the wall'da yer alan, ama the wall'da da yer alsaydı keşke dediğim acıtan, `open your heart, i'm coming home` ile süründüren, bu dünyaya ait olmayan pink floyd acısı. pink floyd'u mit olan müziğin tanrısı olarak addetmemdeki sebeplerden biridir şu şarkı. aşk şarkısı değil, the wall şarkısıdır. dirim tiyetır'ı da bu bağlamda tebrik etmek gerekir ki, yaptıkları kavır ile ''oha lan, en iyi kavırlardan!'' tepkisini verip veriştirmişliğim vardır. ama önemli olan yine de david. live versiyonu izlenir ya da dinlenirse, görülür ki, bu adam insan değil.
lise yıllarında, gökhan özen dinleyen anlam veremediğim güruhla beraber takılırken dinlemiştim. güzel müzik yapan bir yerdi, ve biri ağlıyordu şarkıda. sonradan buldum. sonradan ağladım. sonradan `open your heart, i'm coming home` lafları ile biten yazılar yazdım, mesajlar attım. sonra dönüp baktığımda geriye, bundan daha anlamsız bir hareket olmayacağına, şarkıya, pink floyd'a karşı direkt hakaret ettiğime karar verip, içtim. şimdilerde, arada bir dinliyor, arada bir küfrler ediyor, sıkça tapınıyorum. ve diyorlar ki;
''hey you, don't tell me there's no hope at all
together we stand, divided we fall.''
lise yıllarında, gökhan özen dinleyen anlam veremediğim güruhla beraber takılırken dinlemiştim. güzel müzik yapan bir yerdi, ve biri ağlıyordu şarkıda. sonradan buldum. sonradan ağladım. sonradan `open your heart, i'm coming home` lafları ile biten yazılar yazdım, mesajlar attım. sonra dönüp baktığımda geriye, bundan daha anlamsız bir hareket olmayacağına, şarkıya, pink floyd'a karşı direkt hakaret ettiğime karar verip, içtim. şimdilerde, arada bir dinliyor, arada bir küfrler ediyor, sıkça tapınıyorum. ve diyorlar ki;
''hey you, don't tell me there's no hope at all
together we stand, divided we fall.''