şu meşhur spam maillerle gelen, "sıra bana geldiğinde sesini çıkaracak kimse kalmamıştı" temasını kendime düstur edindiğimden bundan kısa bir süre öncesine kadar eşcinsellerin mücadelesini desteklemekteydim. fakat şu an desteklememekteyim. kim ne derse desin. ortalıkta ayyuka çıkan büyük bir haksızlık var. anlatacağım. ama önce nacizane bir gözlemimi aktarmak isterim.
bizim eşcinsel diye daraltıp kutuladığımız şeye, ecnebiler lgbt topluluğu demekte ve bu olayı geniş bir yelpazede incelemektedir. lgbt'yi açacak olursak, lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel topluluk anlamına geliyor. yani bir lgbt aktivisti, sadece eşcinselleri değil bu dört yönelim konusunda eylemlerini sürdürmekte.
bu kabulden çıkışla, homofobi lgbt topluluğuna karşı nefret söyleminde veya nefret suçunda bulunma veya nefrete meyilli olma durumundan çok; sadece eşcinsellere karşı benzer tutuma sahip olmak demektir. ecnebiler bu tip durumlar için jargonu genişletmiş, homofobinin yanında bifobi ve transfobi gibi kelimeler icat etmiş. ben de yazımda bu kelimeleri kullanacağım.
konuya dönelim. homofobi artık benim için meşrulaşmıştır. neden diye soracak olursanız. son zamanlarda kendimi ciddi bir lgbt ortamında buldum. bu ortamda gözlemlediklerim ne yazık ki, amerikan filmlerinde gördüğümüz acı içindeki, dünyaya isyankar gay ve lezbiyenlerden çok farklı.
sohbetlerde bulunduğum lezbiyen insanlar, açıkça biseksüelliğin sapıklık olduğu, birisinin hem kadınlardan hem erkeklerden hoşlanamayacağı konusunda neredeyse fikir birliği içerisindeler. hatta aralarından birkaçı biseksüellikten iğrendiğini belirtti. erkek eşcinseller arasında da fikirler bu yönde. yani uzatmayayım, kısaca, eşcinsel erkek ve kadınlar biseksüelleri sevmiyorlar.
bunun bir de kıskançlık nedeni var elbette. çünkü bir biseksüel bir eşcinsel ile ilişkiye başladığında eşcinsel taraf onun heteroseksüel olabileceği ihtimalini düşünerek tuhaf bir kıskançlığa kapılıyor ve bu kıskançlık da olayı nefrete kadar götürebiliyor. çoğu kez "artık kararını ver, kızlardan mı hoşlanıyorsun erkeklerden mi" şeklinde bir zorlamaya gidiyorlar. ama biseksüelliğin doğal bir yönelim olduğunu unutuyorlar. o insan gerçekten de iki cinse de ilgi duyuyor.
şimdi azalmış olsa da heteroseksüeller tarafından eşcinsellere yapılan her türlü baskının aynısı, eşcinseller tarafından biseksüellere yapılıyor. bire bir aynı.
biseksüeller lgbt toplumunda en çok ezilen kısım. ve neredeyse istenmiyorlar. onur yürüyüşlerinde kendi bayraklarını değil, eşcinsel bayraklarını taşımak zorunda kalıyorlar. biseksüellere olan bu baskıyı ve ayrımcılığı görünce ne yazık ki homofobi gerçeğini anlıyorum. eşcinseller homofobiyi kendileri meşrulaştırıyorlar.
not: bu yazıyı işyerinde çok kısa sürede yazıdığım için çeşitli yapı oturtma kaygısı taşımıyor. okuması keyifli bir yazı olmadı kesinlikle ama idare ediverin. belki aynı anafikirde daha özenlisini yazarım sonra.
bizim eşcinsel diye daraltıp kutuladığımız şeye, ecnebiler lgbt topluluğu demekte ve bu olayı geniş bir yelpazede incelemektedir. lgbt'yi açacak olursak, lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel topluluk anlamına geliyor. yani bir lgbt aktivisti, sadece eşcinselleri değil bu dört yönelim konusunda eylemlerini sürdürmekte.
bu kabulden çıkışla, homofobi lgbt topluluğuna karşı nefret söyleminde veya nefret suçunda bulunma veya nefrete meyilli olma durumundan çok; sadece eşcinsellere karşı benzer tutuma sahip olmak demektir. ecnebiler bu tip durumlar için jargonu genişletmiş, homofobinin yanında bifobi ve transfobi gibi kelimeler icat etmiş. ben de yazımda bu kelimeleri kullanacağım.
konuya dönelim. homofobi artık benim için meşrulaşmıştır. neden diye soracak olursanız. son zamanlarda kendimi ciddi bir lgbt ortamında buldum. bu ortamda gözlemlediklerim ne yazık ki, amerikan filmlerinde gördüğümüz acı içindeki, dünyaya isyankar gay ve lezbiyenlerden çok farklı.
sohbetlerde bulunduğum lezbiyen insanlar, açıkça biseksüelliğin sapıklık olduğu, birisinin hem kadınlardan hem erkeklerden hoşlanamayacağı konusunda neredeyse fikir birliği içerisindeler. hatta aralarından birkaçı biseksüellikten iğrendiğini belirtti. erkek eşcinseller arasında da fikirler bu yönde. yani uzatmayayım, kısaca, eşcinsel erkek ve kadınlar biseksüelleri sevmiyorlar.
bunun bir de kıskançlık nedeni var elbette. çünkü bir biseksüel bir eşcinsel ile ilişkiye başladığında eşcinsel taraf onun heteroseksüel olabileceği ihtimalini düşünerek tuhaf bir kıskançlığa kapılıyor ve bu kıskançlık da olayı nefrete kadar götürebiliyor. çoğu kez "artık kararını ver, kızlardan mı hoşlanıyorsun erkeklerden mi" şeklinde bir zorlamaya gidiyorlar. ama biseksüelliğin doğal bir yönelim olduğunu unutuyorlar. o insan gerçekten de iki cinse de ilgi duyuyor.
şimdi azalmış olsa da heteroseksüeller tarafından eşcinsellere yapılan her türlü baskının aynısı, eşcinseller tarafından biseksüellere yapılıyor. bire bir aynı.
biseksüeller lgbt toplumunda en çok ezilen kısım. ve neredeyse istenmiyorlar. onur yürüyüşlerinde kendi bayraklarını değil, eşcinsel bayraklarını taşımak zorunda kalıyorlar. biseksüellere olan bu baskıyı ve ayrımcılığı görünce ne yazık ki homofobi gerçeğini anlıyorum. eşcinseller homofobiyi kendileri meşrulaştırıyorlar.
not: bu yazıyı işyerinde çok kısa sürede yazıdığım için çeşitli yapı oturtma kaygısı taşımıyor. okuması keyifli bir yazı olmadı kesinlikle ama idare ediverin. belki aynı anafikirde daha özenlisini yazarım sonra.