gerektiği yerde dönün arkanızı, kendi rekorunuzu kırarak deli gibi koşun.

tam anlamıyla tanıdığınız, birlikte yeterince vakit geçirdiğiniz birinin ne demek istediğini, neden bahsettiğini, nereye varmaya çalıştığını seçtiği kelimeden, sesinin tonundan, bakışının yönünden, gtündeki kılından filan çıkarabilirsiniz, şak diye. izah etmez size, gerek kalmaz. anneniz hiçbir zaman "şu an sinirimden gülüyorum" gibi bi cümle kurmamışken, siz onun hangi gülüşünden sonra terliği kafaya yiyeceğinizi bilirsiniz mesela. insan hep böyle yaşamak istiyor, ve deniyor da, sanıyor ki şuan şu çakmağa bakarken, onu kendisine veren lalenin ne kadar da komik biri olduğunu düşündüğünden herkesin haberi var. herkes o geçmişe ve durmadan kullandığı detaylara tanıktı çünkü. sanki birlikte yaşadılar hepsini, aynı şeyleri duydu, aynı saçmalıkları gördüler. tamam da güzelim bir filmin kahramanıyla anlatırken sen hikayeni, o filmi izlemeyen garibanlar ne yapsın? sen "hepimiz çarpıldığımıza göre, hayvanımızı alıp gidelim o zaman." diyerek yanındakiyle beraber kalktığında o oyunu izlemiş olanlar yarılabilir, ama geriye kalanlara senin için endişelenmek düşer en iyi ihtimalle.

iki seçeneğin var; ya böyle şeyler konuşma, ya da oturup izah et; "ya bilmem kimin bi oyununda bi sahne var, adam şey diyor..."

bak miden bulandı gördün mü. bir de üstüne gördüklerini bile unutan bi ton insan var, anlamayan salakları da buna ekle, e hatırlatmaktan da izah etmekten de nefret edersin, pardon da ne skime kuruyorsun o cümleyi madem?

ondan sonra "bla bla nedir olay?" diye soranlara içinden "ebenin amı" de geç.

e ebenin amı yani.

izah: kendime konuşuyorum burda.