları ise. bazı masaların üzerinde duran kırmızı fenerler ve bardaki kırmızı içki kadehide bir çeşit alarmdır. ardından ace geliyor ve adamın konuştuğu kadına selam verip nicky'nin yanına geçiyor. sudan bir sebep yüzünden adam ace'e küfrediyor. patronlar nicky'ye ace'i kollama görevi verdiği için nicky duruma müdahele ediyor. adamın ace'e kıçına sokmasını söylediği kalemi alıp adamın boğazına defalarca sokuyor ve onu tekmeliyor. ancak adam ilk darbeden sonra yere düştüğü için o andan sonrasını göremiyoruz. yani çerçevenin yarısı barla kaplanmış durumda. o an oradaki kan yerine kırmızı içki olan kadeh çerçeveye girip çıkıyor. barın altında olanları göstermektense zihinlerde canlandırıyor scorsese. bu sahne için şiddetle arasına mesafe koymuş diyebiliriz. ace, karakteri gereği hala soğukkanlı, nicky ise adamı bir yandan tekmelerken aynı anda adamın boğazından çıkan tiz hırıltılarla dalga geçiyor. oysa ki o an sahnedeki en rahatsız edici şey boğazı delinmiş bir adamın nefes alma çabalarının işitsel yansımasıdır. bu da nicky'nin nasıl bir canavar olduğunu anlatmanın çok kuvvetli bir yolu. kamera nicky'deki kanlı kaleme yakın çekim yaptığında, parlayan kan, içki bardağındaki ile aynı renkte. yani çerçeveye girip çıkan kırmızı içki aşağıda da sürekli kan çıktığını anlatmak için kullanılmış.ardından ace'in dış sesi, nicky'nin ne kadar tehlikeli ve kindar bir adam olduğunu anlatırken, görüntüde ace'in omuzundan, çok yavaşlatılmış bir görüntüyle saçları dağılmış nicky'i görüntüleniyor. hala yanmakta olan sigara, onu dumanların arasında yavaşça nefes alan, insan dışı bir yaratıkmış gibi gösteriyor.bu durumda karakter sahneden önce taşıdığı anlamdan fazlasına sahip oluyor. nicky'nin artık görünmesi bile bir sahneye gerilim katmak için yeterli.

bu insandışı yaratık benzetmesini yapmanın sebebi cape fear filmindeki bir sahnenin dvd versyonunun özel seçenekler bölümünde, scorsese'nin sahneyi yorumlayışıdır. de niro'nun vücut egzersizi çalışırken juliette lewis'i telefonla aradığı sahnede, de niro'yu tavandan aşağı sarkarken çekmişti. aslında karakterin yaptığı bir çeşit ters mekik harekti, ancak scorsese onu bu şekilde çekerek, de niro'yu bir yarasaya, yani vampire benzetmek istediğini söyledi ve ardından bu tarz çekimleri bütün korkulması gereken karakterleri için kullandığını belirtti.

bu varlığı ile bile gerilim yaratan karakter, özellikle çölde ace nicky'nin çölde ace ile buluştuğu sahnede ortaya çıkar. oraya varmak için 6 kere araba değiştirmek zorunda kalan nicky, her arabada daha da çok sinirleniyor. çöldeki çekimde, dış karşı açı kullanımının tercih edilmesinin sebebi, sürekli ikisini de çerçevede tutmak istemek. çünkü bu sayede nicky'i tanıyan izleyici onun her an saldırıya geçeceğini düşünüyor. bu yüzden konuşurken çok yakınlar ve bu beklenti gerilim yaratıyor. konuşma sonunda ace nicky'nin arabasının kaldırdığı toz bulutunun içinde kalıyor. görüntüde silikleşip, bir an tamamen kaybolup, sonra yine beliriyor. bu ace'in bir nevi gidip gelmesi, az önce içinde bulunduğu durumun görsel bir karşılığı. ayrıca nicky'nin baskın,saldırgan karakterinin karşısında soğukkanlı kalsada, silikleştiğinin bir göstergesi.

az önce bahsettiğim bar sahnesinin bitiminde ise kamera, uzak bir köşeden barın genel görüntüsünü gösteriyor. bu yeni açıda artık rengarenk ışıklarda var ve "i can't get no satisfaction" şarkısı başlıyor. bütün ağırlık birden yok oluyor. çünkü o dünya için sıradan bir şey gerçekleşti, kolaylıkla unutuluyor.şiddetin ne kadar sıradanlaştığı, nedensizleştiği anlatılıyor. bu sahnede şiddet bir bakıma sansürlenmişse de, nicky ve kardeşinin sopalarla dövülüp canlı canlı gömüldüğü sahnede olaya fazla yorum katmayan bir çekim yapılmış.scorsese "günümüz sinemasında sıkça görülen, şiddetin kendi kendinin sebebi gibi gösterilmesine dayanamıyorum"diyor. filmdeki şiddet karakterlerin temelinde.asla vazgeçmeyen, önü kesildiğinde saldırganlaşan karakterler var.

casino filmindeki bar cinayeti sahnesinin goodfellas filminde bir nevi karşılığı var. jimmy'nin işlettiği bir barda, 6 yıl sonra hapisten çıkmış bir gangsterin, ufak bir kutlaması var. tommy yanında bir kadınla geliyor ve kendini beğenmiş tavırları yüzünden aşağılanıyor. tartışma çıkıyor ve yanındaki kadını evine bıraktıktan sonra geri dönüyor. jimmy ile birlikte adamı öldürüyorlar. bu adam filmin açılışında bagajda olan adam.ve filmin sonunda tommy'nin ölümüne sebep olacak adam. bu sefer bar daha aydınlık. kutlama sebebiyle çok fazla renk var. ama yine diğer filmdeki gibi içeridekiler sadece birbirini tanıyan insanlar. bu gece mekanlarında her zaman saatin çok geç, alkolün çok yüksek olduğu bir anı çağrıştırıyor. hapisten çıkan adamın yanında iki erkek bir kadın var, üç sıkı dostun yanında ise tommy'nin birlikte geldiği kadın. kadınlar büyük ihtimalle orada erkeklerin alınganlığını arttırmak için bulunuyorlar. italyan erkekleri de bütün erkekler gibi, kadının yanında küçük düşmeyi asla kaldıramıyor. casino filminde ki sahnede de kadın gerilimin başladığı noktadaydı. diğer filmde ki sahnede gerilimin sezdirilmesi; renkler, netlik ve duman üzerinden ilerliyordu. bu sahnede ise kamera asla iki tarafı birden aynı çerçeveye sığdıran bir dış açı kullanmıyor. taraf oldukları açıkça belirtilmiş. kadrajda ya onlar var ya da diğerleri. bir tarafta artık küçük işleri bırakmış, "gelecek" . öbür tarafta devri sona eren,ama saygı görmek isteyen"geçmiş". tommy yanındaki kadını bırakıp döndüğünde, barda sadece sıkı dostlar ve öldürecekleri adam kalmış. işıklar azalmış ve yine kırmızı renk önde. kamera henry'de iken, henry kapının açılış sesiyle hızla kapıya doğru yürümeye başlıyor. dikkatler o an henry'de. kamera çevrinmeyle takip ederken, içeri girenin tommy olduğunu görüyoruz ve henry'nin durdurma çabasına rağmen öldürecekleri adama ilerliyor. yani kamera önce sola henry'nin hareketiyle sonra tommy'yi takip ederek sağa hızlı iki pan yapıyor. iki uç noktanın ortasında ise adamı lafa tutmuş jimmy var. bu durumda bu çok oyunculu hareketli sahneyi hiçbirşeyi atlamdan aynı hareketlilikle kaydetmiş oluyor. ardından kavganın hareketliliği içerisinde hem mağdurun bakış açısının, hemde sıkı dostların yüzlerinin yakından gösterildiği kesmelerle ilerliyor sahne. bu sahnedeki şiddetin sertliği ve rahatsız ediciliği karakterlerin davranışlarında. yine sudan bir sebep var ortada. jimmy bir dakika önce dostça sohbet ettiği adamın birden koluyla boğazından yakalayıp, tommy'nin vurabilmesi için uygun hale getiriyor. oysa adamı öldürmek için bir plan yapmadılar. jimmy, tommy gelir gelmez daha onunla konuşmadan bunu biliyor. adeta bu bir prensip meselesiymiş gibi.hakaret ettiğine göre öldürülmesi gerekiyor. ve ana karakterimiz henry yine ancak onları sakinleştirme görevinde.o hep kapıları kapatıp kontrol sağlıyor. filmin başında bagaj kapısını, bu sahnede ise kavga başladığı anda bar kapısını. adama hiç vurmuyor. açılış sahnesinde de bu sahnede de şaşkın gözlerle dostlarını izliyor. ama karşı müdahale de bulunması söz konusu değil, çünkü o zaman girdiği ortamda yeteri kadar sert olmadığı düşünülür. yine filmin başlarında, paulie'nin barında çalışırken, vurulmuş bir adamın kanını durdurmak için temiz önlükleri kullanıyor. patronun tepkisi ise : "sana inanamıyorum henry, bu gerizekalı için 8 tane temiz önlük harcadın. sana nasıl sert bir adam olacağını öğretmem gerek". adamın öldüğünü sanıp, onu masa örtülerine sardıklarında ise dördününde içinde bulunduğu bir genel çekimden, yavaş bir zoom-in ile tommy'ye yaklaşıyoruz. bu zoom-in esnasında kimse konuşmuyor.müzik kısık bir şekilde sahneye dahil oluyor. tommy'nin yüzüne geldiğimizde belli olan şey,tommy'nin bir şeyler söyleyeceği. yine doğal olarak beklenen şey, sinir geçtikten sonra belki bir pişmanlık ifadesi veya "şimdi ne yapacağız" diye sorması olurdu. fakat tommy sadec etraf kan olduğu için dostlarından özür diliyor. aynı silah çıkaracak sanırken kasap bıçağı çıkarması gibi, sandığımızdan da vahşi ve soğukkanlı.görüntü yine kırmızılar içinde kalmış henry'nin yüzünde donuyor.
bölüm 3:

tek felsefe:

film boyunca, bu donmalar, tasvir etmeye çalıştığım gibi bir aile albümünün kareleridir. her seferinde bizi bir adım öteye götürür. babasından dayak yerken donan görüntülerde, artık ailesinden kopup yeni ailesine katılma kararlılığı başlar. filmin başında ve bar sahnesinde ki donmalarda ise onun aslında bu adamlar kadar sert olmadığı ve kopuşun başladığı gösterilir. gençken bir otopark dolusu arabayı yakıp kaçtığında, patlama anı ile henry'nin bir silüet olarak iki eli havada koşarken görüntü donar, yükseliş başlamıştır. her kopuş noktasında görüntü anın önemini vurgulamak için dondurulur. casino filminde ise bu tarz bir görsel yaklaşım bir kere olsa da var. o sahnede gerçekten her şeyi değiştirebilecek bir diyalogun ortasında görüntü donar. büyük patron (italyan olan )yahudi'nin(ace) karısıyla nicky'nin yatıp yatmadığını sorar. casinoda ki paulie tam cevap verecekken görüntü donar dış ses devam eder. "bu adamlar için gerçekten değerli olan bazı şeyler vardır. eğer biri birisinin karısını beceriyorsa hepsi öldürülür. ama yalan söylersem ve bu anlaşılırsa ben de öldürülürüm.ama yine de yalan söyledim." ne söyleyeceğini gerçekten ciddi ciddi düşünmesi gereken bir anda, zaman uzar da uzar.

bu filmlerde kötülük, iyilik ya da kötülerin iyilik anlayışı karma karışıktır. goodfellas'ın sonunda oliver stone'nun jfk'sın da ki gibi henry sadece kameraya konuşur. ardından aslında eski günleri hala özlediğini itiraf eder. filmin başında olmaktan korktuğu bir "hiç kimse"dir artık. tanık koruma programında, nefret ettiği fareler gibi yaşar. evliliklerin de ki bütün sorunlar henry'nin işinden kaynaklanıyor gibi görünse de, asıl karısını yanında tutan işidir. bu yeni hayatında karısı ona daha fazla tahammül edemez ve onu boşar. benzer bir hatayı casino filminde ace'de yapmıştır. hatta scorsese'nin deyimiyle : " bir erkeğin hayatta yapabileceği en büyük hatayı yaptı ve kendisine aşık olmayan bir kadına aşık oldu."casino'daki nicky bir adamın konuşması için kafasını mengeneye sıkıştırıp sonra, eve gidip oğluna kahvaltı hazırlayıp, onu sever ve şımartır. yine casino'daki patronlardan biri annesinin yanında küfürlü konuşamaz. bunu yaptığında özür diler. goodfellas'taki bar cinayetinin ardından, adamı gömmek için eve kürek almaya gittiklerinde, tommy'nin annesiyle oturup, onunla yemek yiyerek ve sohbet ederek onu mutlu ederler. ve hiçbir kurala saygı göstermeyen patronlar, zinaya kendi usullerince tahammül edemez. bu onların kötü insanlar olduğu gerçeğini değiştirmez. scorsese'de bunu yapmaya çalışmaz. sadece o dünya da neler döndüğünü,i talyan-amerikan organize suç dünyasının nasıl bir yapısı olduğunu anlatır. bu yaklaşımını "raging bull" isimli başyapıtı için söylediği bir söze dayanarak kullanıyorum. scorsese jake la mota için: "tanıştırılmak bile istemeyeceğini türden bir adamın, neler düşündüğünü ve neler hissettiğini bilmek istedim sadece." diyor. filmin sonuna eklenen incil alıntısı da bence sadece bu sözle ilgili : " -ve tekrar sordular; isa senin gözlerini açtı, şimdi söyle bu adam günahkar mı değil mi. -bilmiyorum.tek bildiğim eskiden kördüm artık görüyorum."